Muhabirimiz Nil Soysal, Ümit Özdağ ile çarşıda esnafın nabzını da tuttu...

Profesör Özdağ, “Türkiye’nin Suriye’de açık bir askeri müdahale yapmasının uluslararası şartları yok” dedi ve ekledi: Türkiye, Suriye’deki El-Nusra ve diğer terör
örgütlerine yardım ederek, örtülü operasyon başlattı

MHP’den Gaziantep milletvekili adayı olan Prof. Dr. Ümit Özdağ ile bu defa seçim bölgesi olan Gaziantep’te bir araya geldik. Seçim çalışmalarını bir gün boyunca yakından takip ettiğim Özdağ, siyasete tam anlamıyla ısınmış. Deyim yerindeyse Gaziantep halkı da onu bağrına basmış. Ancak izlenimim o ki; Gaziantep bu seçim sürecinin en fazla sorunu bünyesinde bulunduran kentlerinden biri. Bu sorunların başında da Suriyeliler ve adeta kentte bir patlama yaşayan uyuşturucu konusu geliyor...

- Geçtiğimiz ay yaptığımız röportajda; PKK’lıların seçimden önce ya da hemen sonra çatışma başlatacağını söylemiştiniz. O günden bugüne “Türkiye Peşaveri’nin kenarı” dediğiniz Gaziantep’te seçim çalışmalarını yürütüyorsunuz. Son durum nedir?
PKK’nın stratejisinde bir değişme olduğunu düşünmüyorum. Bölgesel konjonktürü de göz önüne alarak, terör örgütü seçimlerin sonucunu bekliyor.

‘Bir Nusahibistan doğacak’

- CHP’li Gürsel Tekin’in “Türkiye Suriye’ye girecek” şeklindeki sözleri gündeme bomba gibi düştü. Açıklamayı nasıl yorumlarsınız?
Aslında Türkiye Suriye’ye müdahale etti ve bu müdahale devam ediyor. Ancak bu müdahale uluslararası bir örtülü operasyon çerçevesinde gerçekleşiyor. Çünkü Türkiye’nin Suriye’ye TSK’yı kullanarak açık bir askeri müdahale yapmasının uluslararası şartları yok. Ama Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’la birlikte halen Suriye’de El- Nusra, Ahrar El-İslam, Ahrar El Şam ve Ceyşul İslam adlı üç örgüte büyük miktarda silah ve para yardımı yaparak yeni bir örtülü operasyona başladı. Bu üç grup birleştirildi. Bunun neticesinde Suriye’de muhalefet bazı kazanımlar elde etti. İran ve Rusya, bu kazanımlarla Esad’ın Şam’da devrilmesine giden süreci kabullenirler mi?... Kişisel kanaatim kabullenmeyeceklerdir. Ama Amerika’nın dışarıdan seyrettiği bu süreci, eğer Rusya ve İran da dışarıdan seyreder ve varsayalım ki Esad iktidardan düşerse ne olur?... Esad bunun hazırlığını 2011’de yaptı ve bütün sıklet merkezini musahiplerin ağırlığını oluşturduğu Akdeniz kıyısında temelleri atılmış olan Nusahibistan’a kaydıracak. Muhtemelen seküler Sünniler ve Hıristiyanlar da o bölgede yoğunlaşacaklar ve böylece Suriye parçalanma sürecine girecek. Bir Nusahibistan doğacak. Şam’dan Esad’ın çekilmesi durumunda kuzeyde PKK bağımsız Kürdistan’ı ilan edecek. IŞİD ve El-Nusra’nın iki kutbunu oluşturduğu İslam selefi radikalleri ise Şam için bir yeni çatışma sürecine başlayacaklar.
