Milli Eğitim Bakanlığının Alevi Dedesi yetiştirmek için okul açma kararını nasıl değerlendirdiği sorulan Kılıçdaroğlu, "Her okulun faydası vardır. Toplumu ileriye götürecek olan her eğitimin bu ülkeye yararı vardır" dedi.

10 DAKİKA BİLE GÖRÜŞÜLMEDİ

Türkiye'de Bakana göre değişen eğitim politikası olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, " Aklın özgürleşmesini sağlayan bir eğitim politikasını neden hayata geçiremiyoruz. Üzülerek söylüyorum. 4+4+4 sistemi parlamentodan geçtiğinde kalkınma planlarında yoktu. Hükümetin programında yoktu. MEB stratejik planında yoktu. Bakanlar kurulunda 10 dakika bile görüşülmedi. 5 milletvekili teklif verdi, hiçbiri eğitimci değildi. Gönül isterdi ki bu ülkenin bütün öğretmenleri ortak mücadele etsin, 'bizim çocuklarımız denek olarak kullanılamaz' diyebilsinler. Ama ortak çaba üzülerek söylüyorum gösterilmedi. Bir grup öğretmenimiz açıkça destek verdi. Bir toplumda öğretmen saygın değilse, bir toplumda öğretmen ay başını nasıl getireceğim diye düşünüyorsa, bir toplumda öğretmen bütün emeğini öğrenciye veremiyorsa eğitimde önemli hamleler atmak, önemli adımlar atmak mümkün değildir" diye konuştu.

ÖĞRETMEN SAYGINLIĞI

Bir toplumda öğretmen saygın değilse, eğitimde önemli adımlar atmanın mümkün olmayacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Öğretmeni dışladık toplumdan. Saygınlığını törpüledik. CHP'nin yaptığı en önemli toplantı budur. Geleceğimizi düşünüyor, çocuklarımızı düşünüyoruz" dedi.

BUZDOLABI ÜRETMEKLE ÖVÜNEMEZ

"Eğer bir ülkenin başbakanı kalkar biz buzdolabı üretiyoruz diye söylem geliştirirse, onun kafası hala 18 yüzyıldadır" diyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu , "Biz eğer refah toplumu olmak istiyorsak, eğitim kalitesini değer vermek ve katma değeri yüksek ürünler üretmek zorundayız. Nasıl üreteceksiniz. Bilgiyle üreteceksiniz. Bu ülkenin bir bakanı çıktı Of'ta bir konuşma yaptı. 'Biz Müslüman bir ülkeyiz. Bizden bilim adamı çıkmaz ancak ara elamanı çıkar ' diye. Ne demek bizden çıkmaz? Özellikle öğretmenlerimize düşen bir görev var. Toplumun kanaat önderleridir onlar. Öğretmeni saygın kılmazsak ,toplumu ilerletemeyiz. Eğitim politikası belirlenecekse onun temel ögesinin öğretmenler olması lazım. Ama bu ülkede siyasiler herşeyin uzmanı kesilirler. Bugün farklı bir Türkiye tablosu var. Biraz önce gösterilen eğitim tablosunda Türkiye en son sıralardaydı. Biz bunu hak etmiyoruz. Eğer bu ülkede biz, yeni şeyler yapmak istiyorsak, güçlü bir Türkiye'yi inşa etmek istiyorsak yeni şeyler yapmak zorundayız" ifadelerini kullandı.

OSMANLI NEDEN BATTI ?

" Benim çocuğum da benimle farklı düşünen bir babanın çocuğu da aynı okula gidecek" diyen Kemal Kılıçdaroğlu eğitim politikalarının sık sık değişmesine tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu," 12 yıllık süreçte çocuklarımızın çektiğini kimse çekmemiştir. Sorunu bire bir yaşayan velilerimiz. Sorduk onlara, karşılaştığınız sorunlar nedir diye ? 'Okula biz bakıyoruz' dediler. İyi bir eğitim aldıramıyoruz devlet okullarında. Öğretmenlerimiz yetersiz .Osmanlı ile övünürüz. Osmanlı neden battı ? Temel nedeni eğitim. Halkının büyük bölümü okuma yazma bilmeyen devlet ayakta duramaz" diye konuştu.

