MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Gitmem de gitmem!” diye tutturuyor ama ünlü atasözümüzdür:
“Korkunun ecele faydası yok!”
Bahçeli, öyle veya böyle gidecek! “Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz!”
Kendisi gitmese de Kurultay onun ardına tekmeyi vuracak!
Koltuğunu kurtarmak için “Kongre 18 Mart 2018’de” diye direnmesi, işi biraz uzatacak o kadar!

* * *

Şu anda genel başkanlığa aday olacak isimlerden biri İçişleri eski Bakanı Meral Akşener, Fox TV’de Fatih Portakal ile yaptığı televizyon söyleşisinde başkanlığa yeşil ışık yaktı.
Meral Hanım “1 Kasım seçiminde alınan yüzde 11.9 oy, en düşük orandır. MHP’nin oy tavanının limiti yoktur” dedi ve ekledi:
“MHP’yi tek başına iktidar yapacağım ve ben Başbakan olacağım.”
Bu, önemli, ciddi ve saygıdeğer bir iddia.
Meral Akşener, bir başbakanın oy verene de vermeyene de eşit mesafede ve hoşgörülü olması gerektiğinin altını çizdi.

* * *

MHP’de Genel Başkanlığa aday olacağı belirtilen başka isimler de var. Mesela:
Süleyman Sazak, Koray Aydın, Sinan Oğan.
Bu isimlerin hepsi de MHP’yi, Devlet Bahçeli’den daha ileriye götürebilir.
Koray Aydın ve Sinan Oğan adaylık konusunu seslendiriyor ama Süleyman Sazak henüz sessiz kalmayı tercih ediyor. Belki de olayların gelişmesini bekliyor.
Köklü bir aileden gelen Süleyman Sazak, 1980 yılında aşırı sol teröristler tarafından şehit edilen MHP’nin efsane bakanı Gün Sazak’ın oğludur.
Sanırım o da yakında “Başkanlık yarışında ben de varım.” diyecek.

* * *

MHP’nin, Devlet Bahçeli ile bir adım öteye gidemeyeceği artık net olarak anlaşıldı.
Sevgili okurlar... Ben tarafsız bir gözlemciyim ve MHP’nin Türk siyaseti için çok önemli bir parti olduğunu düşünüyorum.
Devlet Bahçeli’nin gitmesi gerektiğini her kongreden önce yazdım, sebeplerini anlattım.
Eğer MHP’li delegeler beni dinleselerdi şimdi en azından iktidar ortağı olurlardı.
Bahçeli’ye yalakalık yaptılar ve kaybettiler. İşin özeti bu!

“Filler tepişir, karıncalar ezilir!”


Rusya ile “Uçak krizi” Türkiye’deki Rus aileleri de çok etkiledi.
Sadece Antalya’da 40 bin Rus yaşıyor.
Antalya bölgesinde en çok ev satın alan yabancılar Ruslar...
Hepsi de korku ve endişe içinde...
Onlar için Ankara ile Moskova arasındaki kriz sadece politik değil, aynı zamanda günlük hayatlarını ve geleceklerini yakından etkileyecek olan bir olay!

* * *

Antalya’daki bir Rus okulunun müdürü olan İrina Şabarinskaya “Herkes olayların bu noktaya gelmesinden şaşkın” diyor.
Okulda çoğu Rus, yaklaşık 300 öğrenci var ve bunların büyük bölümü Türklerle olan evliliklerden olan çocuklar.
Okulda aynı zamanda üst sınıflara eğitim veren ve Türk öğrencilerin de okuduğu “Turizm Akademisi” var.
Türk ve Rus öğrenciler arasında hiçbir sorun yok. Dersler olması gerektiği gibi devam ediyor.
Fakat dersler bitip de teneffüsler başlayınca öğrenciler, okuldan sonra da ebeveynler ve öğretmenler “Uçak krizi”ni tartışmaya başlıyor:
“Rusya’nın Dışişleri Bakanı’nın söyledikleri ne anlama geliyor?”
“Türkiye’nin yaptırımlara karşı cevabı ne olacak?”
“Bundan sonra neler yaşanacak? Savaş olasılığı var mı?”

* * *

Herkes kaygılı. Bu işin barışçı yoldan çözümlenmesi için dua ediyorlar.
Hepsinin gözü kulağı, radyoda, televizyonda, haberlerde...
Bir Türk’le evli olan iki çocuk annesi Karinna:
“Filler tepişir, karıncalar ezilir, denir ya... Şimdi biz o haldeyiz!” diyor.

Te­bes­süm


İhtiyar adam ve genç kız!
80 yaşındaki adam, kiliseye gidip günah çıkarmak ister. Kabine girer ve karşısındaki papaza heyecanla anlatmaya başlar:
“Dün gece genç bir kızla sabaha kadar beraberdim Papaz efendi.”
“18 yaşından küçük müydü?”
“Hayır, değildi.”
“Evli miydi?”
“Hayır, bekârdı”
“O halde niçin bana gelip de bunları anlatıyorsun?”
80’lik adam “Yahu papaz efendi” der “Anlasana be birader. Ben bunu sadece sana değil, sabahtan beri önüme gelen herkese anlatıyorum!”

Gü­nün Sö­zü


Bir ulus, uyku halinde kalıp hareket etmiyorsa zincirlerini fark edemez!