Foto: DHA


TBMM'nin dünkü 25. Dönem 2. Yasama Yılı açılışında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la muhalefet milletvekilleri arasında yaşanan gerilimin ayrıntıları Meclis tutanaklarına yansıdı. HDP'li milletvekillerin, Genel Kurulda İstiklal Marşının okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğanın kürsüye çıkarak konuşma yaptığı sırada salonu terk ettiği oturumda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Ben, büyük Türkiye, yeni Türkiye, güçlü Türkiye, 78 milyonun bir, beraber ve kardeş olduğu bir Türkiye mücadelesi veriyorum. Buradan Kürt kardeşlerime özellikle seslenmek isterim: Biz Kürt kardeşlerimizle her zaman gönül diliyle konuştuk" dediği sırada MHP Elazığ Milletvekili Yavuz Temizer, HDP'nin boş sıralarını işaret ederek "Gittiler" dedi ve sataşmalar başladı.

Temizerin sataşmasına, "Burada Kürt kardeşlerim var benim. Burada Kürt kardeşlerim var da siz tanımıyorsunuz. Şunu bilmeniz lazım, bilemediğiniz bir şey var: Kürt kardeşlerimi onlar temsil etmiyor. Burada Kürt kardeşlerim var" diyerek karşılık veren Cumhurbaşkanı Erdoğanın sözleri Bakanlar Kurulu sıraları ve AKPli milletvekilleri tarafından ayakta alkışlandı.

Erdoğan'dan MHP'lilere sert cevap

Erdoğan'dan MHP'lilere sert cevap


GENEL KURUL'DA YAŞANANLAR MECLİS TUTANAKLARINDA

Cumhurbaşkanı Erdoğanın konuşması sırasında MHP sıralarından yapılan sataşmalar stenograflar tarafından deşifre edilen Meclis Tutanaklarına şöyle yansıdı:

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN - Bir şeyi birbirinden iyi ayırmak lazım. Kürt sorunuyla terör sorunu farklıdır. Siz bunu ayırt edemediniz.

YAVUZ TEMİZER (Elazığ) - Altı yıldır söylüyoruz!

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN - Bugün de gönül diliyle konuşuyoruz. İstiyoruz ki yarın da öbür gün de ebediyen aramızdaki gönül köprüsü sapasağlam muhafaza edilsin. Her bir Kürt kardeşim elini vicdanına koysun ve Türkiyenin nereden nereye geldiğini görsün. Bizleri birbirimizden koparma çabası, birbirimize düşman etme oyunu aslında her ikimizi de hedef alıyor. Bunun için diyorum ki: Kürt ayrıdır, terörist ayrıdır.

YAVUZ TEMİZER (Elazığ) - Altı yıldır söylüyoruz bunu.

RUHİ AKSOY (Osmaniye) - Devlet Bey de bunu söylemişti, 2009'dan beri Bahçeli de bunu söylemişti.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN - Kürt kardeşimin inancı, değerleri, ahlakı, onuru böyle bir örgütle yol yürümeye zaten uygun değildir. Mücadelemiz bir etnik kökenle değil, altını çizerek ifade ediyorum, terörledir, terör örgütüyledir, teröristlerdir.

RUHİ AKSOY (Osmaniye) - Açılımla mı?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN - Terörden en büyük zararı gören de yine Kürt kardeşlerimizdir. Elif Şimşek'i, Yasin Börü'yü, Fırat Sımpili katleden, bununla da kalmayıp cansız çocuk bedenleri üzerinden alçakça algı operasyonları yürüten bir zihniyetin Kürt kardeşlerimle hiçbir ortak noktası olamaz. Biz, Kürt kardeşlerimizle yine gönül diliyle konuşacağız. Bugün, evet, teröre karşı amansız bir mücadele veriyoruz. Dağ taş demeden her tarafta şu anda operasyonlar süreklilik arz eder şekilde devam edecektir, bundan taviz veremeyiz. Bin yıllık kardeşliği bozmamak, özgürlüklerden taviz vermemek için de son derece hassas davranıyoruz.

RUHİ AKSOY (Osmaniye) - İnşallah!

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN - Çözüm süreci, 78 milyonun kardeşliğini tesis etme noktasında bir son aşamaydı, biz bunun zor olduğunu biliyorduk ama başarmak için denemek, mücadele etmek zorundaydık. Bu süreçte nihai aşama olarak kardeşlik adına, huzur adına, yeni ve büyük Türkiye adına silahların bırakılması gerekiyordu. Türkiye düşmanı odaklara taşeronluk yapan örgüt ne yazık ki bunu yapmadı. Terör örgütü alçakça, canice saldırılarına yeniden girişti. Türkiye Cumhuriyeti devleti de terör örgütüne hangi dilden anlıyorsa o dilden cevap veriyor, vermeye devam edecek. Bu örgüt, ülkemiz ve milletimiz için tehdit olmaktan çıkartılana, silahlar gömülüp üzerine beton dökülene kadar bu mücadele sürecektir. Bakın, silahların susması demiyorum, silahların bırakılması ve üzerlerine de betonların dökülmesinden bahsediyoruz.

