Elvan, "Paris'teki bu yürüyüşe Netanyahu’nun katılması o ortamın dokusunu bir anlamda bozmuştur. Netanyahu o yürüyüşe yakışmamıştır" dedi.
Yaşamını yitiren işadamı Ahmet Keleşoğlu'nun cenaze törenine katılmak için Konya'ya gelen Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, tören sonrası Vali Muammer Erol'u makamında ziyaret etti.

TÜRKİYE İLE İRAN ULAŞTIRMA SORUNU ÇÖZÜLDÜ

Türkiye ile İran arasında taşımacılık konusunda bazı sıkıntılar yaşandığını hatırlatan Bakan Elvan, bu sorunu iki gün önce çözüme kavuşturduklarını belirtti. İran İletişim ve Enformasyon Teknolojileri Bakanı Mahmut Vaizi’ni ile yapılan müzakereyi anlatan Elvan, şunları söyledi:

"İki gün önce sayın Vaizi ile bir araya geldik. Sayın Vaizi aynı zamanda İran Devlet Başkanı sayın Ruhani'nin Türkiye özel temsilcisi. Biliyorsunuz son birkaç ay içerisinde İran ile taşımacılıkta bazı sıkıntılar yaşamıştık. Yaptığımız müzakereler neticesinde bir çözüme kavuşturduk ve anlaşma sağlandı. Türkiye’den İran’a geçen her bir TIR veya kamyonumuz için başlangıçta 0.8 Euro litre başına para alınıyordu. Daha sonra 1.6 Euro’ya çıkardılar. Bizde mütekabiliyet uygulayarak İranlı taşıtlarda 1.6 Euro para alıyorduk. Ancak yaptığımız görüşmelerde anlaşma sağlandı. Şu an da hem Türk hem İranlı transit amaçlı taşıtlar herhangi bir şekilde bir ödeme yapmayacak. İkili taşıma çerçevesinde gerçekleştirilen işlere yönelik olarak ise örneğin İranlı bir TIR'ın Türkiye’ye mal getirmesi veya bir Türk tırının Türkiye’den İran’a mal götürmesi halinde ise yine 1.6 Euro’luk litre başına para alınması söz konusuydu. Müzakere neticesinde Türk tırlarımız ve kamyonlarımız sadece 0.3 Euro ödeyecekler. Bu şekilde anlaşma sağlandı."

Transit amaçlı İran'da bulunan Türk TIR'larının 4 gün süreyle İran'da kalmasının zorunlu hale geldiğini hatırlatan Bakan Elvan, bu sürenin 2 güne düştüğünü kaydetti. İran Gümrük kapısında İranlı tırlara öncülük tanındığını belirten Elvan, artık bundan sonra Türk tır sahiplerine de eşit muamele yapılacağını ifade etti.

NETANYAHU'YA TEPKİ

Gazetecilerin, Fransa'nın başkenti Paris'te 17 kişinin ölümüne neden olan kanlı saldırıları protesto etmek için düzenlenen Cumhuriyet Yürüyüşü'ne katılan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tepki gösterip Erdoğan'ın kınanmasını istemesi hatırlatıldı. Bakan Elvan da asıl kınanması gereken kişinin Netanyahu olduğunu ve katıldığı o yürüyüşe de yakışmadığını belirtti. Elvan, şöyle konuştu:

"Sayın Cumhurbaşkanımız son derece yerinde bir tepki göstermiştir. Aslında sayın Cumhurbaşkanımızın gösterdiği bu tepki tüm Müslüman kitlelerin bir anlamda içinde olup da söyleyemediği bir tepkidir. Tüm Müslüman kardeşlerimizin bir anlamda düşünce ve duygularını dile getirmiştir. Son derece anlamlı ve önemlidir. Kınanması gereken kişi Netenyahu’dur. Netenyahu çocuk, bebek katilidir. Recep Tayyip Erdoğan ise barışın, demokrasinin özgürlüğün timsalidir. Arasındaki fark budur. Paris’teki bu yürüyüşe Netanyahu’nun katılması ise gerçekten o ortamın dokusunu bir anlamda bozmuştur. Netanyahu o yürüyüşe yakışmamıştır. Çünkü Filistin’de binlerce gencin çocuğun bebeğin bir anlamda katledilme emrini veren kişi olduğunu da unutmayalım."

CUMHURİYET GAZETESİNE TEPKİ

Bakan Elvan, Cumhuriyet Gazetesi'ne de tepki göstererek, şöyle konuştu:

"Elbette Paris’teki saldırı son derece üzüntü verici. Hepimizin üzüldüğü bir hadiseydi. Bu hadisenin hemen ardında yine kutsal değerlerimize dinimize ve peygamberimize saldırı ve hakaret hiçbir şekilde anlaşılamamıştır. Böyle bir şey söz konusu olamaz. Hiçbir kesim hangi dinden olursanız olun, hangi dine yönelik olursa olsun, kutsal değerleri ayaklar altına alamaz. Özgürlük adına hele hele basın özgürlü adına kutsal değerlere hakaret, kutsal değerlere saldırı hiçbir zaman tasvip görmemeli ve görmeyecektir de. Burada yapılan özellikle Paris’te aynı hususun tekrar dergi tarafından gündeme getirilmesi basılması, yine Türkiye’de bir gazete tarafından gazetenin eki olarak bunların verilmesi son derece üzücüdür. Bunlar provoke edici girişimlerdir. Bu girişimleri hiçbir zaman tasvip etmedik ve etmeyeceğiz. Biz kınıyoruz. Hele hele ülkesisin yüzde 99’unun Müslüman olduğu bir ortamda bir gazetenin kutsal değerlerimize saldırıyı basın özgürlüğü gibi sanki ne kadar özgürlükçü bir gazete olduğunu gösterme şeklindeki tavrı gerçekten kınanacak bir tavırdır. Bunun özgürlükle alakası yoktur. Maalesef bu zihniyet ve anlayış Türkiye’de halen az da olsa vardır. Bunlar gerçekten ihtilal dönemlerinin zihniyetleridir. Bu zihniyetleri değiştirmelidirler. İnsanın milletin değerine kutsal değerlerimize saygı duymayı öğrenmelilerdir." (DHA)