- Çok vahim bir senaryo ama...
Aslında AKP hükümeti olağanüstü tehlikeli bir ateşle oynuyor! Bugünden bakıldığında önümüzdeki en büyük tehlike; bütün Ortadoğu bölgesince daha ağır sonuçlar doğuracak ve Türkiye’ye çok köklü etkileri olacak Suriye iç savaşının başlamasıdır. Türkiye’nin bunu yönetebilmek için, AKP iktidarından kurtulması gerekiyor. Böyle bir senaryonun gerçekleşmesi durumunda Suriye’nin gelecek 20 yılı Afganistanlaşmak olacak. Bu gruplardan hiçbirisinin üstünlüğü kabul edilemeyeceği gibi, Suriye ilk aşamada üçe bölünecek. Dürziler buradan bir küçük Dürzi ülkesi çıkartırlar mı, orası henüz açık değil. Ama biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak Suriye’de barışı savunuyoruz. Çünkü Suriye barışı aynı zamanda Ortadoğu iç savaşı diye nitelendirdiğimiz, şu anda Irak, Suriye, Libya’da devam eden çatışmanın durmasında da çok önemli rol oynayacak.
- Suriyelilerin en yoğun yaşadığı şehirlerden biri de Gaziantep. Buradaki izlenimleriniz ne yönde?
Esasen Gaziantep, Kilis, Hatay bir milyondan fazla Suriyelinin yaşadığı bir bölge ve bu yükten bıkmış durumda. Bu insanları Türkiye’de bulunmalarından dolayı suçlamamız mümkün değil. Allah kimsenin başına Suriyelilerin başına geleni vermesin. Biz onların burada olmasını eleştirmiyoruz. Biz AKP’nin Suriye’de iç savaşı kışkırtan, o insanların evini barkını yurdunu kaybetmesine neden olan politikalarını eleştiriyoruz. MHP’nin Türkiye’yi yönettiği bir süreçte, Suriye’de iç savaşın sona ermesinin de adımları atılacak. Gaziantep’te halk da iktidar partisinin Suriye politikasına olağanüstü büyük tepki duyuyor. Sadece görülenler değil, emniyetin raporlarına baktığınız zaman midenize kramplar girecek kadar olumsuz bir süreç yaşanıyor bu kentte ve en büyük tepki de buna. İkincisi; Gaziantep çok önemli bir sanayi kenti. Gaziantepli sanayiciler de çok cesur ve risk alabilen sanayiciler. Ama Ortadoğu’da izlenen AKP politikasının Türk ekonomisine ağır darbeler indirdiği gibi, Gaziantep sanayini de ağır şekilde rahatsız ettiğini görüyoruz.

