Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan 17,5 milyon öğrenci ve 985 bin 362 öğretmen yarı yıl tatiline bugün başlayacak. Yarıyıl tatilinde 30 bin öğretmen ataması da gerçekleştirilecek. Öğretmen ataması için başvurular 2-8 Şubat’ta alınacak, atamalar 11 Şubat’ta yapılacak.



Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Cansel Güven, birinci yarı yılı kapatırken eğitimdeki sorunları belirledi ve çözüm önerileri sundu.

2015- 2016 Öğretim Yılına başlarken geçen öğretim yılından devreden sorunlara rağmen pozitif olmaya, yapıcı önerilerle çözüme ortak olmaya çalıştıklarının altını çizen Güven ilk yarı yılı kapatırken de sorun tespiti kadar çözüme dair önerilerimizi de muhataplarıyla paylaşmak isteriz. Dedi.

Her başlangıç umutludur, temizdir diyen Cansel Güven'in eğitimin birinci yarı yılına dair yaptığı değerlendirmeler:

"CAN GÜVENLİĞİ OLMADAN EĞİTİM OLMAZ!"


Bu yarıyıla bakarak gelecek döneme dair en önemli kaygı ve endişemiz can güvenliğimizdir. Bölgesel olmaktan çıkarak yer yer tüm yurtta yaşanabilen terör saldırıları öğretmenlerimiz kadar öğrenci ve velilerimizi de üzmekte, endişeye sevk etmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın tek başına çözebileceği bir sorun olmasa da, bakanlıkça alınabilecek en önemli tedbir, gerekirse korunaklı yatılı bölge okullarında eğitimi sürdürmektir. Travmaya kalan öğrenciler için PDR hizmetini de eksik etmemek gerekir.

"ÖĞRETMENDEN TASARRUF FELAKET GETİRİR!"

300 bini eğitim fakültesi mezunu olmak üzere öğretmen olarak atanmayı bekleyen 440 bin genç işsizimiz bu ülkenin nitelikli iş gücüdür. Üniversiteye yerleştirirken başlayan plansızlık formasyon dağıtma ısrarıyla sürmektedir. Okullardaki öğretmen ihtiyacı bir kısmı öğretmen dahi olmayan sayıları yüz bine varan, ücretli öğretmenlerle, yarı-kölelik düzeniyle karşılanmaktadır. Yapılması beklenen 37 bin yeni atama gerçek ihtiyaç karşısında sadaka kadrodur. Bütçe kaleminde tasarruf edilemeyecek en önemli bileşen öğretmendir, az atayarak tasarruf edilmez, eğitimde başarısızlık kaçınılmaz olur.

Kazanması, mezun olması, atanması, başarılması zor bir meslek olan öğretmenlikte sahte diploma skandalı da ayrıca ironiktir. Her başvuruyu YÖK koordineli olarak denetlemekle mükellef olan bakanlığın kandırılmış olmasını kabul edemiyoruz. Hakkıyla atabilecek olanlardan çalınmış kadroların hesabı mutlaka verilmeli, sorumluluktan mağduriyet devşirilmemelidir.

 

"MEB, KADROSUNDAKİ ÖĞRETMENİ VERİMLİ ÇALIŞACAĞI ALANDA İSTİHDAM ETSİN" 


Bir yandan zorunlu alan değiştirten MEB, bir yandan da ikinci üniversite dahil akademik yetkinliği elinde alan değiştirmeyi hak eden öğretmeni mağdur etmektedir. Öğretmenin en yetkin olduğu, en verimli olacağı branşta çalıştırmaktan imtina eden bakanlığı anlayamıyoruz. Aynı şekilde diğer bakanlıklardan kurumlar arası geçişle öğretmen alan MEB, kendi bünyesinde memur olarak çalıştırdığı öğretmeni öğrencileriyle kavuşturmamaktadır. Öğretmen evrak memurluğu yaparken, iki yıllık meslek yüksek okulu mezunları ücretli öğretmenlik yapmaktadır.

"ADAY ÖĞRETMENLERİ MÜLAKATA KADROYA ALMAK İYİ NİYETLE AÇIKLANAMAZ!"

Bin hendek atlayarak atanabilen öğretmeni usta bir öğretmen yanında adaylık eğitimine almak sendikamızın hukuki önerisidir. Lakin, bu usta öğretmenlerin kim olacağı dahil daha sürecin başında, başvurular esnasında duyuruyu saklayan milli eğitim müdürlükleri, başvuruyu işleme almayan okul müdürleriyle muhatap olduk. Torpili silip, liyakati esas tutacak bir yaklaşıma geçilmesi talebimizdir. Sınıfa müstakil olarak giremeyecek öğretmenlerin yerine ücretli olanların gireceği de basit bir matematik hesabıyla sabittir. Adaylığı sürenler ve yeni adaylarımıza dayatılan mülakat şartı ise dava konumuz olup, performansı yeterli olanı düşük mülakat notuyla mağdur edebilecek yöneticileri de peşinen uyarıyoruz. Bireysel davalarla da süreci takip edeceğiz.

"DERS DAĞILIMLARI, KİTAPLARI VE DERS İÇERİKLERİ SORUNLUDUR!"

