AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı kendisine hükümeti kurma görevi verir vermez koalisyon çalışmalarına başlayacak. Fakat, partiler arası pazarlıklarda ortak bir noktaya varılıp hükümet kurulması ihtimali zayıf görülüyor.
Sızan haberlere göre AKP’de şimdiden “azınlık hükümeti” hesapları yapılmaya başlanmış!
Büyük oranda oy kaybı, AKP’de değişik hesapların yapılmasına yol açtı

* * *

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı olarak görev yapan eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım daha 7 Haziran seçiminden önce İzmir’de yaptığı bir konuşmada şöyle demişti:
“Seçimde bir koalisyon sonucu doğsa bile biz koalisyon kurmayız. Ya ne yaparız? Azınlık hükümeti kurarız ve bir yıl içinde yeni seçime gideriz.”
İşte, AKP’nin “B planı” bu!
Koalisyon çalışmaları sonuç vermezse, bir azınlık hükümeti kurulacak.
Anayasa’ya göre, kurulan azınlık hükümeti, dışarıdan başka bir parti tarafından desteklenmezse Meclis’te güvenoyu alamaz ve devrilir. Ancak yeni bir hükümet kuruluncaya kadar tam yetkiyle göreve devam eder.
Binali Yıldırım işte bunu söylüyor.

* * *

Anayasa’nın 116’ncı maddesi “Hükümetin güvenoyu alamaması durumunda, 45 gün içinde yeni Bakanlar Kurulu kurulmadığı takdirde Cumhurbaşkanı TBMM Başkanı’na danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verir” diyor ama süresini belirtmiyor. 3 ay mı, 6 ay mı, bir yıl mı?
Anlaşılan AKP çeşitli nedenlerle, iktidarı bırakmak istemiyor. Tek başına iktidar olmuş gibi ülkeyi bir yıl daha “azınlık hükümeti” ile yönetmek niyetinde!
Muhalefet partilerinin dağınıklığı, onlarda bu hevesi uyandırıyor.
CHP, MHP ve HDP’nin birbirleriyle didişmeyi bırakıp, akıllarını başlarına toplamaları gerekiyor. Aksi halde hep AKP’nin güdümünde kalacaklar!

Foseptik faciası!


Bod­ru­m’­un en göz­de bel­de­le­ri Ya­lı­ka­vak ve Gün­do­ğan, yer yer lâ­ğım ko­ku­yor.
Baş­ka bel­de­ler­den de şi­kâ­yet­ler ge­li­yor ama hep­si­ni araş­tır­ma­mız müm­kün de­ğil.
Tu­rizm­le ha­yat bu­lan Bod­ru­m’­da iş­ler ter­si­ne gi­di­yor.
Gün­do­ğa­n’­da es­ki­den MHP’­li be­le­di­ye var­dı. Fo­sep­tik­ler 45 li­ra­ya bo­şal­tı­lı­yor ve hiç­bir yer­de lâ­ğım ko­ku­la­rı du­yul­mu­yor­du.
Bel­de be­le­di­ye­le­ri kal­dı­rı­lın­ca yö­ne­tim CHP’­ye geç­ti, su ve fo­sep­tik­le­rin ida­re­si­ni Muğ­la Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si üst­len­di.
Vi­dan­jör fi­yat­la­rı bir­den­bi­re aşı­rı de­re­ce­de ar­tın­ca iş ti­ca­re­te dön­dü!
Fosep­tik fa­ci­ası­nı iş­te bu ya­rat­tı!
Şim­di, Tür­ki­ye­’nin en göz­de tu­rizm mer­ke­zin­de, bir­çok yer­de lâ­ğım ko­ku­la­rı du­yu­lu­yor!
Dü­zel­til­me­si için ben bu so­run­la­rı di­le ge­ti­rin­ce, “Tu­rizm bal­ta­la­nı­yor!” di­ye ba­na kı­zı­yor­lar. Böy­le ya­pa­ca­ğı­nı­za ön­lem al­sa­nı­za mü­ba­rek­ler!

* * *

Be­le­di­ye 6 ton­luk vi­dan­jör­le 118 li­ra­ya çe­kim ya­pı­yor. Or­ta­la­ma bir fosep­tik 18 ton ol­du­ğu için bir fosep­ti­ğin bo­şal­ma ma­li­ye­ti 354 li­ra olu­yor. Özel sek­tö­re ait vi­dan­jör­le­rin çe­kim fi­ya­tı ise 250 li­ra.
Fi­yat­lar böy­le yük­sek olun­ca, iki-üç gün­de bir vi­dan­jör ge­tirt­mek du­ru­mun­da ka­lan si­te­ler ya da bi­na­lar, lâ­ğım­la­rı­nı ge­ce­le­ri giz­li­ce yol­la­ra, de­re ya­tak­la­rı­na, yağ­mur ka­nal­la­rı­na bo­şalt­ma­ya baş­la­dı­lar. Lâ­ğım­lar so­nuç­ta de­ni­ze gi­di­yor ve Gün­do­ğan ve Ya­lı­ka­va­k’­ın o ter­te­miz su­la­rı­nı giz­li­ce ve ya­vaş ya­vaş kir­le­ti­yor!
Be­le­di­ye­le­rin il­gi­siz­li­ği, CHP’­ye za­rar ve­ri­yor!

* * *

NOT: Se­za­r’­ın hak­kı­nı Se­za­r’­a ve­re­lim. İs­tan­bu­l’­da AK­P’­li Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­’ne bağ­lı Su­lar İda­re­si, su abo­ne­si olan ve ka­na­li­zas­yo­na bağ­lı ol­ma­yan ev­le­rin
fosep­tik­le­ri­ni hiçbir üc­ret al­ma­dan bo­şal­tı­yor ve “Bu bi­zim ka­mu hiz­me­ti­mi­z” di­yor. “AKP’­li be­le­di­ye­ler ni­ye ka­za­nı­yor?” di­ye me­rak eden CHP’­li dost­la­ra bil­gi no­tu­dur bu!

Te­bes­süm


Nasıl ölmek istiyor?
Yaşları 80 ile 90 arasında değişen adamlar, oturmuş konuşuyorlar.
80 yaşındaki beyaz yeleli adam:
“Ben saatte 100 mil hız yapan bir sürat motorunda denizde ölmek isterim” diyor.
85 yaşında diğer ak saçlı adam:
“Ne 100’ü yahu? Ben 300 kilometre hızla giden bir otomobilde ölmek isterim” diye konuşuyor.
Sonra ikisi birden dönüp 90 yaşındaki arkadaşlarına soruyorlar:
“Sen hangisini seçersin?”
90’lık ihtiyar: “Hiçbirini” diyor ve ekliyor.
“Ben yatakta kıskanç bir kocanın kurşunlarıyla ölmeyi tercih ederim!”

Gü­nün Sö­zü


Ruhunda özgürlük olmayan hür değildir. Gerçek hürriyet insanın içindedir!