TBMM Başkanlığı için yapılan ilk iki turdan sonuç alınamayacağı biliniyordu. Salı akşamı saat 20.30 civarında MHP’nin önde gelen isimlerinden birisi, önceki CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a yakın eski milletvekilini telefonla aradı, “Biz, adayımızı son tura kadar destekleyeceğiz. 4. turda serbest bırakacağız. Baykal’ın başkanlığı şimdiden hayırlı olsun” dedi.
Aynı saatlerde, CHP grup başkanvekilleriyle yapılan telefon konuşmasında da bu bilgi verildi. CHP’de büyük bir rahatlık vardı. CHP, MHP ve HDP oylarıyla TBMM Başkanlığı muhalefete geçiyordu. Ancak gece yarısından sonra AKP ve MHP’liler arasında yoğun bir trafik başladı. İşte, ne olduysa o saatten sonra oldu. Hava yavaş yavaş değişti. Oylama saati yaklaştığında bu kez AKP’de büyük bir rahatlık vardı. CHP’nin, düğümü çözme çabaları ise sürüyordu.

ÖNERİ ÜZERİNE ÖNERİ

CHP kanadı, son turda MHP milletvekillerinin CHP adayı Baykal’a oy vermesi için hemen her türlü fedakarlığa da hazırdı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’yla görüşülüyor, onun da onayı alındıktan sonra, bu öneriler MHP’ye götürülüyordu.
“Tek parti ve tek kişi diktatörlüğü” seçimle bir ölçüde kırılmıştı. Sıra vatandaşın bu siyasi partiye vermediği yetkinin partiler eliyle verilmemesine gelmişti. Bunun için birlikte hareket edilmesi gerekiyordu. Öneriler arasında “Eğer birlikte hareket edebileceksek, adayımız Deniz Baykal adaylıktan çekilir, Ekmeleddin İhsanoğlu desteklenir” de denildi. Kuşkusuz, böyle bir karar Baykal’ın onayı alınmadan yapılmazdı. Baykal’ın o süreçte etrafına yaptığı değerlendirme ise “MHP, CHP’nin güçlenmesini istemiyor” oldu.
CHP, MHP adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy vermiş olsa alacağı oy en fazla 212 olacaktı. Mutlaka, HDP’nin oyuna ihtiyaç duyuluyordu. Üç siyasi parti bir araya geldiğinde oyları 292’ye ulaşıyor ve AKP adayına önemli bir fark atılıyordu. MHP’lilerle iyi ilişkisi olan CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin bu görüşmelerde öne çıkan isimlerin başında geliyordu. Bir arkadaşına yaşanan süreci anlatırken şu sözleri ettiğini öğrendim:
“CHP olarak, MHP’ye birlikte hareket edilmesi için yapmadığımız teklif kalmadı. Ancak MHP, her seferinde HDP milletvekillerinin oy verdiği bir adaya oy vermeyeceklerini söyledi. Bu çabalarımız oylama başladığı anda bile devam ediyordu.”

“BAYKAL BAHANESİ ARANMASIN”

CHP’nin, ortak hareket edilmesiyle ilgili olarak MHP’ye somut 17 önerisi oldu. Bu önerilerin hiçbiri MHP tarafından kabul edilmedi. Gerekçeleri hep HDP’lilerle birlikte hareket etmemek üzerine kuruluydu. Dahasını söyleyelim, HDP de “çözüm süreci” konusunu en az bir yıl hiç gündeme getirmeyecekti. Ancak MHP, “HDP’nin olduğu yerde biz yokuz” demeyi sürdürdü. Hatırlatalım, “Çözüm süreci”ni de 2009’da ilk gündeme getiren yine AKP olmuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Baykal’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesine şiddetle karşı çıkmış, bazı sorular da yöneltmişti. MHP’nin, Baykal’a oy vermemesi için belki o iddialar gündeme getirilebilir ama CHP’liler bunun sadece bir “bahane” olduğu görüşünde... Baykal gibi etkili bir ismin TBMM Başkanlığı görevinde bulunması, CHP’nin hükümet ortağı olması, AKP üzerinde önemli bir etki yaratacaktı. İşte, bu önlenmiş oldu.

PARTİLERİN KARDEŞLİĞİ

MHP’liler her fırsatta, “HDP ile birlikte asla hareket edilmeyeceğini” belirtiyor ama TBMM’de MHP ve HDP temsilcilerinin de ortak imzalarının bulunduğu yasa teklifleri bulunuyor. Örneğin TBMM Başkanlığı’na 7 Mayıs 2013’te verilen “TBMM Üyeliği Kanun Teklifi”nde, yani milletvekillerinin özlük haklarını düzenleyen, onlara ayrıcalıklar getiren tasarı, bütün partileri birleştirmiş.
Milletvekillerine zam konusunda partiler anlaşmış.

Kanun teklifinin altında dönemin AKP Grup başkanvekilleri Nurettin Canikli, Mustafa Elitaş, Ayşenur Bahçekapılı, Ahmet Aydın, Mahir Ünal, CHP Grup başkanvekilleri Akif Hamzaçebi, Muharrem İnce, Emine Ülker Tarhan, MHP Grup başkanvekilleri Mehmet Şandır ve Oktay Vural, şimdi adı HDP, eski adı Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) olan partinin Grup başkanvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken’in ortak imzaları bulunuyor.

Zamlarla ilgili komisyonlarda ortak hareket edilmiş, oy kullanılmış. Teklif Genel Kurul’a kadar iniyor. Ancak o dönem seçimler yaklaşınca, seçime giderken milletvekillerinin kendileriyle ilgili düzenleme yapmasının uygun olmayacağı değerlendirilip, MHP’liler imzalarını çekiyor.
MHP temsilcilerinin “HDP’nin olduğu yerde ben yokum” demeleri geçmişteki ilişkiler nedeniyle ve bundan sonraki süreç için de inandırıcı bulunmuyor. Ama ne yaparsınız siyaset işte...