Singapore Management University ve London School of Economics psikologlarının NCBI'da yayımladıkları çalışmaya göre, zeki insanlar hariç, arkadaşlarıyla daha çok vakit geçirenlerin daha çok mutlu olduklarına dair bulguları yayımlamıştı.

Business Insider'da yer alan habere göre, araştırmacılar bu sonuçlara iki araştırmayla vardı. Hem 2001 hem de 2002 yılları içinde, verileri National Longitudinal Study of Adolescent Health tarafından sağlanan araştırmalarda yaşları 18-28 arasında olan 15 binden fazla kişiyle röportaj yapıldı.

İlk araştırmada, araştırmacılar üç faktör arasındaki bağlantıya baktı: Katılımcıların zeka testi puanları, katılımcıların yaşadığı bölgedeki nüfus yoğunluğu ve katılımcıların hayatlarından ne kadar tatmin olduğu. Sonuçlar, insanların nüfus yoğunluğu az olan bölgelerde daha çok mutlu olduğu yönündeydi ve bu zeki insanların sonuçları bu çıkarımın dışında kalıyordu.

İkinci çalışmada ise, araştırmacılar katılımcıların IQ puanları, onların yaşam tatmini ve arkadaşlarıyla ne sıklıkla dışarı çıktığı veya telefonla konuştuğuyla belirlenen sosyalleşmesi arasındaki bağlantıyı inceledi.
Her iki araştırmanın sonuçlarına göre, arkadaşlarıyla daha fazla zaman geçirenlerin daha mutlu olduğu ancak bu zeki insanlar olduğunda geçerli olmadığı görüldü. Diğerlerine göre daha zeki insanlar, arkadaşlarıyla sosyalleşebiliyorlar ancak yaşamlarından daha az memnun oluyorlar.

Araştırmacılar elbette vardıkları sonuçları kesin olarak belirtemiyorlar. Onlara göre, "Mutluluğun Savanna Teorisi" olarak öne sürdükleri bu teori, evrim teorisiyle ilişkili olarak atalardan kalan mirasa dair insan beyninin bir karşılık verdiği bir sonuç. Başka bir deyişle, insanlar eskiden 150 kişilik topluluklar düzeyinde yaşarken, nüfusun bu sayıyı aşan bir etkileşim durumu oluşunca kendimizi mutlu ve rahat hissedemiyoruz. Aynı şekilde 150 kişilik avcı-toplayıcı bir grupta arkadaşlarla temas hayatta kalmak için kritik düzeyde önemliydi. Ve şimdi kendimizi izole hissettiğimizde mutsuz hissediyoruz.

Araştırmanın yazarlarından biri, zekanın romansı ortamlara adapte olabildiğini de öne sürüyor. Yani çok zeki insanlar aşırı kalabalık topluluklardan veya yalnız vakit geçirmeden rahatsız değil. Her ne kadar sonuçlar bu olsa da çalışmanın belki de en önemli ve ilginç bulgusu çok zeki insanların arkadaşlarıyla sosyalleşmesi için vakit geçiyor olmasıdır. Ancak onları neyin mutsuz kıldığı veya hangi aktivitelerden dolayı veya ne kadar süre diyalog halinde olduğu gibi mutsuzluklarını etkileyebilecek nedenler henüz belirsizliğini koruyor.

Sonuç olarak; IQ'nuz ne olursa olsun veya neye inanırsanız inanın, sizin neyi mutlu ettiğine odaklanın, "sizi neyi mutlu etmeli" diye düşünmeye değil!

Savanna-IQ Etkileşim Hipotezi Nedir ?
Savanna-IQ Etkileşim Hipotezi olarak adlandırılan hipotez, genel zeka seviyesinin evrimsel açıdan yeni değerlerin ve tercihlerin edinilmesini nasıl etkilediğini açıklar. Daha sonra, yine, evrimsel açıdan üç yeni değer üzerinden Savanna-IQ Etkileşim Hipotezi'ni test eden Kanazawa’ya dayanarak ve Hipotez uyarınca, daha zeki olan bireylerin daha çok liberal politik ideolojiye sahip olduğunu ve ateist olduğunu, ayrıca daha zeki erkeklerin (ama kadınların değil) cinsel anlamda tek eşliliğe değer vermesinin daha muhtemel olduğunu öne sürer. Savanna Prensibinin genel zekanın evrimi teorisiyle mantıksal ilişkisinden türetilen Savanna-IQ Etkileşim Hipotezi daha zeki bireylerin liberalizm, ateizm ve erkekler için tekeşlilik gibi evrimsel açıdan yeni değerleri edinmesinin ve benimsemesinin daha muhtemel olduğunu, buna karşın evrimsel açıdan tanıdık değerlerin edinilmesi ve benimsenmesinde genel zekanın hiçbir etkisinin olmadığını savunur. Kanazawa tarafından tespit edilen, bireylerin TV karakterlerine gerçek arkadaşlarıymış gibi kabul etmesi eğilimi, alt-orta zekaya sahip olanlarla sınırlı görünmektedir; üst-orta zekaya sahip bireyler, daha fazla televizyon izleyerek arkadaşlık ihtiyaçlarını tatmin etmektedir.(1)

Evrim Teorisi içerisindeki önemli yaklaşımlardan biri olarak Gould'un Sıçramaları Evrim Kuramı açısından savanaya çıkış, o zamana kadar süregelen dengeyi bir anda bozuvermiş, evrimin "sıçrama" yapmasına neden olacak sebebi yaratmıştır. Sonrasında ise 6 faktör, beynin evrimi üzerine çok yoğun bir seçilim baskısı yaratarak bu değişimi mümkün kılmıştır. Ancak savanaya çıkış gerçekleşmeseydi, belki de beyinlerimiz asla bu şekilde evrimleşemeyecekti. Dolayısıyla bu habitat (yaşam alanı) değişimi, her şeyi tetikleyen, ancak tek başına yeterli olmayan bir faktördür.(2)

Çeviri: Reha BAŞOĞUL

Kaynaklar:
http://www.businessinsider.com/why-smart-people-should-spend-less-time-with-friends-2016-7#-/web/topics/268436598-1469445265119-trackingCode-MalvtsaPOqwgqrktaiJddxuhHBphHul/HiiTgDUls+4=-articleId-361658642-vv-b8a2349a-1602-46ed-a585-d9deabe507bf
(1)http://www.evrimagaci.org/makale/42
(2)http://liberalpolitika.blogspot.com.tr/2012/02/kanazawaya-gore-liberaller-ve-ateistler.html