Günün konuşulanı oldular. Dün ve önceki gün tarihin en yüksek tükürük yağmuruna onlar tutuldular.
Dokuzlar!
Vicdanını satmışlar.
Hırsız hamileri.
Ar damarı çatlamışlar.
Yolsuzluk örtenler.
Çocuklarından utanmazlar.
İradelerini esir etmişler.
Dolar kutularını.
Para makinelerini.
Hediye saatleri.
Orantısız servetleri.
Rüşvet verenleri.
Para dolu sırt çantalarını.
Telefon tapelerini.
CD kayıtlarını.
MASAK Bilirkişi raporunu.
Görmeyen körler.
Üç maymunu oynayanlar.
Ahlaksızlar. Onursuzlar.
Saray’a vidalılar.
Lider arabasına binmişler.
Rüşveti hediye sayanlar.
Düğün takısı hukukçuları.
Hırsızlığı helal görenler.
Yeniden seçilmek için ahlak, vicdan, inanç ve imanlarını karartanlar.
Dokuzlar!
Dörtlüyü aklayanlar.
Lekeliler!

* * * *

Değerli okurlarım!
Bu sıfatları ben bulup yazıyor değilim. Meclis’te parti liderleri, sokakta TV mikrofonu tutulmuş halk sözcüleri, besleme olmamış gazetelerin yazarları yukarıda seçip sıraladığım “taşınması zor” ağır sıfatları dokuzlar için uygun gördüler.
Hakkı Köylü: AKP’li.
Yılmaz Tunç: AKP’li.
Mustafa Şerbetçioğlu: AKP’li.
İlknur İncesöz: AKP’li.
Bilal Uçar: AKP’li.
Mustafa Akış: AKP’li.
Ayşe Türkmenoğlu: AKP’li.
İsmet Su: AKP’li.
Yusuf Başer: AKP’li.

* * * *

Bu ağır ve yapışkan lekenin altından kalkmak; çocuklarının, eşlerinin, babaları ile annelerinin yüzüne bakabilmek için “Halkımız Duysun” başlığıyla bir açıklama yayınlayabilirler:
Biz dokuzlar!
Vicdanımızı satmadık.
Hırsızı korumadık.
“Parti önderimiz ve Saray’a oturmuş liderimiz bizi 5 ay sonra yapılacak seçimlerde yeniden milletvekili listesine koysun” diye bu sefil, çıkarcı, ahlakız düşünceye kapılarak dört bakanı komisyonda aklamadık.
Biz çıkar beklemedik.
Aklayın dediler diye aklamadık.
Özgür karar aldık.
Bunu ispatlayacağız.
Milletvekilliğini bırakacağız.
5 ay sonra Haziran’da yapılacak seçimde yeniden milletvekilliğine adaylığımızı koymayacağız. Milletvekilliğini bıraktıktan sonra da Cumhurbaşkanı’nın Saray’a doldurduğu, bakanların, milletvekillerinin Meclis’e yerleştirdiği danışman kadrosundan maaşlı olmayı reddedeceğiz. AKP’li belediyelere bizi işe alın demeyeceğiz.
Biz dokuzlar!
Dokuzumuz da hukukçuyuz.
Serbest avukatlık yapacağız.

* * * *

Dokuzlar!
Lekeliler!
Lekelerini örtemezler.
Saraya gizlenemezler!
Saray çamaşırhanesine kaçamazlar.
Tilki gölgesi masalı anlatamazlar.
Halk önüne çıkacak yüzleri olmalı.

Bu neyin telaşı!

Komisyonu’nun AKP’li Başkanı Hakkı Köylü, Meclis oylamasını beklemeye bile gerek görmeden 18 yıllık Cumhuriyet Savcısı Celal Kara‘nın “Üç bakan ve çocuklarıyla ilgili” dosyaya delil olarak koyduğu telefon konuşmaları ile CD görüntülerini yakıp yok edeceğini açıkladı. Bu neyin acelesi, neyin telaşı? Meclis’te 5 yıldır oturup, yüklü milletvekili maaşı (son yeni yıl zammıyla aylık net 15 bin TL) alıp, yüklü milletvekili imtiyazlarından (bedava telefon, bedava benzin, bedava sekreter, bedava 2 danışman, TOKİ’den düşük fiyata yüksek rantlı ev, THY’de VİP şahsiyet, aile boyu bedava doktor, bedava hastane, bedavaya yakın yaz tatili, dokunulmazlık) yararlanıp sadece iktidar partisinin istediği yönde parmak kaldırıp indirmek belge ve kayıtları yok etme hakkı mı veriyor?