Bir dönem Türkiye’de; evde, kahvede, otobüs camında ve hemen her yerde asılı bir “Ağlayan Çocuk” resmi vardı. Son yıllarda pek ortalıkta görünmüyor bu tablo. Bunun sebebi “uğursuz” bilinmesi mi? İngiliz gazetelerinin yazdığı gibi bu resim sahiplerinin başına kötü işler mi getiriyor? Fethullah Gülen de bunlardan biri mi? Sürekli, “evlerine ateş düşsün, yuvaları başlarına yıkılsın” gibi beddua eden Fethullah Gülen yıllar önce yazdığı ilk makalesine seçtiği bu “lanetli” resimle, Cemaat Medyası’nın sonunu mu hazırladı? İşte size absürt bir pazar yazısı...




Sa­de­ce Tür­ki­ye­’de de­ğil...
Dün­ya­da en çok bi­li­nen ve kop­ya­sı ya­pı­lan res­min res­sa­mıy­dı.
Adı, Bru­no Ama­di­o idi. (1901-1981)
İtal­ya­n’­dı.
Ve­ne­di­k’­te so­kak res­sa­mıy­dı.
Halk “B­ra­go­li­n” ola­rak bi­li­­yor­du. Re­sim­le­ri­ne; “F­ranc­hot Se­vil­la­”, “An­ge­lo (Gio­van­ni) Bra­go­li­n” ve “J. Bra­go­li­n” gi­bi müs­te­ar im­za­lar at­tı.
Ve...
Ken­di­si de­ğil ama; hiç­bir sa­nat­sal de­ğe­ri ol­ma­yan ve kit­le­sel tü­ke­tim için se­ri hal­de imal edi­len ucuz tab­lo­la­rın­dan “Ağ­la­yan Ço­cu­k” res­mi ün­lü ol­du.
1950’ler­den iti­ba­ren tüm dün­ya­yı do­laş­ma­ya baş­la­yan bu res­min yüz­ler­ce fark­lı ver­si­yo­nu ya­pıl­dı. As­lın­da ela göz­lü ve kum­ral olan ço­cuk; sa­rı­şın, ma­vi göz­lü ol­du.
Ce­ke­ti­nin mo­de­li de­fa­lar­ca de­ğiş­ti, ya­ma­lı, yır­tık pır­tık, fu­lar­lı, ol­duk­ça şık vs.
Cin­si­yet bi­le de­ğiş­tir­di; kız ol­du.
Ya­şı kü­çül­tül­dü ve­ya bü­yü­tül­dü.
Ya­ni... Her ül­ke­ye, her zev­ke uy­sun di­ye bir­çok ev­rim­den geç­ti.
De­ğiş­me­yen; göz­yaş­la­rı ve acık­lı ba­kış­la­rıy­dı.
Bru­no Ama­di­o, “Ağ­la­yan Ço­cu­k” res­mi­nin her bas­kı­sın­dan te­lif al­say­dı her­hal­de dün­ya­nın en zen­gin res­sam­la­rın­dan olur­du.
1981 yı­lın­da ye­mek bo­ru­su kan­se­rin­den öl­dü...
Dört yıl son­ra...
İn­gi­liz san­sas­yon ga­ze­te­si The Sun, “Ağ­la­yan Ço­cu­k” res­mi­nin ka­de­ri­ni de­ğiş­tir­di!

