Sevgili okuyucularım, gün geçmiyor ki bir yerlerden şehit haberleri gelmesin, çeşitli
olaylarda sivil vatandaşlar terör kurbanı  olmasın.
Sadece son 10 gün içerisinde şehit düşen asker-polis ve sivillerin sayısı şu anda 50’yi
geçmiş durumda.
7 Haziran’da seçim yaptık, Meclis’te yeni bir yapı oluştu.
Fakat gelin görün ki, Meclis diye bir kavram artık yok!
Başkanlık Divanı oluşturuldu, makam araçları dağıtıldı, bütün her şey tamamlandı ama Meclis çalıştırılmıyor.
Çarşamba günü bir konuyu görüşmek üzere olağanüstü toplantıya çağrılmıştı.
CHP’nin önerisiyle Meclis terör olaylarını görüşecek ve oylamada gerekli
çoğunluk sağlandığı takdirde Meclis araştırması başlatılacaktı...
Ve bu öneri bile AKP-MHP koalisyonunun oylarıyla reddedildi.
MHP’nin kime, neye ve hangi amaçlara ücretsiz serviste bulunduğunu anlamak artık mümkün değil.
MHP bir muhalefet partisi midir, AKP aracının bagajında saklanan stepne midir, ya da hükümetin kurtarıcı meleği midir, bilen yok!

* * *

Şimdi şu tabloya bir kez daha bakınız!
Araştırma önergesi AKP-MHP koalisyonu tarafından reddedildikten sonra Meclis
1 Ekim gününe kadar yeniden tatile girdi.
Zaten tatilde idi.
Bu nasıl iştir, hangi akla hizmettir, anlayan varsa lütfen gelip bize de anlatsın.
Ülkede kan gövdeyi götürüyor ve Meclis bir gün toplanıp yeniden tatile giriyor.
İnşallah maşallah bir süre sonra hükümet kurulduğu takdirde güven oylaması için yeniden toplanacak!
Gerçi zahmet olacak ama!..

İşte o kafalar


Şimdi yeri geldi, fırsatını bulmuşken çarşamba günü olanlara bir bakalım...
Milletvekilliği sona eren, böyle bir sıfatı kalmamışken bugün bile başbakan yardımcısı olarak görev yapan Bülent Arınç, Meclis’te konuşma yapıyor.
HDP için söylediği bazı sözlere HDP’li bir kadın milletvekili oturduğu yerden itiraz ediyor...
Arınç dayanamayıp bağırıyor:
“Hanımefendi sus, bir kadın olarak sus.”
Bu kadar söyleyebilmiş ama gerçek amacı başka. Aslında şöyle demek istiyor:
“Sen kadınsın, bu işlerden anlamazsın. Sen eksik eteksin, ben erkeğim. Benim muhatabım olamazsın!..”

* * *

Bu sözleri söyleyince Meclis ayağa kalktı. CHP’li ve HDP’li kadın milletvekilleri kendisini protesto ettiler, özür dilemesini istediler ama doğal olarak dilemedi.
İşin ilginç yanı, AKP-MHP koalisyonu bu konuda da birlikteliğini gösterdi.
Bu iki partinin kadın milletvekilleri onun bu sözlerine karşı en ufak bir tepki koyamadı!
(Şimdi düşünün ki, Bülent bu sözü kendisine itiraz eden bir erkek milletvekiline söylemiş olsun:
“Beyefendi sus, bir erkek olarak sus.”)

* * *

Bunların çoğunun kafa yapısı işte budur ve hiç şaşmazlar!
Kadın onların çoğu için ikinci sınıf insan, hatta bir anlamda köledir.
Ne kadar saklasalar bile kadını hor görürler.
Gerektiğinde emir verip örterler, emir verip açtırırlar.
(Bu Bülent’in geçmişteki bir cinsiyetçi söylemi daha vardır ki, Türk siyaset tarihindeki yerini almıştır:
“Şeyini şey ettiğimin şeyi.”)

* * *

Bir başbakan yardımcısı bu vecizeleri yumurtlar da, öteki başbakan yardımcısı durur mu!
Yalçın Akdoğan konuştu:
“Bu gerilimin arkasında Selahattin Demirtaş’ın (Tayyip için söylediği)’Seni başkan yaptırmayacağız’ çıkışı var. Gerilimi başlatan hamle budur. Süreci kurban ettiler. O da başkanlık sistemine karşı diye Öcalan adına yalan söylüyorlar...”
Ve sonra ekledi:
“Öcalan bunları yakalasa sopayla kovalar.”
Kendi başkanlığındaki hükümet heyeti ile bölücüler Dolmabahçe Sarayı’nda uzlaşmış, imzalanan mutabakat metni hükümet tarafından İmralı’ya, Apo onay versin diye gönderilmişti.
Bir başbakan yardımcısı düşünün ki İmralı’daki katilden medet ummakta, ona övgü düzmektedir!
Türkiye işte bu kafaların elinde...

* * *

Şimdi Meclis’i de 1 Ekim gününe kadar tatile soktular.
Görüşülecek önemli (!) bir ülke sorunu bulunmadığı için olsa gerek, Meclis yok.
Tayyip derseniz Çin ve Endonezya gezisinde.
Başbakan Yardımcısı-hükümet sözcüsü Bülent milletvekili değil. Bakanların yarıya yakını da milletvekili değil.
Seçimden bu yana neredeyse iki ay geçti, bir arpa boyu ilerleme olmadı.
Şehit cenazelerini birileri nasıl olsa kaldırıyor.
Türkiye nereye?
Bu gidiş nereye?

* * *

Emin Çölaşan’ın notu: Dünkü yazımda somut bir hata yaptım, AKP’nin meşhur Akiller tiyatrosunda görev verilen Mithat Sancar’ı AKP’den milletvekili seçilmiş olarak gösterdim. Oysa kendisi 7 Haziran’da HDP’den milletvekili oldu. Bu dalgınlığım ve hatam nedeniyle sizlerden özür diliyorum.