Sennheiser Orpheus marka kulaklıkları standart kulaklıklardan ayıran çok özelliği var. Ama tabii  en şaşırtıcı olan yanı 160 bin liralık fiyatı. Bu efsane kulaklığa sadece 250 kişi sahip olabilecek.

Rahşan GÜLŞAN
rahsangulsan@sozcum.com.tr

Kulaklık mevzusu derin mevzu. Müzik seven, hayatının hiç bir anında müziği susturmayan biri olarak 14 yaşımdan beri (Evet ilk Walkmen’imden bu yana) hayatıma giren kulaklığın sayısını bilmiyorum. Arayışım hep derin bas ve billur gibi tiz oldu. 16 yaşımda üniversiteye geldiğimde ilk kapalı kulaklığımı almıştım üç aylık harçlığımı biriktirip. Yani henüz sokakta kapalı kulaklıkla gezmek “Amanın ne kadar karizmatik, hipster gibi mükemmel bir insan” cümlesiyle karşılanmazken biraz uyanmıştım bu işe.
Bugün Beats’ ten Bang & Olufsen’e  B&W’ye kalabalık bir kulaklık koleksiyonum var. Ama hiç biri bu anlatacağım kulaklığın karizmasına sahip değil.
Sennheiser Orpheus marka bu kulaklıkları standart kulaklıklardan ayıran çok özelliği var ama tabii ki en şaşırtıcı olanı fiyatı: tamı tamına 160 bin lira!
1991’de ilk kez ürettiği ve sadece 300 şanslı insanın sahip olabildiği bu efsane kulaklığın yeni serisine gezegende sadece 250 kişi sahip olabilecek. El yapımı malzemelerin kullanılıp yine elde birleştirilen cihaz kendi özel amfisi ile geliyor. Amfinin ön kaplaması olan mermer İtalya’da özel olarak kestirilmiş. Dijitali analoga çeviren bu amfi aslında kulaklığın bu uçuk fiyatının da müsebbibi. Her kulakta dörder gürültü ve distorşın kesici kanallar mevcut. Kulaklığın sürücüleri tabii ki platin kaplı ve manyetik sürücü yerine ultra ince diyagram üzerine static elektrik sürerek ses üretiyor.
Kağıt üzerinde çok şaşırtıcı olan bu özelliklerin kişisel olarak dinlediğim müziğe ne gibi bir katkısı olacağını asla öğrenemeyeceğim büyük ihtimalle ama herhangi bir teknolojiye bu parayı harcayacaksam otomobil teknolojilerine harcamayı galiba tercih ederim. Yine de fotoğrafına uzun uzun bakıp hayal kurmak güzel.

Bu bir iPhone mu HTC mi?



HTC son dönemin özellikle LG ile birlikte en beğendiğim akıllı telefonlarını ve yazın yanımdan ayırmadığım müthiş aksiyon kamerası REcam’in üreticisi. Özellikle M8 kendi adıma çok beğendiğim bir akıllı telefondu. BoomSound özelliği, çok ama çok beğendiğim tasarımı, ultra piksel kamerası ile gerçekten geleceğe dair umut veren bir yönde gidiyordu. M9 ile tasarımı muhafazakarca koruyarak daha ileri götürmeyi başarmıştı. Ancak kamera biraz geride kalmıştı. Şimdi bir haftadır yeni orta sınıf telefonu One A 9’u deniyorum. Fikirlerim şöyle
* Tasarım konusunda iPhone 6 ile çok talihsiz bir benzerlik söz konusu. Firma bu tasarımı daha önce  çizdiğini belirtse de markaya gücünü veren o özgün tasarım çizgisine biraz darbe olmuş bu durum. Ekranın altındaki hoparlör gitmiş ve bu ana sayfa tuşuna daha çok yer açmış. Ama tabii ki müthiş HTC BoomSound ses gücü de gitmiş beraberinde. Bir artı var o da cihaz 24-bit FLAC sesi destekliyor. Yani kısaca cihaza gelen sesi yükseltip kulaklıklara daha iyi ses yollayabiliyor.
* Ana sayfa tuşu artık tuş değil. Sadece dokunmatik çalışıyor ve bunu çok sevdim. Parmak okuyucu hayli hızlı çalışıyor. Ana sayfaya da buradan ulaşmak mümkün. Ama açıkçası M9’un parıltısından uzak.
* 5 inç tam yüksek çözünürlüklü ekran gerçekten pırıl pırıl. Gün ışığında da görüş problemsiz. 5 inç ekran gerçekten ergonomik kullanılan en büyük ekran. Bunun üstü akıllı telefonlar büyük kalabalıklar için sıkıntı olabiliyor.
* Şükürler olsun ki HTC microSD kart desteğinden vazgeçmiyor ve 2TB’ya (evet vallahi Terra byte) kadar destekliyor.
* Octacore 617 işlemci çok hızlı demek zor ama bu sınıf bir cihaz için sıkıntısız performans sağlıyor.
Android Marshmallow ile geliyor olması ayrıca güzel.
* 13 MP arka kamera günışığında gayet iyi çalışıyor. RAW çekebiliyor olması çok hoşuma gitti. Renkler canlı ve detaylar gayet iyi.
Sonuç olarak sürüden farklı olmak isteyenlerin muhakkak incelemesi gereken bir orta sınıf akıllı telefon A 9.

Daha kalın dudaklar için fix

Fotoğraf düzenleme uygulamalarını heyecanla kullanan biri olarak bugünlerde yeni bir eğlencem var: Photoshop Fix.
Adobe, Photoshop Touch’ı uzun süredir güncellemiyordu. Şimdi Fix ile hem bu açığı kapatıyor hem de kullanmak için derin Photoshop bilgisine ihtiyaç duyulmayan bir programı amatörlerle buluşturuyor. Program özellikle yüzde yaptığı müthiş değişiklerle dikkat çekiyor. Bir fotoğrafı yüklediğinizde dudakları, göz büyüklüğünü dilediğiniz gibi değiştirip gülümseme bile ekleyebiliyorsunuz. İstemediğiniz objeleri kolaylıkla yok edip renk değiştirebiliyorsunuz. Sonra yaptıklarınızı eğer Adobe Creative hesabınız varsa Photoshop veya Lightroom’a yollayabiliyorsunuz. Özellikle iPad’de kullanması çok keyifli. Hararetle tavsiye ederim.