İN­Gİ­LİZ KE­HA­NE­Tİ


Ta­rih: 4 Ey­lül 1985.
The Sun şu ha­be­ri ya­yın­la­dı:
Ron ve May Hall Çif­ti­’nin Gü­ney York­shi­re­’da­ki ev­le­ri yan­dı. Ron Hal­l’­ın it­fa­iye gö­rev­li­si kar­de­şi Pe­ter Hall, ga­ze­te­ye açık­la­ma ya­pa­rak, en­ka­za dö­nen ev­de ha­sar gör­me­miş bir tek “Ağ­la­yan Ço­cu­k” tab­lo­su bul­duk­la­rı­nı bil­dir­di.
Ara­dan 5 gün geç­ti...
Ta­rih: 9 Ey­lül 1985.
The Sun; evin­de çı­kan yan­gın son­ra­sı cid­di ya­nık­lar yü­zün­den ölen Gra­ce Mur­ra­y’­in sa­hip ol­du­ğu “Ağ­la­yan Ço­cu­k” res­mi­nin hiç­bir za­rar gör­me­di­ği­ni yaz­dı!
Ta­rih: 21 Ekim 1985.
The Sun, Pa­ril­lo Piz­za Sa­ra­yı­’nın yan­gın­la tah­rip ol­du­ğu­nu an­cak “Ağ­la­yan Ço­cu­k” res­mi­nin kur­tul­du­ğu ha­be­ri­ni ya­yın­la­dı.
Ay­rı­ca... Ar­tık, hiç­bir it­fa­iye gö­rev­li­si­nin bu re­sim­le­ri ken­di ev­le­ri­ne sok­mak is­te­me­dik­le­ri id­di­a et­ti.
Sa­de­ce The Sun de­ğil ben­zer ya­yın or­gan­la­rı da ay­nı ha­ber­ler yap­ma­yı sür­dür­dü:
24 Ekim 1985...
Da­ily Ma­il: Gü­ney York­s’­ta otu­ran Ke­vin God­ber Ai­le­si bir yan­gın so­nu­cu ev­siz kal­dı; sa­de­ce “Ağ­la­yan Ço­cu­k” res­mi ha­sar al­ma­dı. Üs­te­lik ya­nın­da­ki di­ğer re­sim­ler yan­dı.
25 Ekim 1985...
The Sun: Mer­sey­si­de­’da­ki bir ev pat­la­may­la yok ol­du. An­cak otur­ma ve ye­mek oda­la­rın­da­ki iki “Ağ­la­yan Ço­cu­k” res­mi­ne bir şey ol­ma­dı. Evin sa­hi­bi Bay Amos “u­ğur­su­z” di­ye re­sim­le­ri yok et­ti.
26 Ekim 1985...
Shrops­hi­re Star: Es­ki bir it­fa­iye­ci olan Fred Tro­we­r’­ın evi yan­gın­da ha­sar gör­dü. Evin ho­lün­de “Ağ­la­yan Ço­cu­k” tab­lo­su ası­lıy­dı.
26 Ekim 1985...
Wes­tern Mor­ning News: Lo­kan­ta sa­hi­bi olan Ge­or­ge Be­er, iş­le­ri­nin iki “Ağ­la­yan Ço­cu­k” res­mi­ne sa­hip ol­duk­tan son­ra, bir yıl aray­la çı­kan iki yan­gın­la bo­zul­du­ğu­nu açık­la­dı.
31 Ekim 1985...
The Sun: San­dra Ja­ne Mo­ore’­un evi, ar­ka­da­şı­nın “Ağ­la­yan Ço­cu­k” res­mi­ni punk saç gi­bi bo­ya­yın­ca su­lar al­tın­da kal­dı.
Fo­rest Hil­l’­de ya­şa­yan Ba­yan Wo­od­ward; oğ­lu, kı­zı, eşi ve an­ne­si­nin ölüm­le­riy­le il­gi­li “Ağ­la­yan Ço­cu­k” res­mi­ni suç­la­dı.
12 Ka­sım 1985...
The Sun: Glo­uces­ters­hi­re­’da ya­şa­yan Mal­colm Va­ughn, kom­şu­su­nun “Ağ­la­yan Ço­cu­k” res­mi­ni yok et­tik­ten son­ra ken­di otur­ma oda­sın­da yan­gın çık­tı.
24 Şu­bat 1986...
The Sun: 61 ya­şın­da­ki Wil­li­am Ar­mi­ta­ge evin­de­ki yan­gın­da öl­dü. Can­sız be­de­ni­nin ya­nın­da ha­sar­sız bir “Ağ­la­yan Ço­cu­k” res­mi bu­lun­du.
Vs... Vs...