"DOLABIN FİŞİNİ ÇEKİN O ZAMAN"

YAVUZ TEMİZER (Elazığ) - Dolabın fişini çekin o zaman.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN - Kimi siyasiler, kimi medya kuruluşları, kimi hain ve harici odaklar terör örgütünü desteklese de Türkiye, istiklal ve istikbal mücadelesinden kesinlikle taviz vermeyecektir. Kimin gerçekten teröre karşı mücadele verdiğini, kimin de terörün yanında, arkasında durduğunu, terörü perdelediğini görmektedir.

RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Gördük!

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN - Türkiye Cumhuriyetinin askerini, polisini, korucusunu, A şahsının, B şahsının askeri, polisi, korucusu gibi göstermek teröriste alenen sahip çıkmaktır. Teröristler her gün güvenlik güçlerimize saldırırken bunlarla mücadele edenleri itham etmek teröre destek vermektir. Terörden siyasi rant ummak, aynı şekilde, terörü desteklemektir. Terör örgütünün siyasetin üzerinde vesayet kurmasına rıza gösterilmesiyse terörle mücadeledeki en büyük zaaftır.

RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Bölge zaafla dolu.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN - Siyasi partiler terör karşısında tek yürek, yekvücut olmadıkları sürece şehitlerimizin aziz hatırası önünde, millet önünde mahcup olacaklardır. Buradan terörü ve terör örgütlerini destekleyen ülkelere de sesleniyorum: Ne yaptığınızı çok iyi biliyoruz, çok yakından takip ediyoruz. Tuttuğunuz maşalar gün gelecek sizin elinizi de yakacaktır. DAİŞ, PKK, DHKP-C, vesaire, adı ne olursa olsun…

RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Adını saymayın, adını saymayın.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Niye sayıyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN - …sırf Türkiyeye zarar veriyor diye terör örgütlerini destekleyenler bilsinler ki, gün gelecek, bu namlular onlara da dönecektir.
RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Cumhurbaşkanı, meşruiyet kazandırmayın PKKya!

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN - Rahatsız mı oldun?

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bir Cumhurbaşkanının terör örgütünün adını saymaması gerekir Sayın Cumhurbaşkanı!

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN - Ben sayıyorum. Gereği neyse onu yapın. Çünkü terörün karakteri böyledir; akrep gibi, eninde sonunda kendisini taşıyanları da sokar.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, Sayın Cumhurbaşkanı Genel Kurula hitap etsin lütfen.

"BEN NEREYE HİTAP EDECEĞİMİ ÇOK İYİ BİLİRİM"

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN - Siz bu kürsülerin çok acemisisiniz. Ben nereye hitap edileceğini çok iyi bilirim. Siz daha öğreneceksiniz. Bunun için terörü, terör örgütlerini doğrudan veya dolaylı olarak destekleyen tüm ülkelerin bu tavırlarından vazgeçmelerini bekliyoruz. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teröristle mücadele, evet, önemlidir, ama yeterli değildir. Aslolan terörle mücadeledir, yani sorunun kaynağına inmektir, bir başka ifadeyle bataklığı kurutmaktır. 7 Haziran seçimleri öncesinde, milletimizin iradesine tehditle, baskıyla, şiddetle ipotek koymaya çalışanların kurdukları tezgâhları, ziyaret ettiğim illerimizde bizzat tespit ettim. Buna rağmen, seçim sonrasında sürecin demokrasinin, hukukun, vicdanın, ahlakın, izanın sınırları içinde yürüyeceğine olan inancımızı muhafaza etmeye çalıştık. Ancak terör örgütü, ilk fırsatta silahlarını, bombalarını, tuzaklarını harekete geçirmekten geri durmadı. Bununla da kalmayıp, hadiseleri şahsımın ve Hükümetin başlattığı propagandasını yaparak gerçeği örtme, hedef şaşırtma çabası içine girdiler. Maalesef aynı propagandaya, medya başta olmak üzere çeşitli kesimlerden de destek verenler olduğunu görüyoruz. Biz, bu toprakları kendimize vatan yapmak için bin yıldır mücadele ediyoruz.

RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Yapmadık mı daha?

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, bu topraklar bizim vatanımızdır. Vatanımızı bölmek isteyenlere karşı mücadele ediyoruz.

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, lütfen müdahale eder misiniz.
Sayın Cumhurbaşkanı, biz sizi dinliyoruz efendim.

"SİZ O BÖLGELERE KAÇ KERE GİTTİNİZ ONU SÖYLEYİN?"