FİN BAŞARISINI ANLATTI

Toplantıda bir sunum yapan Findandiya Eğitim ve Bilimden Sorumlu Devlet Sekreteri Pilvi Torsti ülkesinin eğitim sistemindeki başarısının nedenlerini anlattı. Finlandiya'nın küçük bir ülke olduğunu söyleyen Torsti, Yüzyılın başında Finlandiya geri kalmış bir ülkeydi. İkinci dünya savaşını büyük kayıplarla kapattık. 39-45 arasındaki bu savaş, bizi büyük kayıplarla karşı karşıya bıraktı. Savaş sonrasında kendi ayağı üzerinde durabilmenin yollarını aradık. Onlarca yıl boyunca hızlı bir büyüme yakalandı. Eğitime, araştırmaya yatırım yapıldı. Bugün meyvelerini topluyoruz " dedi.

FİNLANDİYA'NIN BAŞARISININ SIRLARI

Finlandiya'nın uzun vadeli düşündüğünü söyleyen Torsti," Ağaç satmaktansa keresteyi işleyip satmaya karar verdik. Yüksek istihdam oranını da eğitimle başardık. Vergi sistemi bunu mümkün kıldı. Kamu hizmetlerinde eğitim en önemli alanlardan biri olarak öne çıkıyor. Eğitime çok ciddi vurgu yapıldığını görüyoruz. Bugün Finlandiya'nın dünyanın en müreffeh ülkelerinden biri olması, bu 50 yıllık bu çabaya dayanıyor. 50 yıllık kalkınma süresince 3 temel alana dayandık. Öğretmenlerimizin profesyonelliği, öğrenci odakla yaklaşım ve gençlere güven. Finlandiya'da elit eğitim sisteminde bireysel başarıya önem verilmekte. Ödevler nerdeyse yokla, çok az arasında değişmekte. Benim iki çocuğum var. Hiç ödev yaptıklarını görmüyorum. Bu eğitim sisteminin değerleri, müfredat oluşturulurken eşitlik ve eşdeğerliğin tanıtılması Öğrencilerin refahının desteklenmesi, bilgi ve teknolojiyle çalışmak, farklı okur yazarlıkların öğretilmesi. Finlandiya'da Öğretmen olmak için bir sınava girmeniz ve başarılı olmanız gerekiyor. Herkes bu sınavı kazanamıyor. Tıpla, hukukla aynı seviyede. Öğretmen olmak isteyenlerin karşı karşıya olduğu rekabet, doktorlarla aynı" diye konuştu.


AHLAKİ DEĞİLDİR
Hakan Fidan'la ilgili MHP'yle ortak bir hukuki girişimde bulunup bulanmayacaklarının sorulması üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu kamu görevlisi istifa etmiş, 'ben bir partiden aday olacağım' diyor. Hakkı mı ? Hakkı. İstifası yürürlüğe girdi. Şimdi tekrar yerine dönmek istiyor. Dönüşün kuralları vardır. Yasal düzenlemeleri vardır. Ona uyulması lazım. Ama ondan çok daha önemlisi etik kurallar vardır. Bir Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı bir siyasal partiye girdikten sonra, o partiye üye olduktan sonra şimdi tekrar ayrılıp, eski görevine dönerse bu doğru değildir. Bunu doğru bulmayız. Ahlaki değildir" dedi.

GÜLDÜRMEYİN İNSANI

Bugün bir gazetenin Kabataş ile ilgili manşet haberini hatırlatan muhabire, "Hangi gazete" diye soran Kılıçdaroğlu, aldığı yanıttan sonra, "Sabah. Havuz Medyası mı? Güldürmeyin insanı" diye konuştu. (DHA)