Nil SOYSAL

Sorbonne Üniversitesi’nden doktora derecesi olan siyasal iletişim uzmanı Dr. Gülfem Saydan Sanver, 30 Mart yerel seçimlerinde oylarını rekor düzeyde artıran Sarıyer’in CHP’li Belediye Başkanı Şükrü Genç’in arkasındaki isim. Dr. Sanver, bu kampanya ile ABD’de siyaset iletişiminin Oscar’ı kabul edilen “Pollie Award”ı kazandı. Sanver’le yaklaşan seçimler ve partilerin stratejilerini konuştuk. Bu röportajı önce parti liderlerinin okumasını öneriyorum...

‘AKP SEÇMENİ KENDİNİ SUÇLANMIŞ HİSSETTİ’

- 17/25 Aralık süreci neden beklendiği gibi yansımadı sandığa?
Yolsuzluk iddiaları üzerinden kampanya yapmak geri tepiyor.  Bu iddialarla seçmen de bir müddet sonra kendisini suçlanmış gibi hissediyor. Çünkü senelerce oy vermiş AKP’ye. Seçmeni ürkütmemek gerekiyor. Ama muhalefet partileri bunu yapmadılar. AKP en başından beri böyleydi gibi bir söylem içine girdiler.
- Ne demeleri gerekiyordu?
“Bu insan senin o başta oy verdiğin insan değil. Senin değerlerini temsil eden o değil” diye göstermeleri gerekiyordu. Çünkü seçmenin de kendi değerlerinde tutarlı olduğunu görmeye ve bunun gösterilmesine ihtiyacı var.

‘YOLSUZLUKLARA ALIŞKIN KUŞAK’

- Tamam da cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk iddialarından söz ediyoruz.
Çocukluğumda en çok hatırladığım şey, yolsuzluk skandalları. Benim kuşağım için 17 Aralık yeni değildi. Muhtemelen genç jenerasyonlar için hiç önemli olmadı. Nitekim yerel seçim öncesi yaptığımız anketlerde net olarak çıktı ortaya; ilgilenmiyor insanlar yolsuzlukla!

‘SEÇMEN PROJEYE OY VERİYOR’

- Seçmen neyi oyluyor?
Projeye oy veriyor. Ekonomiye oy veriyor. Yani işin özü şu; Herkes kendi kışı için oy veriyor. Kendi kömürü için oy veriyor. Ekonomik olarak insanların hayatlarında en çok etkilenecekleri şeyi onlara anlatmanız gerekiyor. AKP bunu yapıyor. Erdoğan her mitinginde yaptıklarını anlatıyor. Muhalefet ise sadece muhalefet yapıyor. Proje açıklamıyor.

ERDOĞAN’IN ÇIKIŞ İMAJI DEĞİŞMEDİ

- Erdoğan’a üslubu neden oy kaybettirmiyor?
2009’da Erdoğan, Baykal aleyhine,  rekibinden iki kat fazla konuştu. Ama CHP mitingi çıkışında ‘Baykal ne dedi’ diye sorduğumda; “Hükümetle kavga etti” diyorlardı. AKP mitinginde ise “Yaptıklarını anlattı” diyorlardı!
Erdoğan’ın üslubu sertleşti, ama çıkış imajı değişmedi. O ilk çıktığında da Kasımpaşalı’ydı. Bitirim delikanlı havası vardı. Hep savaşıyor imajına sahipti. Hâlâ o imajını koruyor. Yolsuzluğu bile hemen kendi çıkışına, o savaşan lider imajına çok güzel oturtuyor.


Mitinge eşiyle çıkan tek lider Erdoğan


- AKP’nin başarısı neydi? Muhalefet partilerinin başarısızlıkları  neydi?
Mitinge eşiyle çıkan tek lider Tayyip Erdoğan’dı. Bugün de öyledir, Emine Erdoğan, her mitingde vardır. Miting bittikten sonra Tayyip Bey’le Emine Hanım birlikte çiçek atarlar. Orada aile tablosunu gösterirler. Bahçeli bekar ama biz onun kendi ailesini de bilmiyoruz. Ablaları var mesela ama hiçbirimiz görmedik bile.
Aile tablosu seçmene sempatik geliyor. Bunu da en iyi kurgulayan lider Erdoğan. Alyans takan tek lider. O alyans bütün fotoğraflarında hep gösterilir. Balkon konuşmalarında ailesi yanındadır. Ama muhalefet partileri bu konuda çok büyük hatalar yaptı.
Kendi kullandıkları görsellerde bile Tayyip beyin alyansı görünüyordu. O alyans, onun bir referansı. İster istemez, onlar da Erdoğan’ın referansını öne çıkardılar.


Kılıçdaroğlu  ‘sakin güç’tü bağıran bir adama dönüştü


- Kılıçdaroğlu’nun imajı nereye gitti?
Kemal Bey’in imajı çok farklılaştı. İnsanların şu anda yadırgamasının temel nedenlerinden biri bu. Çıkış imajını hatırlayın; “Sakin güç” dendi. Sakin sakin ve rakamlarla konuşan o imaj gitti, kavga eden, bağıran bir adama dönüştü. Bu çok yanlış bir şey. İnsanlar onu iyi bağırıyor diye sevmemişlerdi. Kılıçdaroğlu 2009 seçimleri özelinde ufak bir kırılma yaptı. Kavga eden değil, bir şeyler göstermeye çalışan, bir şeyler anlatmak isteyen bir imaj çizmişti. Ama çok kısa bir süre sonra yeniden o kavgacı imaja geri döndü.


- Bahçeli’nin imajı değişti mi?
Çok fazla bir imaj değişikliği olmadı Bahçeli’de. Ama Bahçeli’nin, daha doğrusu MHP’nin şöyle bir özelliği var; MHP ideolojik bir parti ve onlar da zaten bunu açık açık beyan ediyorlar. Bir ideolojileri var, o ideoloji için savaşıyorlar ve o parti o yüzden var. MHP’nin dev bir kitle partisi olmak gibi bir amacı olduğunu düşünmüyorum.
- O zaman şu sonuca mı varacağız; AKP ve MHP’de istikrar var. CHP’de istikrar yok!
Aşağı yukarı evet. Ama Haziran seçimleri için şunu da söyleyebiliriz. AKP de yıprandı artık. 2007’de, 2009’da çok istekliydi. Sadece seçim dönemlerinde değil, sürekli seçim kampanyası modunda çalışan bir parti imajı vardı. Ama şu anda sahaya da yansıyan bir yıpranmışlıkları var. Ben onları da artık eskisi kadar sahada görmüyorum. O yüzden de Erdoğan medya cover’ını sürekli yükseltiyor.