Guardian'da yer alan habere göre, araştırmacılar, antik insanlarla, onların iriyarı kuzenleri olan neandertaller arasındaki gerçekleşmiş ilişkilerin, kaşıntı, hapşırma ve diğer alerji türlerinin gelecek nesillere aktarılmasına sebep olabileceğini söylüyorlar.



Amerikan İnsan Genetiği Dergisi'nin Ocak 2016 sayısında yayımlanan araştırmada, modern insana geçen bu üç genin, 40.000 yıldan daha önce, modern insanın uzak ataları olan Neanderallerle veya onun aynı dönemde Sibirya'da yaşamış gizemli insan grubu olarak anılan yakın akrabaları Denisovanlarla gerçekleşmiş cinsel ilişkiler sayesinde geçebileceği düşünülüyor. Yapılan araştırmalar neticesinde tarih öncesi zamanda yaşayan Afrikalı olmayan çiftlerin, Neandertal DNA'sının %1-6'sı arasında oranında üzerinde taşıdığı belirtiliyor.



Evrimsel avantaj doğurduğu düşünülen bu üç gen ise Neandertal ve Denisovan genlerine benzer DNA yapısında yer almakla beraber aynı zamanda modern insanda da bulunuyor ve muhtemelen bakteri ve mantarlar gibi patojenlere karşı bağışıklık sistemini güçlendirdiği düşünülüyor.

Araştırmacıların teorisine göre Afrika'yı terk eden küçük öncü grupların Avrasya'da bulunan Neandertallerle cinsel ilişkiye girmesiyle bu üç gen transferi gerçekleşti. Yeni gelenlerin aksine, Neandertaller bölgede 200.000 yıldan fazla zaman geçirdi ve adapte oldu. Öncü grubun bağışıklık sistemleri de bölgede uzun adaptasyon dönemine sahip Neandertallerle ilişkileri sonucu, karşı karşıya kaldıkları enfeksiyonlarla mücadele edebilme yetisine sahip olarak nesillerini devam ettirmek mümkün olabildi.



Leipzig'de yer alan Max Planck Enstitüsü'nde görev alan ve çalışmanın başkanlığını üstlenen evrimsel antropolog Janet Kalso, modern insan Afrika'dan ayrıldıktan sonra çok fazla genetik varyasyonun transfer olmadığını belirtiyor ve " Mutasyonlara adapte olabilirsiniz ancak yerel nüfusla melezlenirseniz, adaptasyon becerisini bedavaya alabilirsiniz" diye ekliyor.