RE­SİM­LER YA­KIL­DI


İn­gi­liz ga­ze­te­le­ri­ne ko­nu­şan­la­rın an­lat­tık­la­rı hi­ka­ye­ler akıl ala­cak gi­bi de­ğil­di.
“Ağ­la­yan Ço­cu­k” res­min­den ge­ce­le­ri ağ­la­ma ses­le­ri ge­li­yor­du; göz­ya­şı kan ren­gi­ne dö­nü­şü­yor­du; re­sim dur­duk yer­de tit­re­me­ye- sal­lan­ma­ya baş­lı­yor­du!
Bu ha­ber­ler do­ğal ola­rak; res­min 50 bin kop­ya­sı sa­tı­lan İn­gil­te­re­’nin yok­sul ma­hal­le­le­rin­de şe­hir ef­sa­ne­nin do­ğu­mu­na ne­den ol­du: “Ağ­la­yan Ço­cu­k” la­net­liy­di!..
Bu, kı­sa sü­re­de öy­le yay­gın­lık ka­zan­dı ve iş­ler o ha­le gel­di ki; Gü­ney York­shi­re İt­fa­iye Mü­dür­lü­ğü ba­sın açık­la­ma­sı yap­mak zo­run­da kal­dı.
Yan­gın­lar elek­trik kon­ta­ğı gi­bi se­bep­ler­le çı­kı­yor­du. Ba­zı ev­ler­de res­min yan­ma­ma­sı­nın se­be­bi, üze­ri­ne ba­sıl­dı­ğı mal­ze­me­nin özel­lik­le­rin­den kay­nak­la­nı­yor­du!
Bu açık­la­ma in­san­la­rı sa­kin­leş­tir­me­di; hu­ra­fe da­ha inan­dı­rı­cıy­dı!
Yet­mez­miş gi­bi...
The Sun edi­tö­rü Kel­vin Mac­Ken­zi­e, hal­ka çağ­rı­da bu­lun­du:
“E­vi­niz­de­ki ‘Ağ­la­yan Ço­cu­k’ res­mi hak­kın­da en­di­şe­le­ri­niz var­sa, he­men bi­ze gön­de­rin, biz si­zin için onu yok ede­lim!”
Ne ol­du der­si­niz?..
The Sun,1985 yı­lı­nın Ca­dı­lar Bay­ra­mı­’n­da la­net­li ola­rak ka­bul et­ti­ği “Ağ­la­yan Ço­cu­k” re­sim­le­ri­nin ya­kıl­ma­sı için gös­te­ri dü­zen­le­di. Yüz­ler­ce oku­yu­cu, ga­ze­te­nin bi­na­sı­nın önün­de 2 bin 500 adet “Ağ­la­yan Ço­cu­k” res­mi­ni ate­şe ve­re­rek yok et­ti!

