ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass, Fettullah Gülen'in iadesi konusundaki değrlendirmelere ilişkin, "Bizim bakış açımıza göre, tam da bu nedenle bir sürece dahil olan herkesin durumla ilgili yargıları ve değerlendirmeleri, fikirlere değil olgusal gerçeklere dayanmalı" dedi.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass, Fettullah Gülen'in iadesi konusunda ABD'nin yasal çerçeveye bağlı kalacağını, bu çerçevenin de Türkiye ile ABD arasındaki iade anlaşması olduğunu söyledi.

Sunulan kanıtların incelenmesi gerektiğini belirtti. Büyükelçi, Gülen'in iadesi ya da pasaport iptali gerekçesiyle Yeşil Kartı'nın geçersiz olup olmadığı ile ilgili prosedürün nasıl işleyeceği sorusuna yanıt vermedi.

 

Bass hukuki işlem talebi olduğunda bunu Adalet Bakanlığı ve adli sistemin ele alacağını kanıtların incelenip kararın verileceğini ifade etti. Bu konuda atılacak adımların her zaman yanlış anlaşılma riskini olduğunu vurgulayan Bass, "Bizim bakış açımıza göre, tam da bu nedenle bir sürece dahil olan herkesin durumla ilgili yargıları ve değerlendirmeleri, fikirlere değil olgusal gerçeklere dayanmalı" diye konuştu.

"EĞİT-DONAT ANLAŞMASININ ÇOK YAKIN ZAMANDA OLACAĞINI ÜMİT EDİYORUM"
John Bass NTV'ye verdiği röportajda, ABD ile Türkiye'nin Suriye konusunda, özellikle eğit-donatta uzun süredir anlaşma sağlayamamasıyla ilgili olarak Bass, "Ilımlı Suriyeli muhalefetini eğitmeye ve donatmaya başladığımız zaman, bu faaliyetin başarılı olacağını garantilemek için, son derece sistemli, derinlemesine bir yaklaşım sürdürüyoruz" dedi. Eğitimlerin hangi parçalarının kimler tarafından yürütüleceğine ilişkin sorumlulukların belirlenmes ile lojistik ve kişilerin farklı yerlere nasıl taşınması konularının değerlendirildiğini belirten Bass, "Anlaşmanın çok yakın zamanda olacağını ümit ediyorum" dedi. İncirlik Üssü'nün kullanımıyla ilgili olarak detay vermeyen Bass, koalisyon ülkelerinden her türlü katkıyı beklediklerini ancak kararı ülkelerin kendilerinin vereceğini vurgulayarak, "Koalisyonun tüm üyeleriyle birlikte, her bir üyenin yapabileceği potansiyel katkılara bakıyoruz. Katkı sağlamak istedikleri ölçüde, koalisyonun mümkün oldukça fazla üyesinden alabileceğimiz en fazla desteği almayı istiyoruz. Ancak sonuç olarak, koalisyonun her üyesi, hangi katkıların kendi yararlarına olduğuna ve ulusal güvenlik öncelikleri çerçevesinde neyi yapmalarının mümkün olduğuna kendileri karar verecek" açıklamasında bulundu.

"ABD VE BÖLGE İÇİN EN CİDDİ TEHDİD IŞİD"
ABD ve bölge için en ciddi tehdidin IŞİD tehdidi olduğunu yineleyen Bass, "Bununla birlikte, Esad'ı masaya geri döndürmek konusunda baskı yapabilmeleri için ılımlı Suriye muhalefetini güçlendirecek adımlar atmaya da devam ediyoruz. Bölgede kendi geleceklerini seçmek isteyen insanlara verdiğimiz destek konusunda oldukça sağlam bir kaydımız olduğunu düşünüyorum. Şunu söylemeliyim ki, Türk basınında okuduğum bazı haberlerde ya da işittiğim bazı görüşlerde, kendi alaycı ve şiddet içeren siyasi amaçları için bir dini gasp eden bir grup insanın yükselişi konusunda bir şekilde Batı politikasının ya da ABD veya Avrupa'daki davranışların sorumluluk taşıdığının öne sürüldüğünü görüyorum ve bundan rahatsızlık duyuyorum" diye konuştu.

