Nereye giderseniz gidin, susmam!”
“Beni meydanlardan alamazsınız”
Bir cumhurbaşkanı meydanlarda böyle bağırıyor...
Bugüne kadar Atatürk dahil, gelmiş geçmiş 11 cumhurbaşkanından böyle bir söz işittiniz mi?..
Bu cumhurbaşkanlarından 5’i siyasetçiydi, partiliydi, her Allah’ın günü iki-üç defa meydanlara çıkıp saatlerce konuştuklarını, siyaset yaptıklarını gördünüz mü?..
Hayır, ne işittiniz, ne de gördünüz...

* * *

Tayyip Bey “Tarafsızım” diyor, ama gönlünde bir aslan yattığını söylüyor...
Kimdir o aslan?..
Delikanlı adamdır, niçin açık konuşup da “AKP” demiyor?..
Yeminini bozmamak için mi?..
Artık cümle alem biliyor ki, Tayyip Bey tarafsızlık yeminine rağmen Başkan olabilmek için AKP’ye 400 milletvekili istemekte, muhalefet partilerini seçim öncesi hırpalamaya çalışmaktadır...

* * *

Şimdi rest çekiyor:
“Nereye giderseniz gidin susmayacağım”
Yüksek Seçim Kurulu ve Anayasa Mahkemesi’ne yapılan şikayetlere meydan okuyor, Cumhurbaşkanının denetlenemeyeceğini varsayarak bağırıyor:
“Beni meydanlardan indiremezsiniz”
Nedir bu inat?..
Başkanlık tutkusu
AKP’nin oylarının eridiğini görmesi
Başkanlık hikayesini geçiniz, o iş bitti!..
Ama AKP’nin tek başına iktidar olamaması halinde o 1150 odalı sarayın kendisine dar edileceğini biliyor...

* * *

DYP’nin eski Genel Başkanı ve eski TBMM Başkanı duayen siyasetçi hukukçu Hüsamettin Cindoruk’un gönderdiği “1995 Yılı Anayasa Değişim Tutanakları” tıpkı basımı elime yeni geçti...
Cindoruk kitapla gönderdiği notta özetle şu noktalara vurgu yapıyor:
“Ülkemiz, 21. Yüzyılın 15. Yılında tarihi bir parlamento seçimine hazırlanıyor. Sayın Cumhurbaşkanı bir rejim değişikliği dayatarak, anayasa kurallarını çiğneyerek bu seçimlerde bir iddia ortaya koymuştur. Seçim, giderek başkanlık rejimi oylaması niteliğine dönüşmektedir”

* * *

Hüsamettin Cindoruk, 1991-1995 yılları arasında TBMM’de temsil edilen partilerin liderleri ve temsilcilerinin çetin tartışmalar sonucu demokratik unsurları anayasaya yansıttıklarını belirterek, “Başkanlık sistemi konuşulmadı bile” diyerek şöyle bitiriyor:
“Bir kişinin sıfatı ne olursa olsun, cumhuriyetin değiştirilemeyecek parlamenter sistemden vazgeçmesi önerisi nafiledir. Anayasaya aykırıdır”
Anayasaya aykırı olabilir, ama ne gam...
Karışanı görüşeni yok ki...

* * *

“Beni meydanlardan alamazsınız... Nereye giderseniz gidin susmam”
Her TV’yi açışımızda, kanal değiştirdikçe karşımıza çıkması ve Başkanlık ihtirası aslında çok iyi oluyor...
O konuştukça AKP kaybediyor...
Konuş Tayyip Bey, az geldi daha çok konuş!..

CHP’ye uyarı!..

Kılıçdaroğlu’nun mitingleri iyi gidiyor, halka dokunuyor, coşturuyor ama...
Acaba örgüt ne alemde?..
Ben Kadıköy’de oturduğum için orayı gözlemliyorum; CHP’nin kalesi Kadıköy’ün kalbi Bağdat Caddesi Caddebostan’da bir inşaatın 3 metre yüksekliğinde 15 metre uzunluğundaki tahta perdesinin üzeri baştanbaşa Davutoğlu ve AKP
reklamı...
Yine Bağdat Caddesi ile sahil yolunun bütün elektrik direklerinde yarın (bugün) yapılacak AKP mitingi için Davutoğlu fotoğraflı, “Var mısınız?” yazılı pankartlar
10 gündür asılı duruyor...
Her taraf AKP ve Davutoğlu Ahmet...
İlaç için bir tane bile büyük boy Kılıçdaroğlu posteri yok, sadece mendil kadar CHP flamaları...
19 Mayıs geldi, CHP’nin 23 Nisan kutlama pankartı hâlâ Cemil Topuzlu Caddesi’nde asılı durumda, hiç mi fark eden yok, ilçe teşkilatı uykuda mı?..
CHP seçmenine ayıp oluyor, bu kadar ter döken Kılıçdaroğlu’na ayıp oluyor!..