Şİ­Lİ­’DE İS­YAN


Fa­kat ef­sa­ne öl­me­di...
Çe­şit­li se­nar­yo­lar üre­til­di:
- Res­sam, tab­lo­lar­da­ki ço­cuk­la­rı ka­çı­rı­yor, re­sim­le­ri­nin ger­çek­çi ol­ma­sı için on­la­ra ezi­yet edi­yor ve en kork­muş hal­le­ri­ni res­me­di­yor­du!
- Ma­vi göz­lü se­vim­li ço­cuk Çi­ko; por­tre­si ya­pıl­dık­tan kı­sa bir sü­re son­ra ye­tim­ha­ne­de çı­kan bir yan­gın­da ha­ya­tı­nı kay­bet­miş; bu yan­gın yü­zün­den ye­tim ço­cu­ğun ru­hu res­sam Ama­di­o’­nun tab­lo­su­na hap­sol­muş ve hu­zu­ra ere­me­miş­ti. Bu yüz­den hap­sol­du­ğu tab­lo­dan kur­tul­mak ve hu­zu­ra ulaş­mak için bu­lun­du­ğu ev­le­ri ya­kı­yor­du!
Kuş­ku­suz...
La­net­ten kur­tul­mak için de te­ori­ler üre­til­di:
“Ağ­la­yan Ço­cu­k” ve “Ağ­la­yan Kı­z” re­sim­le­ri­ni bir­lik­te yan ya­na du­var­la­rı­na asan­lar fe­la­ket­ler­den kur­tul­duk­la­rı gi­bi, iyi şan­sa da sa­hip ola­cak­lar­dı.
The Ricky Ger­va­is Show ad­lı ko­me­di prog­ra­mın­da söz ko­nu­su şe­hir ef­sa­ne­le­ri­ ala­ya alın­sa da ki­mi­le­ri inan­ma­yı sür­dür­dü.
Öy­le ki...
Şe­hir ef­sa­ne­si dün­ya­ya ya­yıl­dı.
Ör­ne­ğin...
Şi­li­’nin baş­ken­ti San­ti­ago’­da bir or­ga­ni­za­tör, Ca­dı­lar Bay­ra­mı için dü­zen­le­di­ği par­ti­nin afi­şin­de “Ağ­la­yan Ço­cu­k” res­mi­ni kul­lan­dı. Bu­nu ken­tin iş­lek cad­de­le­ri ile alış­ve­rişmer­kez­le­ri­ne as­tı. An­cak, med­yum­lar ve ruh bi­li­mi ile il­gi­le­nen ki­şi­ler, bu res­min la­net­li ol­du­ğu­nu ve evin­de sak­la­yan in­san­la­ra kö­tü şans ge­tir­di­ği­ni söy­le­ye­rek, afi­şin kal­dı­rıl­ma­sı­nı is­te­di.
Tar­tış­ma, o ka­dar bü­yü­dü ki, ül­ke­nin en çok sa­tan ga­ze­te­si Las Ul­ti­mas No­ti­ci­as, ola­yı “Ağ­la­yan Ço­cu­ğun Tüy­ler Ür­per­ten Dö­nü­şü­” söz­le­riy­le man­şe­ti­ne ta­şı­dı.
Ga­ze­te­nin ko­nuş­tu­ğu yak­la­şık 80 Şi­li­li, res­me sa­hip ol­duk­tan son­ra baş­la­rı­na hep kö­tü olay­lar gel­di­ği­ni; bo­şan­dık­la­rı­nı, iş­le­rin­den atıl­dık­la­rı­nı, ev­le­rin­de yan­gın çık­tı­ğı­nı söy­le­di.
Ge­le­lim...
“La­net­li­”...
“U­ğur­su­z”...
“Ağ­la­yan Ço­cu­k” res­mi­nin Fet­hul­lah Gü­len ile ta­nış­ma­sı­na...

“BU AĞLAMAYI DİNDİRMEK İÇİN YAVRU”


