ANKARA-SÖZCÜ

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün danışmanı Ahmet Sever kitabında Başbakanlık Basın Müşaviri Akif Beki’nin, Başbakanlığa girişini yasakladığı gazetecilere de yer verdi. Sever, Beki’nin bu gazetecilerin Cumhurbaşkanlığına girişlerini de yasaklamaya çalıştığını açıkladı. Beki’nin akreditasyonunu iptal ettiği gazeteciler arasında bulunan Sözcü muhabirleri Veli Toprak ve Ali Ekber Ertürk o günleri şöyle anlattı

Veli TOPRAK: Akreditasyonları iptal edilen arkadaşlar için "yalan/yanlış" haber yazdıkları iddiası gerekçe gösteriliyordu. Ben gerekçe sorduğumda ‘Yukarısı öyle istiyor" denildi. Aradan 6 yıl geçti ve ne gerekçe var, ne de 'yukarısı' belli. O tarihte Vatan Gazetesi yönetimi sürmanşetten Başbakanlığa karşı "Veli'yi değiştirmeyeceğiz" diye onurlu bir duruş sergiledi. Yasaktan, kısıtlamalardan çok sıkıntı çeken kişilerin, askeri bile sollayan tutumu, basın tarihine kara leke olarak geçmiştir. Yasağın mimarına bugün hangi yüzle Hürriyet'te köşe yazdırılıyor bunu anlamak da mümkün değil. Akreditasyon yasağı beni 9 ay işsiz bıraktı. Bana kapılarını açan SÖZCÜ ailesi olmasa belki de mesleği bırakmak zorunda kalacaktım. Haklı olmama rağmen dava bile açmadım. Hesabı, tüm hesapları bilene bıraktım’’

Ali Ekber ERTÜRK: Ben o zamanlar, Akşam Gazetesi’nin Başbakanlık muhabiriydim. Yenilenecek akreditasyon kartımı almak için gittiğimde, Başbakanlık görevlileri, “Senin adın listede yok” dediler. Nedenini sorduğumda, “Akif Beki onaylamadı” demek yerine, “Listeye konulmamışsın” demekle yetindiler. Değişik yayın kuruluşunda çalışan 6 meslektaşımın daha adının çizildiğini gördüm. Akif Beki’yi aradım, ama ulaşamadım. Bir haberimi gerekçe göstermişler. Ama tavrın bir haberden çok, öteden beri üzerinde çalışılan bir planın sonucu olduğunu biliyorduk. Çünkü yasak getirilen o arkadaşlarım gibi ben de, AKP gibi basına karşı bilenmiş bir iktidar döneminde bile, mesleğimizin gereğini yerine getirmeye çalışıyorduk. ‘Bundan öte bir şey yazmayın’ denilen bir ortamda perde arkasını araştırıp haberleştiriyorduk. Onlara göre ‘Sorulmaması gerekenleri’ sorma cüretinde bulunuyorduk. 28 Şubat’ı da yaşamış bir gazeteci olarak söyleyebilirim ki, bu dönemde yapılanların yarısına bile 28 Şubat’ta şahit olmadım’’

SEVER’İN KİTABINDAKİ BÖLÜM

Kitabında, “2009 yılının Ocak ayının başında Başbakanlık’ın yanlış ve yalan haber yaptıkları gerekçesiyle 7 gazetecinin akreditasyon kartlarını iptal ettiğini” yazan Ahmet Sever, bu isimlerin Hürriyet Gazetesinden Turan Yılmaz ve Hasan Tüfekçi, Milliyet Gazetesinden Abdullah Karakuş, Star TV’den Fatma Çözen, Akşam Gazetesinden Ali Ekber Ertürk, Vatan gazetesinden Veli Toprak ve Evrensel Gazetesinden Sultan Özer olduğunu hatırlattı.

Gazeteciler için “Çoğu yakından tanıdığım ve işini düzgün yapmaya çalışan isimlerdi” diyen Sever, gelişme sonrasında Hürriyet’in Turan Yılmaz ve Hasan Tüfekçi’yi Köşk’e kaydırdığını ve ikilinin akreditasyon kartlarını “Bekletmeden imzaladığını” belirtti. Sever, aynı gün Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürü Osman Çangal’ın, Akif Beki’nin kendisini aradığını söylediğini ve ‘Beki, Başbakanlığa girişini yasakladığımız gazetecileri siz de Köşk’e sokmayın’ diyor” dediğini aktardı.

“Akif, bunu söylemek için beni sakın aramasın. Kartlarını biraz önce imzaladım zaten” diyen Sever, “Canım sıkılmıştı. Akif Beki daha önce Genelkurmay tarafından kendisine yapılanın aynısını şimdi başkalarına yapıyordu.” diye yazdı. Bu konuda Gül’ü de bilgilendirdiğini ve Gül’ün bir sonraki ziyareti olan Türkmenistan’a, akreditasyon yasağına uğrayan muhabirleri de davet ettiklerini söyledi.