Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla kararlaştırılan Suriye’deki ateşkes, başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Rusya olmak üzere iç savaşa katılan tarafların da katılımıyla Cuma gecesi yerel saatle 24′te yürürlüğe girecek ve 2 hafta sürecek. Tüm dünya Suriye’de savaşan tarafların ve onların arasındaki güçlerin bu anlaşmaya ne kadar uyacaklarını merakla ve dikkatle izliyor. Dünya bu gelişmeye odaklanmışken, ateşkese saatler kala Rusya'nın bombardımanlarına hız verdiği bildirildi.


DIŞ HABERLER


Milliyet'in deneyimli Ortadoğu muhabiri Sami Kohen'in de dediği gibi, "Herkes Suriye’de nihayet silahların susması noktasına erişilmesinden memnun olmakla beraber, 'geçici' olarak nitelenen bu ateşkesin ne kadar uygulanacağı konusunda oldukça kuşkulu." Ateşkese saatler kala yaşanan gelişmeler de bu kuşkuları arttırdı. Fransız haber ajansı AFP, Kremlin'den yapılan açıklamayı duyurarak, Rus savaş uçaklarının Suriye'de 'terör örgütlerini’ vurduğunu belirtti. Kremlin ise, Rus Hava Kuvvetleri'nin muhaliflere yönelik hava operasyonu düzenlediği yönündeki iddiaları reddetti.



Bu 'geçici çatışmasızlık' anlaşmasının başlıca özelliği, savaş alanındaki aktörlerin bir kısmını buna dahil etmesi, bir kısmını da bunun dışında tutması. Ateşkese, IŞİD ile El Kaide bağlantılı Nusra Cephesi ve BM’nin ‘terörist örgütler’ listesindeki diğer gruplar dahil değil. Ateşkesin, Suriye iç savaşını kalıcı olarak bitirmeyeceği bilinse de ABD Başkanı Barack Obama'nın da dediği gibi, "Başarılı olursa ateşkes Suriye’deki şiddet ve kaosun sonunu getirecek ilk adım olabilir." "Dünyanın gözü üzerinizde olacak" diyen Obama, önümüzdeki birkaç haftanın Suriye iç savaşı için kritik olduğunu söylüyor.


SURİYELİ KÜRTLER NE YAPACAK?


Halk Savunma Güçleri (YPG) ve Kadın Savunma Birlikleri (YPJ), ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri'nin parçası olarak farklı radikal İslamcı örgütlerle savaşıyor.

Haseke'de IŞİD'e karşı, Halep çevresinde de El Nusra ve Ahrar üş Şam'a karşı mücadele ediyorlar.

Ateşkesin bu cephelere doğrudan bir etkisi olmayacak.

Suriyeli Kürtler ise meşru müdafaa haklarını saklı tutarak ateşkes anlaşmasına uyacaklarını belirtti ve IŞİD, El Nusra ve Ahrar üş Şam ile savaşmaya devam edeceklerini açıkladı. YPG’nin sözcüsü Redur Halil, “Biz YPG olarak, mevcut plana büyük önem veriyoruz ve meşru müdafaa şartları kapsamında karşılık verme hakkımızı saklı tutarak ateşkese tamamen uyacağız” dedi. Hazırlıklar kapsamında Rusya’nın Suriye’deki Himeymim üssünde koordinasyon merkezi kuruldu.


HANGİ BÖLGELER ANLAŞMA KAPSAMI DIŞINDA?


Suriye'de IŞİD ve El Nusra'nın kontrolündeki topraklarda savaş devam edecek.

Rakka, Deyr el Zor ve Irak sınırındaki Haseke'ye komşu bazı bölgeler IŞİD kontrolünde. IŞİD'in aynı zamanda Halep'in kuzeyinde ve doğusunda, özellikle El Bab, Minbıç ve Cerablus bölgelerinde de varlığı var.
IŞİD, 2015 yılı Mayıs ayında Palmira'nın kontrolünü ele geçirdi ve topraklarını Humus'un doğusuna kadar genişletti. Hama'nın doğusundaki bazı kırsal kesimler de IŞİD kontrolünde.

BM Suriye özel temsilcisi Staffan de Mistura ateşkesi denetleyecek olan uluslararası çalışma grubunun bugün ilk toplantısını yapacağını açıkladı. Çalışma grubunun Orta Avrupa Saati ile 21′de BM Güvenlik Konseyi ile video bağlantısı kuracağı bildirildi. De Mistura bu görüşmeden sonra Cenevre barış görüşmelerinin geleceği hakkında açıklama yapılabileceğini söyledi.