"ABD BAŞKANI TAM YETKİ KULLANMIYOR BİR DİZİ YASAYLA SINIRLANDIRILMIŞ DURUMDA"
Türkiye'deki başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili de konuşan Bass, konunun toplumda tartışıldığı süreçte çok çeşitli fikirlere saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi. Sistemin ABD'de iyi işlemesinin sebebinin birbirinden bağımsız devlet organlarının varlığı ve titiz işleyen bir denetim ağı olduğunu, Başkan'ın tam güç ya da yetki kullanmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı: "Bizim sistemimiz 238 yıllık bir deneyimleme ve iyileştirme sürecinin sonucu. Neden bizim için bu kadar iyi işliyor? Çünkü biz, üç birbirinden bağımsız ama kendi içinde eşit devlet organını kapsayan ve aynı zamanda oldukça titiz işleyen bir denetim ve denge ağına sahip bir sistem yarattık. Böylece güç üç kolun tamamına dağılıyor. Başkanımız hem devletimizin hem de hükümetimizin başı. Ancak herhangi bir zaman, herhangi bir yerde, herhangi bir şeyi yapma konusunda tam güç ya da yetki kullanmıyor. Başkan bir dizi yasayla sınırlandırılmış durumda, Kongre tarafından onaylanan bütçe içinde hareket etmek zorunda ve icraatları ABD Kongresi'nin gözetim ve incelemesine tabi."

"HDP'NİN YAPTIĞI SEÇİMLER KENDİSİNİ İLGİLENDİRİR"
ABD'nin barış sürecine verdiği desteği yineleyen Bass, seçime parti olarak girmeyi planlayan HDP Lideri Selahattin Demirtaş ile bir ay önce görüştüğünü belirterek, "Toplumun geniş kesimlerinden ve gerek hükümet içinden gerekse hükümet dışından pek çok kişiyle bir araya geliyorum. Pek çok siyasi kesimin liderlerinin yanı sıra Sayın Demirtaş ile de görüştüm. HDP'nin yaptığı seçimler kendisini ilgilendirir. Seçimde nasıl bir sonuç alacaklarını göreceğiz. Bence önemli olan, seçimlerin ve kampanyaların, Türkiye'nin oy verecek her bir vatandaşının çok çeşitli partileri ve perspektifleri dinleyebileceği ve bilgilenerek seçimini yapabileceği bir şekilde gerçekleştirilmesi" açıklamasında bulundu.

"ÇANAKKALE'DE NASIL TEMSİL EDİLECEĞİMİZİ SÖYLEMEK İÇİN HENÜZ ÇOK ERKEN"
1915 olaylarının yüzüncü yılına girerken ABD'nin politikasının değişmediğini söyleyen Büyükelçi, 'yaşanan korkunç katliamların dürüst ve adil bir şekilde kabulünün yararlı olacağı' görüşünü tekrarladı. Bu yıl Ermenistan'ın 1915 olaylarının anmasını yaptığı 24 Nisan tarihine denk getirilen Çanakkale Savaşları'nın 100. Yıldönümü töreni için, Cumhurbaşkanı Erdoğan dünya liderlerine davetiyeler göndermişti. Bass ABD'ye gelen davetiyeyle ilgili "Bildiğiniz gibi, küresel bir güç olarak ABD'nin ve en üst düzeydeki yetkililerimizin aynı anda yapmak istedikleri ve birbiriyle çakışan pek çok şey bulunuyor. O nedenle, Çanakkale'de nasıl temsil edileceğimizi söylemek için henüz çok erken" ifadelerini kullandı.
DHA