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN (Devamla) - Eğer bu coğrafyada yaşamaya devam edeceksek... Ki gidecek başka bir vatanımız olmadığına göre elbette devam edeceğiz. Bin yıldır verdiğimiz… (MHP sıralarından “Gelişigüzel oraya gidebiliyor musunuz?” sesi) Biz o bölgeye çok gittik. Siz kaç kere gittiniz onu söyleyin! Kaç kere gittiniz onu söyleyin! O bölgelerde teşkilat bile kuramadınız, kuramıyorsunuz. Gidin, o bölgelerde çalışma yapın. Hiçbir zaman bunu yapmadınız, yapmıyorsunuz.

YAVUZ TEMİZER (Elâzığ) - Sayenizde!

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN (Devamla) - Ben Cumhurbaşkanı olarak gitmediğim il yok, ilçeleri bile dolaşıyorum.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, Sayın Cumhurbaşkanı milletvekillerimize hitap etsinler.

RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Yeminine sadık kalsın.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN (Devamla) - Bin yıldır verdiğimiz mücadeleyi bugün de gelecekte de devam ettireceğiz. Buradan, terörle mücadelede görev alan tüm güvenlik görevlilerimize ve diğer kamu personelimize de başarılar diliyorum.

İSMAİL OK (Balıkesir) - 3 tane şehit var bugün yine, 3 tane…

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN (Devamla) - Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza şifalar temenni ediyorum. Şehitlerimizin ailelerine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Amacımız… (MHP sıralarından “Gitmeyin cenazelerine.” sesi)
Arkadaşlar, bakın, bizde şehitliğin ne anlama geldiğini biliyorsan bu ifadeyi kullanmazsın. Kıyamete dek şehitlik devam edecektir. Bunu bilmeniz, öğrenmeniz lazım. Ve “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridir ama siz bilemezsiniz.” Fark bu.

OKTAY VURAL (İzmir) - Şehitlerimize “kelle deyin” de demiyor! “Şehitler ölmez, vatan bölünmez”lere “yaygara” demiyor!

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN (Devamla) - Amacımız bu mücadeleyi mutlaka başarıya ulaştırarak şehitlerimizin dökülen tek bir damla kanının dahi boşa gitmemesini sağlamaktır. Terörle mücadele, Cumhurbaşkanıyla Hükümetle devletin ilgili kurumlarıyla birlikte Meclisin, burada temsil edilen siyasi partilerimizin tamamının ortak görevidir.

"DOLMABAHÇE SARAYINDA NE YAPTINIZ?"

İSMAİL OK (Balıkesir) - Dolmabahçe Sarayı'nda ne yaptınız?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN (Devamla) - Bunun için diğer tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakarak terör karşısında birlik, beraberlik, dayanışma, işbirliği içinde olmalıyız.

RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Devlet Beyin dediği gibi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN (Devamla) - Bu safta en küçük bir zafiyete izin vermemeliyiz.

RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Sayın Bahçeli'nin dediği gibi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN (Devamla) - Tekrar milletvekili adayı olursun belki. Yerli ve milli duruşa en çok ihtiyacımızın olduğu konu işte bu meseledir. Küresel sistemde süren değişim ve bölgemizde yaşanan çalkantılar karşısında çelik gibi bir iradeyle tek yürek, tek vücut olarak hareket etmek mecburiyetindeyiz.

RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Adayız, sorun yok.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN (Devamla) - Çocuklarımıza güvenli, huzurlu ve müreffeh bir gelecek bırakmak için başka bir yolumuz, başka bir çaremiz yok. İşte, bunun için, biz, tek millet diyoruz, tek bayrak diyoruz, tek vatan diyoruz, tek devlet diyoruz.

RUHİ ERSOY (Osmaniye) - Adı ne? Adı ne?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN (Devamla) - Türkiye'nin geleceğini işte bu dört sütun üzerinde inşa etmek durumundayız. Bu dört sütundan hiç kimse rahatsız olmasın. Bu dört sütun, 78 milyonu aynı çatı altında buluşturan sütunlardır.

Türkiyenin kazanımlarına ve hedeflerine hep birlikte sahip çıkalım. Bugün geriye doğru baktığımızda nasıl heba edilen imkanları hayıflanarak hatırlıyorsak, bizden sonraki nesillerin de bizi benzer duygularla yâd etmesine izin vermeyelim. Güçlü, büyük, yeni Türkiye'nin inşasını birlikte gerçekleştirerek tarihe hep birlikte hayırla yâd edebileceğimiz bir iz bırakalım.

RUHİ ERSOY (Osmaniye) - İnşallah…

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN (Devamla) - 25'inci Dönem Meclisi'nde bu imkanı yakalayamadık.

MUSTAFA AKAYDIN (Antalya) - Senin yüzünden...

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN (Devamla) - 1 Kasım seçimlerinde belirlenecek 26ncı Dönem Meclisinin bu tarihi fırsatı değerlendireceğine inanıyorum. Bu düşüncelerle, kısa çalışma döneminde ülkemize önemli bir demokratik tecrübe kazandıran 25inci Dönem Meclisimizin siz kıymetli üyelerini bir kez daha kutluyorum.