Kolukırık, “Bedenimizin ve ruhumuzun temizlendiği, nefsimizi kontrol altında tutmaya çalıştığımız, manevi anlamda bize güzellikler katan bu ayda beslenme tarzımız, sahur ve iftarda yediklerimiz sağlığımız açısından büyük önem taşır. Bu ayda sindirim sistemimiz rahatlar ancak sahurda ve iftarda tükettiklerimiz sağlığımızı olumsuz etkileyebilir. Sahur yapmadan oruç tutmak, iftarda yenilen ağır yemekler, şerbetli tatlılar, hamur işleri, yetersiz sıvı tüketimi ramazanda bize halsizlik, reflü, baş ağrısı, şişkinlik olarak geri döner. Uzun süreli açlık halinin kişide kilo vermeye neden olacağı düşünülse de, yapılan yanlışlarla bu ayı birkaç kilo fazlayla sonlandırabiliriz” diye konuştu.

Sahursuz oruç risk taşıyor

Cansu Kolukırık, uzun yaz günleri nedeniyle oruç tutmada zorlanmalar olduğunu kaydederek, "Yaklaşık 17 saatlik bir açlık ve susuzluk hali yaşanacaktır. Bu da metabolizmamızı yavaşlatır. Sahura kalkmamak metabolizmanın daha çok yavaşlamasına ve iftarda yenilen yemeklerin, alınan kalorilerin yağ olarak depolanmasına neden olur. Bu da ramazanda kilo almayı kaçınılmaz kılar. Ramazanın en sevilen kısmı iftardır ama asıl önemli olan olan öğün ise sahurdur. Çünkü tüm günü geçirmemizde bize en büyük yardımı sahurda yediğimiz içtiğimiz besinler sağlar. Sahur yapmadan geçirilen oruç halsizlik, bitkinlik, sinirlilik, baş dönmesi ve bayılmaya kadar giden problemlere yol açabilir" şeklinde konuştu.

"Suyu ihmal etmeyin"

Yaz mevsiminde oruç tutanların az sıvı tükettiği ve sıcaklar nedeniyle fazla sıvı kaybettiğini belirten diyetisyen su tüketiminin önemine de vurgu yaptı. Kolukırık, "sahurda en az 3 bardak su içip uyuyarak başlayabiliriz. İftarda 1 bardak su ile orucu açıp, yatana kadar 6-8 bardak ile 2-2.5 litre su ihtiyacımızı tamamlayabiliriz. Bu; orucu, daha rahat tutmayı ve günü daha verimli geçirmeyi sağlar. Aynı zamanda dehidratasyona bağlı sağlık problemleri önlenmiş olur" dedi.