Nihayet bunu da gördük!..
O yasak, bu yasak!..
Türkiye “yasaklar ülkesi” haline geldi!..
Ülkenin 13 yıldır yasaklarla yönetilmesini AKP iktidarının siyaset ve demokrasi anlayışı açısından doğal (!) karşılasak da…
Sonunda eleştiri yasağının da geleceğini hiç tahmin edemezdik!..
Üstelik bu yasak, Ankara Başsavcılığı'nın talebi üzerine Sulh Ceza Hakimliği, yani yargı tarafından konuldu!..
* * *
Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliğinin Ankara'daki katliam soruşturmasına ilişkin kararı şöyle:
“Soruşturma tamamlanıncaya kadar soruşturma kapsamı hakkında yazılı, görsel ve sosyal medya ile internet ortamında faaliyet gösteren medyada her türlü haber, röportaj, eleştiri vb. yayınların yapılmasının yasaklanmasına karar verilmiştir.”
Bunca yıllık gazetecilik hayatımda dosya kapsamı için yasak kararı getirilmesini ilk defa gördüm…
Zira, hazırlık soruşturması zaten gizlidir, bunun için ayrıca yasak koyma gereği yoktur!..
* * *
Peki eleştiri?..
Buna yasak kararı veren hakimin cevap vermesi gerekir!..
Hangisi yasak?..
Yapılan soruşturmaya yönelik eleştiri mi; yoksa Ankara katliamında güvenlik zafiyetine dair eleştiriler mi?..
Yani bu yasaklamayla Başbakan, İçişleri Bakanı, MİT Müsteşarı ve güvenlik güçleri mi eleştirilmeyecek?..
Örneğin, bu olayın AKP iktidarının batağa saplanan Suriye politikası yüzünden meydana geldiğini yazarak iktidarı eleştirmek mi yasak?..
Buna mahkemenin açıklık getirmesi gerekir!..
* * *
Hazırlık soruşturması gizlidir, yayınlamak suçtur!..
Ama bir hakim basına eleştiri yasağı da getiriyorsa bunun sonu yoktur!..
Mesela Tayyip Bey en ufak eleştiriyi hakaret olarak kabul edip suç duyurusunda bulunuyor; çeşitli platformlarda kendisine ve ailesine hakaret edildiğini ileri sürüyor…
Bunu artık “eleştiri” mi, “hakaret” mi diye tartışmaya gerek kalmaz…
Tayyip Bey de, Başbakan, bakanlar, parti liderleri de savcılığa başvursun, savcı sulh ceza hakimliğine gitsin ve “eleştiri yasağı” kararı alsın…
Eleştiri de suç olsun!..
Böylece hakaret mi, eleştiri mi diye uzun uzadıya iddianame tanzim etmeye, savunma yapmaya ve mahkeme sürecine gerek kalmasın!..
* * *
Türkiye'ye demokrasi az geldi, bu iktidar ileri demokrasiye (!) geçti!..
Ülkede ileri demokrasi var…
Ama yayın yasağı getiriliyor, şeffaflık yok!..
Ülkede ileri demokrasi var…
Ama eleştiri hakkı yok!..
* * *
Örneğin bu bir eleştiri yazısıdır…
Acaba bu da mı yasak?!..
Eğer gerçekleşirse tam bir doğa katliamıdır…
Enerji Bakanlığı nükleer santral için bula bula Türkiye'nin, hatta dünyanın en önde gelen ekosisteminin olduğu Kırklareli'ne bağlı İğneada'yı bulmuş… İstanbul'a 2 saat, Bulgaristan'a 15 dakika mesafedeki emsalsiz ormanları, Karadeniz kıyısında emsalsiz kumsallarıyla bir doğa harikası olan bölgeye nükleer santral kurulacak, ekosistem yok edilecek…
Sahile liman yapılacak, ormanlar kesilerek santrale yollar açılacak, doğa tahrip edilecek…
Sincaplar, tilkiler, kaplumbağalar kovulacak, bütün kuş türleri kışkışlanacak, kuş ve hayvan yaşamına son verilecek…
Bu karara Orman ve Su İşleri Bakanı'nın diyeceği bir şey yok mu; Çevre Bakanı uyuyor mu?..