Sevgili okurlarım,
Siyasette hiçbir şey dışarıdan gözüktüğü gibi değildir.
Fransızlar bu nedenle “Siyasetin kulisiyle, sosis üretimi toplum önünde yapılamaz, çünkü ikisi de mide bulandırıcıdır” derler.
Dün sabah Posta gazetesinde Candaş Tolga Işık’ın, MHP’nin önde gelen isimlerinden Prof. Ümit Özdağ ile yaptığı başarılı röportajı okurken, aklıma Fransızların bu deyişi geldi.

* * *

Bir AKP önde geleni, Candaş Tolga Işık’a, MHP ile koalisyon pazarlığında önemli bir aşamaya geldiklerini söylemiş.
“MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya ve Ümit Özdağ ile görüşüyoruz. Bir tek bakanlık sayısı konusunda uzlaşamadık. Diğer konular tamam...” demiş.
Bunun üzerine Işık, bu iddiayı Prof. Özdağ’a iletmiş. Özdağ ise gülerek şu cevabı vermiş:
“Henüz hiçbir görüşme yok, doğru değil...”
Ama gazeteci ısrar ederek “Siz nasıl görüyorsunuz bu işin sonunu?” diye sorunca “Bizim bazı olmazsa olmazlarımız var...” deyip başladığı konuşmasını, şöyle
sürdürmüş:

* * *

“1- Türkiye’nin Güneydoğusu’nda bağımsız ve federe bir devlet kurulmasına izin verilemez.
2- Türkiye Devleti’ni, milletini ilgilendiren hayati meseleler İmralı’da Öcalan’la görüşülemez.
3- Yargı bağımsızlığına müdahale edilemez.
4- Cumhurbaşkanı gayrımeşrudur demiyoruz. Cumhurbaşkanı meşrudur ama yetkileri anayasal çizgilere çekilmek zorunda... Bir masaya oturulacaksa bunlar üzerinde mutabakat sağlandıktan sonra oturulur...”
Şimdi size soruyorum:
Prof. Özdağ’ın sıraladığı bu 4 koşula AKP’nin “özde olmasa bile sözde” hayır demesi mümkün mü?
Tabii ki değil!

* * *

Gazeteci Işık, röportajı “AK Saray’ın boşaltılması, Yüce Divan sürecinin yeniden başlatılması... Şartlarınız arasında değil o zaman?” sorusuyla sürdürmüş.
Özdağ ise, “Sözlerimi genişleterek yazma lütfen” diye rica edip eklemiş:
“Müzakere edilebilecek başlıklar var edilemeyecekler var. Olmazsa olmazlarımızı ifade ettim... Bunların hiçbiri olmazsa olmaz değil, oturup konuşulabilecek müzakere edilebilecek başlıklar!..”

* * *

Bu şaşırtıcı açıklamayı yapan Prof. Özdağ’a sormak gerekir:
Seçimler öncesindeki mitinglerde avazı çıktığı kadar bağırarak “Tayyip Erdoğan o saraydan çıkacak, yolsuzluk şüphelisi 4 bakan Yüce Divan’da yargılanacak” diyen kimdi?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli değil miydi?
Şimdi ne oldu da bu taahhütler bir çırpıda kırmızı çizgi olmaktan çıkarıldı?
Tanıdığım Bahçeli’nin tükürdüğünü yalayacak biri olmadığına, halka verdiği sözleri unutacak bir kişiliğe sahip bulunmadığına inanıyorum.
Ama siyasette hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değildir deyişinin doğruluğuna da...
O nedenle siz siz olun, hükümet kurulana kadar yazılıp çizilenlere kuşkuyla bakın.
Sosis üretimiyle, siyasetin toplumun önünde neden yapılamadığını unutmayın!
Ayrıca karşınıza AKP-MHP yerine, bambaşka bir koalisyon çıkarsa da sakın şaşırmayın!

UĞUR DÜNDAR’IN NOTU: Profesör Ümit Özdağ, daha sonra yaptığı
açıklamayla Posta gazetesine verdiği röportajda MHP’nin kırmızı çizgilerinin değiştiği anlamına gelecek bir ifade bulunmadığını belirtti. Yorum sizin.