Tarih: 1 Şubat 1979.
Cemaat’in ilk yayın organı “Sızıntı” dergisi çıktı.
Amaç, “gönüllere sızmak” diye açıklandı. (Nerelere sızıldığını biliyorsunuz artık!)
Derginin kapağında “Ağlayan Çocuk” resmi vardı.
Derginin başyazarı Fethullah Gülen idi. Ve..
“M. Abdülfettah Şahin” takma adıyla dergiye yazdığı ilk makalesinin başlığı şuydu:
“Bu Ağlamayı Dindirmek İçin Yavru.”
Fethullah Gülen, makalesine uygunluğu için “Ağlayan Çocuk” tablosunu tercih etmiş ve derginin kapak resmi olmasını istemişti!
Resim; Fethullah Gülen’in gözü yaşlı vaazlarına da bir göndermeydi!
“Ağlayan Çocuk” resminin basılması ardından Nurcular içinde kavga çıktı. Nurcular “Köprü” isimli dergileri olmasına rağmen Fethullah Gülen’in “Sızıntı” dergisini çıkarmasına tepki duyup boykot etti.
Nurcular, Fethullah Gülen’in Yeni Asya yayınlarından çıkan “Hitabet Çiçekleri” kitabını bir daha basmadı. “Sızıntı” dergisinin okunması, Fethullah Gülen’in vaaz kasetlerinin dinlenmesi, dershanelere sokulması yasaklandı. İzmir’e Bornova Camisi’ne Fethullah Gülen’i dinlemeye gidenler Nurcular tarafından dışlandı.
Fethullah Gülen yoluna tek başına yürüme kararındaydı. Ansızın... Bir dönemdir gölgesinde yaşadığı MSP’den de koptu. 24 Haziran 1980’de yaptığı bir vaazda isim vermeden MSP’yi ve MSP’nin yayın organı Milli Gazete’yi eleştirdi: “Cübbeyle sarıkla bu işler olmaz, paçavra gibi bir gazeteyle bu iş yürümez!” Ağzından ilk kez böylesine bir sert söz çıkmıştı.
“Sızıntı” dergisinde 12 Eylül 1980 darbesini destekledi. “Asker” ve “Son Karakol” gibi makalelerinde, asker tam zamanında yetişmeseydi, “Bütün millet olarak inkisar içinde ağlamadan başka çaremiz kalmayacaktı” diye yazdı. Cemaati’ne, 12 Eylül’ün Müslümanları Erbakan’dan kurtardığını söyledi. 1982 Anayasa’sına “evet” oyu vermeye çağırdı herkesi.
Eski çevresinden tamamen koptu...
Özal iktidarında yıldızı parladı. Okullar, yurtlar ve dershaneler açmaya başladı.
Demek “Ağlayan Çocuk” resminin uğursuzluğu bir hurafeydi!
Ve... Bir gazete çıkarma düşüncesi olgunlaşırken, 1986 yılında Ankara’da yayınlanan Zaman gazetesinin ortakları arasında problem çıktığı haberini aldı. Hazır bir gazeteyi almanın daha uygun olduğu görüşüne vardı ve Zaman gazetesini aldı.
Sonrası malum...
Cemaat medyada sürekli büyüdü.
“Sızıntı” yoluna kesintisiz devam etti.
Hatta Fethullah Gülen...
Feza Gazetecilik A.Ş. bünyesinde; Meydan, Today’s Zaman, Aksiyon dergisi, Cihan Haber Ajansı, Irmak TV, Cihan Radyo vb. yayın organlarını çıkardı.
Ardından...
Samanyolu Yayıncılık Hizmetleri A.Ş. bünyesinde; Samanyolu TV, Ebru TV, Mehtap TV, Samanyolu Haber TV, Yumurcak TV, Dünya TV, MC TV, Tuna Shopping TV, Kure TV, Burç FM, Radyo Mehtap, Samanyolu Haber Radyo vb. yayın organlarına sahip oldu.
Ki bunlar arasına; Cemaat’in olduğu bilinen Bugün ve Millet gazetesi, Bugün tv ve Kanaltürk gibi yayınları da eklemek gerekir!
Geçtiğimiz yıllarda Başbakanlık Basın Yayın Genel Müdürlüğü’ne, Anadolu Ajansı ve TRT gibi kuruluşlara yerleştirilen Cemaatçileri de anımsatmak lazım.
Tüm bunların amacı neydi?
Fethullah Gülen, özgür ve bağımsız objektif habercilik aşkı nedeniyle mi, bu dev gibi medyaya sahip oldu?
Neyse bu ayrı bir konu.
“Ağlayan Çocuk” Fethullah Gülen’e “dokunamadı” derken birdenbire Cemaat medyası tepetaklak oldu!
Yayın organlarına el konuldu; yayın grupları başkanları, yazarları cezaevine atıldı.
Şimdi... Soru şu:
Bu çöküşün görünmeyen sebebi “Sızıntı” dergisinin ilk sayısındaki “Ağlayan Çocuk” resmi mi?
Cemaat medyası, yayın hayatına “Ağlayan Çocuk” resmiyle başlamanın uğursuzluğunu mu yaşıyor?
Fethullah Gülen’in ilk makalesinin başlığı neydi; “Bu Ağlamayı Dindirmek İçin Yavru.”
Şimdi... Yapılan operasyonlar ile kim ağlıyor?
Bu... “Ağlayan Çocuk” resminin laneti mi?
Ne demiş atalarımız:
Fala inanma falsız da kalma!..