Ali GÜLEN / FRANKFURT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, belki de siyasi hayatında hiç yaşamadığı bir basın direnişi ile karşılaştı. Daha önce, her çıkan haberden sonra açıklama gönderip yayınlatan ya da mahkeme yoluyla basını susturmaya çalışan Erdoğan, bu kez Focus'a takıldı. Focus, Erdoğan'ın basın temsilciliği ve büyükelçiliğin tüm çabalarına rağmen, basın açıklamasını yayınlamadı, aksine yeni bir haber yaptı.

GÖNDERİLEN AÇIKLAMA HATALI

Erdoğan'ın gönderdiği tekzip ya da açıklamanın Alman hukuku açısından bir değeri bulunmuyor. Alman ve Avrupa basın hukukuna göre, bir haberde hata varsa, hatalı konular doğrularıyla birlikte cümle cümle açıklanmalı. Oysa, Erdoğan'ın danışmanlarının gönderdiği açıklama, habere ilişkin tek yanlı görüş beyanı niteliğinde. Bu durumda da ilgili basın kurumunun bunu yayınlamama hakkı bulunuyor.

FOCUS'A SALDIRIYORLAR

Alman Focus Dergisi, 27 Haziran'da yaptığı "Erdoğan ve gölge savaşçıları" başlıklığı, Almanya'da yakalanan biri Erdoğan'ın eski danışmanı üç MİT'çi ile ilgili haberine, cumhurbaşkanı Erdoğan'dan iki sayfalık bir açıklama geldiğini duyurdu. 14 Temmuz tarihli haberinde Focus, "Erdoğan'ın basın bürosu Focus'a saldırıyor. Focus'un, Türk ajanlarla ilgili haberi Erdoğan'ı kızdırdı" başlığını kullandı.

"HABERİMİZ AHLAK DIŞIYMIŞ"

Focus şöyle devam etti:

"Gönderilen iki sayfalık açıklama, haberin ahlak dışı olduğunu belirtiyordu. Erdoğan, şimdiye kadar kendisine eleştirel bakan gazetecilere karşı tavırlarıyla biliniyor. Erdoğan'ın oldukça yabani olan çevresinde hazzetmediği ya da beğenmediği gazeteciler ya mahkemelerde sürünüyor ya da hapse girdiler. "

Bu tür davranışlardan yabancı basının da payını aldığını belirten Focus Dergisi, bir süre önce yaptığı bir haber yüzünden New York Times'ın "terbiyesiz" ilan edildiğini belirtti. "Focus'un haberi Erdoğan'ın hoşuna gitmemiş" ara başlığını kullanan Focus daha sonra şöyle devam etti:

"ONUN HİÇ HOŞUNA GİTMEDİ"

"Savcılığın bilgisi ve dosyalara dayanarak yaptığımız Türk casusluk faaliyetleri ile ilgili ilk haber, aslında Fransız basınında ve Anglo-Sakson ülkelerde büyük etki yarattı. Ancak daha büyük etkisi ise Erdoğan'ın ülkesinde oldu.

Focus'un bu haberciliği Erdoğan'ın hiç ama hiç hoşuna gitmedi. Federal Savcılık üç MİT ajanı ile ilgili olarak casusluktan dava açmıştı. Dava açılan üçlünün başı Muhammed Taha Gergerlioğlu, savcılığa göre Erdoğan'ın güvendiği kişilerdendi. Karlruhe'deki suçlama buydu ve devlet bilgilerine dayanıyordu."

"İKİ TARAFA DA BÜYÜK BASKI"

Dergi, Erdoğan'ın kendi haberleriyle ilgili iki sayfalık bir açıklama gönderdiğini ve Erdoğan'ın basın bürosunun oldukça sinirli büyükelçilik aracılığıyla hem Focus hem de internet sitesi olan Focus Online üzerinde baskı yaptığını belirtti. Dergi, "İki sayfalık bir açıklamaydı bu ve Erdoğan, böyle bir gazeteciliğin tolere edilemeyeceğini ve ahlaki olarak değerlendirilemeyeceğini söylüyordu. Erdoğan'a göre haber sadece Türkiye Cumhurbaşkanı'nı değil, Almanya'da yaşayan Türkler'i de zan altında bırakıyordu. Erdoğan'a göre, Gergerlioğlu ona yakın biri değildi ve herhangi biriydi. Ayrıca, Türkiye de yasaların geçerli olmadığı bir yer değildi" diye yazdı.

