Foto: Medyafotoarşivi


Ayla ÖZDEMİR/ SÖZCÜ EĞİTİM

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın Kodlama dersinin ilk ve orta okullarda seçmeli, liselerde zorunlu ders olarak okutulması için Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) resmen başvurduklarını açıklamasıyla gözler MEB’in bu konuda nasıl bir yol izleyeceğine çevrildi.

İngiltere, 5-16 yaş grubuna yazılım eğitimini 2014’de resmen başlattı. Eğitim Bakanı Michael Gove bu girişimi “Başkasının yazdığı programı kullanacağına, kendi programını yazmayı öğrenecek” diyerek açıkladı.

İngiltere hükümeti, aynı zamanda 2014 yılını “Kodlama Yılı” (Year of Code) ilan etti. Bu, Avrupa Birliği’nin, “çocuklara kod öğretme” farkındalığı yaratma girişiminin de bir parçasıydı.

Ülkelerinde Kodlama Haftası Koordinatörleri olarak kodlamayı teşvik eden gönüllüler tarafından yürütülen temel bir hareket olan AB Kodlama Haftası boyunca; çocuklar, gençler, ebeveynler, öğretmenler, girişimciler ve politikacılar kodlarla oluşturmayı öğrenmek üzere Avrupa çapında gerçekleştirilecek olan etkinliklerde ve sınıflarda bir araya geliyor.

Londra’daki Roehampton Üniversitesi’nde Computing (Bilişim ve programcılık derslerine İngiltere’de verilen isim) dersleri veren Yasemin Allsop da geçen yıl ve bu yıl AB Kodlama haftasının Birleşik Krallıklar elçisi olarak görev yapmış, Bilişim alanındaki çalışmalarıyla birçok ödül almış bir akademisyen.

Allsop, Kodlama dersinin önemini, Avrupa Birliği’nin Kodlamaya bakışını ve bu dersin okullarda başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini Sözcü Eğitim’e anlattı.

Bir çok ülkede kodlamanın müfredata girmesinin önündeki en büyük engelin, kodlama eğitimi verecek yetişmiş insan gücünün okullarda bulunmaması olduğunun altını çizen Allsop, Türkiye’nin bilişim teknolojileri alanında yetişmiş bir insan gücüne sahip olmasının ise büyük avantaj olduğunu belirtiyor.