 

‘MHP ile AKP cennet ile cehennem gibi...’


- Bu seçimlerde öngörüler hep koalisyon ihtimali üzerine yoğunlaşıyor...
Siyasette 24 saatin bile uzun bir süre olduğunu düşünürsek, 7 Haziran’a kadar önümüzdeki 3 hafta çok uzun bir süre. Bugün yapılacak bir siyasal tahminin çok erken ve yanlış sonuçlar vereceğini düşünüyorum.



SOKAK SOKAK GEZİYOR, VATANDAŞ BÜYÜK DESTEK VERİYOR
Seçim bölgesi Gaziantep’te olan MHP’li Prof. Dr. Ümit Özdağ, sokakları karış karış geziyor. Vatandaşların sorunlarını dinleyen ve büyük destek gören Özdağ, “Gaziantep için elimden gelen her şeyi yapacağım. Problemleri çözeceğiz” diyor.

‘ANAYASA’YA KARŞI DARBE YAPTILAR’

- Ama koalisyon senaryolarından biri de AKP-MHP koalisyonu. Böyle bir şey olabilir mi?
MHP ile AKP, cennet ile cehennem gibidir. Birbirlerinden bu kadar farklıdır. Seçmen dokularının birbirine benzemesi, AKP ve MHP’nin birbirlerine benzediği anlamına gelmez. Milliyetçi Hareket Partisi kökünü İstiklal harbinde ve Cumhuriyet’in kuruluş felsefesinde bulan, milli ve üniter devletten yana olan bir partidir. AKP ise kökünü İmralı’da Abdullah Öcalan’la yazılan anayasada bulan sözde Yeni Türkiyeci bir partidir. Milliyetçi Hareket Partisi, milli ve üniter devleti savunurken, AKP etnikçi federal bir yapıyı savunur. Milliyetçi Hareket Partisi hukuk devletini savunur. AKP ise, Anayasa’ya karşı 17/25 Aralık’ta açık darbe gerçekleştirmiş, hukuk devletini tasfiye etmiş bir siyasal partidir. Milliyetçi Hareket Partisi parlamenter demokrasiyi Türk siyasi kültürünün önemli bir parçası olarak görür ve savunur. AKP; sadece Recep Tayyip Erdoğan’a yeni siyasi kariyer inşa etmenin peşinde, başkanlık rejimi gibi kökeni ve gereği olmayan bir siyasal yeniden yapılanmayı savunmaktadır. AKP müzakerecidir, MHP mücadelecidir. AKP iç tüketime dayalı, dış borca ve cari açığa dayalı bir ekonomik modeli savunur. MHP ise aksine üretime ve ihracata dayalı bir ekonomik modeli savunur ve biz bir şey söylediğimiz zaman ne olursa olsun onun arkasında dururuz. AKP bir şey söylediği zaman onun arkasında asla durduğunu göremezsiniz. Dönerler de dönerler, bir gün söylediklerini, ertesi gününü bile beklemeden; “Söylemedik (!)” derler. Onun için bu iki siyasi partinin hiçbir tarafının birbirine benzemiyor.

‘Bu seçimde devlet partisi ile yarışıyoruz’


- Gerek kendi seçim bölgeniz olan Gaziantep ve gerekse ülke genelinde bu seçimlerde sandıktan ne çıkar?
Bu seçimde partiler yarışmıyor, “Devlet Partisi” ile bir yarış söz konusu. Mülki idare yetkilileri, kaymakamlar, AKP iktidarının temsilcileri ile siyasal propaganda faaliyetlerindeler. Birlikte çorba dağıtıyorlar. Biz onları uyarıyoruz; bugün hizmet ettikleri AKP, yarın Türk siyasetinde olmayacak. Siyasetçi gibi davranan kaymakamların, emniyet müdürlerinin ve valilerin hepsini kenara not ediyoruz. Zamanı geldiğinde bu kadroların tamamından hukuk devleti koşulları içersinde hesap soracağız.
- Kentte, bir yandan uyuşturucuyla mücadele kampanyası da yürütüyorsunuz... Kampanya nasıl gidiyor?
Uyuşturucu bu kent için çok önemli bir problem. Yolda yürüyemiyorum. Sürekli önüme çıkan esnafın tek bir isteği var; “Ne olur bizi bu uyuşturucu tüccarlarından kurtarın” diyorlar. Bu ciddiye alınması gereken bir meseledir. Biz de Emniyet Müdürlüğü ile görüştük ve ülkü ocaklarının uyuşturucu karşıtı bir kampanya başlatması için girişimde bulunduk. Olumlu karşıladılar. Ama dediler ki; “Şu şu semtlere girmeyin(!)”. Neden diye sorduğumuzda; “O semtlerde torbacılar size saldırır” yanıtını verdiler. Bu kentin belirli bölgelerinin uyuşturucuya teslim olduğunu gösteriyor.
- Gaziantep’te AKP’nin diğer partilerin mitinglerine gidenleri fişlediği, baskı yaptığı duyumları doğru mu?
Doğru. Milliyetçi Hareket Partisi’nin geçen seçimlerde mitingine gelen birçok kişiyi fişlediler. Örneğin; koruma görevlisi olarak çalışan bir gencin mitingden sonra görev yerinin değiştirildiğini gördük. Burada özellikle iş dünyası üzerinde korkunç bir baskı var. Maliye Bakanlığı aracılığıyla uygulanan bir baskı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de buradan aday. Kişiliği ile ilgili bir şey söylemek istemiyorum. Ama bugün iş dünyası üzerinde bu ağır siyasal baskıyı uygulayan siyasal kadroların ve onların bürokratik uzantılarının da, bir gün hukukun önünde hesap vereceğini kendilerine hatırlatmak isterim. Hep birlikte göreceğiz...