"CUMHURBAŞKANLIĞI SİTESİNE GİRDİ"

Bu haberin ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın basın bürosu, Focus Dergisi'nin yayınlamadığı açıklamayı cumhurbaşkanlığının internet sitesine koydu. Focus'un da bunu haber yapacağını sandığımız açıklamada şöyle deniliyor;

"Almanya’nın haftalık yayın organlarından Focus’ta 27 Haziran 2015’te yayımlanan bir yazıyla ilgili olarak, 09 Temmuz 2015 tarihinde, Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanlığı tarafından anılan dergiye bir açıklama/tekzip metni göndermiş bulunmaktadır. Ancak Focus dergisi metni okurlarıyla paylaşmak yerine, yeni bir haberle mesnetsiz iddiaları tekrarlamayı, gönderdiğimiz yazılı açıklamayı da kendilerine “baskı uygulamak” diye niteleyerek çarpıtmayı yeğlemiştir. Haberin muhataplarına söz hakkı vermeyen, açıklama/tekzip hakkını hiçe sayan bu tutumun evrensel gazetecilik etiğiyle bağdaşmadığına dikkati çekiyor, anılan derginin yayımlamadığı metni kamuoyuyla aşağıda aynen paylaşıyoruz:

“Haftalık haber dergisi Focus'un 27 Haziran 2015 tarihli nüshasında “Erdogan und seine Schattenkrieger” başlığıyla yayımlanan yazıda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan hakkında ileri sürülen iddialar tümüyle gerçek dışıdır.
Hayal ürünü iddialar eşliğinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Almanya’da mukim masum Türk vatandaşlarını töhmet altında bırakan bir tablo çizilmesi, gazetecilik etiğiyle de bağdaşmamaktadır.

Haberin üzerine bina edildiği Taha Gergerlioğlu adlı şahsın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile herhangi bir yakınlığı ya da ilişkisi söz konusu olmadığı gibi kendisinin herhangi bir resmi görevi de bulunmamaktadır.

Uluslararası hukuk, Konsolosluk yetkililerin görev yaptıkları ülkelerde kendi vatandaşlarına ilişkin adli süreçleri izlemelerini mümkün kılmaktadır. Hal böyleyken, Türkiye’nin Karlsruhe Başkonsolosu Serhat Aksen’in Karlsruhe Federal Mahkemesi’nde bir davayı izlemiş olmasını, yargılanan kişiye destek gibi sunmak ya da “Almanya’nın iç işlerine ve yargı sistemine etki etmeye çalışma” biçiminde yorumlamak objektiflik ve iyi niyet ile asla bağdaştırılamaz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile hiç bir ilişkisi bulunmayan birilerinin Almanya’da Erdoğan adına bilgi topladığı iddiasından Türkiye’deki telefon dinlemelerine kadar çeşitli mesnetsiz suçlamalarla okuyucularınız başta olmak üzere Alman kamuoyunu yanıltılması da gerçekten üzüntü vericidir.

Haberde yer alan MİT’e yardım etmeyi kabul eden Türk kökenli şahısların askerlik sürelerinin kısaltıldığı ve bu şahısların askerlik görevleri akabinde Almanya’da ajanlık faaliyetlerine yönlendirildikleri iddiası da diğerleri gibi yalandır. Bu tarz yalanlar Almanya’daki masum vatandaşlarımızı töhmet altında bırakmaktadır. Türkiye’de askerlik süreleri kanunlarla belirlenmekte olup, bu sürelerde herhangi bir kısaltma yapılması ve bu şahısların istihbari faaliyetlere yönlendirilmesi mümkün değildir.

Almanya’nın da terör örgütleri listesinde yer alan PKK ve DHKP-C’yi adeta mağdur gibi tasvir eden haberde, Türkiye’nin aslı olmayan ithamlardan hareketle kural tanımayan bir devlet gibi sunulması asla kabul edilebilir bir tutum değildir.

Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir hukuk devletidir. Bu kapsamda Almanya’da olduğu gibi Türkiye’de de her kurumun görev ve yetkileri anayasasında net bir şekilde belirlenmiştir.

Takdir edersiniz ki mesnetsiz iddiaların haber gibi sunulması, ilgili medya organının güvenilirliğini de ciddi biçimde zedelemektedir.

Focus dergisinin gazetecilik etiğinin ciddi biçimde ihlal edildiği söz konusu yazıyla ilgili olarak bu düzeltme metnimizi okurlarıyla aynen paylaşacağına inanıyoruz.”