Örgüt aynı zamanda başkent Şam'ın kuzeydoğusunda stratejik öneme sahip Kalamun Dağları'nda da varlığını sürdürüyor. Bu bölgede El Nusra ile çatışıyorlar.

El Nusra Cephesi ise Halep'te ve şehrin güney ile kuzey batı kesimlerinde etkin. Kalamun ile Hama vilayetinin de bir kısmının kontrolü El Nusra'nın elinde.

IŞİD'in aksine El Nusra taktiksel ittifaklar kurmaya ve İdlib'deki Ceyş ül Fetih gibi diğer örgütlerle koalisyon oluşturmaya istekli.

Ateşkes anlaşması kapsamında müttefik olan bu grupların durumuna ilişkin hala soru işareti var.


ATEŞKES KAPSAMI DIŞINDA TUTULAN ÖRGÜTLER İÇİN MUTABAKAT YOK


Rusya, İran ve Suriye hükümeti Ahrar üş Şam ile Ceyş ül İslam'ı 'terörist örgütler' olarak görüyor.

Halep ve İdlib'te El Nusra'yla ittifak halinde olan Ahrar üş Şam'ın ateşkes kapsamından çıkarılması bekleniyor.

Fakat, Şam'ın kırsal kesimlerinin büyük bir bölümünü kontrolü altında tutan Ceyş ül İslam'ın Suriye muhalefetiyle daha yakın bağları var ve mevzilerine yönelik her türlü saldırı ateşkesi de tehlikeye atabilir.


ANLAŞMA, TÜRKİYE'Yİ NASIL ETKİLEYECEK?


Muhalif grupların çoğunu temsil eden Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar destekli Yüksek Müzakere Komitesi, anlaşma için 'ön onayı' verdiklerini duyurdular. Komite Çarşamba günü açıklamasında, iki haftalık ateşkese uyacaklarını duyurdu.

Ateşkes anlaşması, Suriye’deki savaşın dolaylı şekilde içinde olan bir ülke olarak Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor.

Suriye’de silahların susması Türkiye açısından da sevinilecek bir gelişme. Komşu ülkenin barış yolunda bu ilk adımı atması çok önemli. Bu, her şeyden önce Suriye’den yeni göç dalgalarını önlemiş olacak, mültecilerin “sınırın öbür tarafı”nda barındırılmasına (bir nevi güvenli alanın oluşmasına) imkan verecek.



Buna karşılık Türk hükümet yetkililerinin ateşkese temkinli, hatta endişeli bakmasının nedenleri de var. Başlıca neden de YPG ile ilgili. Kürt örgütü ateşkes anlaşmasının kapsamının dışında kalıyor. Zira ne ABD ne Rusya -ne de başka aktörler- Türkiye’nin aksine YPG’yi bir terör örgütü olarak görmüyor.

Bu durumda YPG -“cihatçı” gruplar gibi- bir hedef olmadığı gibi, kendisi isterse örneğin IŞİD’e karşı savaşını sürdürebilir.
YPG bunu yapmak isteyecek mi, bilemeyiz. Örgüt ateşkese uyacağını açıklamakla yetindi.


DAVUTOĞLU: ANLAŞMA TÜRKİYE'Yİ BAĞLAMAZ


Peki Türkiye ne yapacak? Örneğin obüs atışlarını sürdürmek isteyecek mi? Bu ateşkesin ihlali sayılabilir. Ne var ki Başbakan Davutoğlu dün açıkça söyledi: "Bu anlaşma Türkiye’yi bağlamaz. Güvenlik söz konusu olunca, Türkiye gerekeni yapar."

Kısacası, YPG sorunu bu kez ateşkes konusunda bir yanda Türkiye, diğer yanda ABD, Rusya ve başka aktörler arasında ciddi bir uyuşmazlık yaratabilir.



Anlaşma, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Rus mevkidaşı Sergei Lavrov'un hafta sonu yaptığı görüşmeleri takiben sağlandı.



Geçtiğimiz hafta sonu Kerry, Lavrov'la telefonda çatışmasızlık anlaşmasını görüştüğünü ve iki ülkenin taraflar nezdinde temaslarda bulunacağını söylemişti.



Dünya güçleri Münih'te 12 Şubat'ta yapılan zirvede bir ateşkes üzerinde uzlaşmış, bunun geçen Cuma gününe kadar hayata geçirilmesi de kararlaştırılmış ancak bu gerçekleşmemişti.



Hafta sonu Humus ve Şam'da yapılan, IŞİD'in üstlendiği saldırılarda ise 170'ten fazla kişi yaşamını yitirmişti.



5. yılına yaklaşan Suriye iç savaşında 250 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği, 11 milyondan fazla kişinin de evlerini terk etmek zorunda kaldığı tahmin ediliyor.