Sendikamızın alan anketinde de ortaya çıktığı gibi zorunlu ve seçmeli derslerin dağılımı ve içerikler sorunludur. Ücretsiz dağıtılsa da çok az öğretmen ve öğrencinin yeterli bulduğu kitaplar da sınıfta kalmıştır, her yıl güncellenmeleri de itiraf niteliğindedir. Bakanlığın öğretmen görüşlerine başvurarak adil ve bilimsel bir ders dağılımı yapmasını beklemekteyiz.

"SINAV SAYISI, NOT SİSTEMİ VE E-OKUL KARNE PAYLAŞIMINI REVİZE ETMELİYİZ!"


Haftalık ders saatinden bağımsız olarak her derse 2 sınav uygulaması sorunludur, eskisi gibi 3 saat ve üzeri ağırlıktaki derslere en az üç sınav zorunluluğu getirilmelidir. Sınıf geçmede ağırlıklı not ortalamasının 50 barajıyla sınırlanması 5-6 zayıflı öğrencileri bir üst sınıfa taşımakta, başarısızlık ödüllendirilmektedir. Ortalamaya son şeklini veren performans notları dahil girildiğinde, karne gününden çok önce karneye vakıf olan öğrenci ve veliler öğretmen üzerinde baskı oluşturmakta, karne heyecanını da yok etmektedir. En azından son 10 gün için sistem yalnızca öğretmene açık tutulmalıdır.

"MESLEK LİSELERİ MESLEK SAHİBİ ETMELİ"

Mesleğe erken yöneleceğiz denilerek parçalı hale getirtilen eğitim sistemi yalnızca imam hatip ortaokullarına izin vermiştir. Seçmeli derslerle ortaokul seviyesinde mesleğe yönelime uzak bakmayan sendikamız, çocuk yaşta meslek seçme olgunluğuna erişilmeyeceği bilgisiyle geçişli bir yapıdan yanadır. Lise çağında ise özellikle mesleki ve teknik eğitimin gerçekten altın bilezik olması gerekir. Teknik öğretmen atamalarından okul bütçelerine kadar üvey evlat muamelesi gören teknik liselerimizi yeniden şahlandırmalıyız. Alanlarının devamı sayılabilecek bölümlerde ek puan uygulamasına da geri dönülmelidir. Aldığı 4 yıllık eğitimi bir yana koyup bambaşka bir alan için akademik lise mezunlarıyla yarışan gençler, hem yarışta geri kalmakta hem de başarısız olmaktadır.

"BU GENÇLER GELECEĞİMİZDİR, EĞİTİMLERİNE YAPILAN YATIRIM DA HEPİMİZİNDİR"


Şube Müdürlerinden Okul Müdürlüğüne, Müdür Yardımcılıklarına Kadar Hukuk ve Liyakat Şart! Yönetici atamada yapılan yanlışlar, bu yanlışların mahkemeden dönmesi, mahkeme kararlarını uygulamayan milli eğitim müdürlükleri ile tam bir karmaşaya dönüşmüştür. İlk düğmeyi mülakatla yanlış bağlayan MEB, torpil mekanizmasını dışarıda bırakıp hukuku işletecek bir anlayışı sahiplenmelidir. Yanlış yolla atanan yanlış yönetici tüm kurumsal yapıyı ve çalışma barışını tepeden aşağıya bozmaktadır. Yanlışta ısrar edilmemelidir.

"OKUL DİSİPLİNİNİ BİZ SAĞLARIZ, YETER Kİ İZİN VERİLSİN"

Binlerce öğrencinin olduğu bir kurumda yıl boyu tek disiplin olayının, basit bir kopya girişiminin dahi olmaması mümkün değildir. Buna rağmen neredeyse tüm okullar yılı kağıt üzerinde sıfır sorunla kapatıyorsa sorun gizleniyor demektir. İdare üzerinde “idare edin baskısı” öğretmenlere yansımakta, disipline sevk edilen öğrencilere verilen nadir cezalar da yılsonunda affedilmektedir. Yaralamalı olayların öğretmen kurşunlamaya dönüştüğü günle yaşıyorken bakanlığın, milli eğitim müdürlüklerinin yönetmeliğin uygulanmasına izin vermesini dahi önemli buluruz.

OKUL NÖBETLERİ 


Okulların disiplinsiz ortamı içinde okul nöbetleri ağızda dualarla tutulan, bittiğinde şükredilen kriminal zorunlu iş haline gelmiştir. Can siperhane üstlendiğimiz okul nöbetlerine ayda 80 Lira bedel biçen yetkililerinin bizi anlamaları zor. Biz kendilerine bir tek nöbet için 80 lira verme sözü ile okullarımıza davet ediyoruz, anlayacaklardır. Ücretsiz zorunlu okul nöbetini yargıya taşımış olan sendikamızın bir diğer tespiti de ücret varsa, yeterli öğretmen sayısıyla nöbet tutuluyorsa, nöbeti reddetme hakkı da saklıdır. Bakanlığın bu nokta da kolaylaştırıcı olması gerekir. Ücretli öğretmenlere ücretsiz okul nöbeti tutturan yöneticileri de ayrıca uyarıyoruz. Anayasamıza göre angarya suçtur, suç işlemeyin.

"AKADEMİK BAŞARISIZLIK KADER DEĞİL, BAŞARMAMIZA İZİN VERİLSİN!"

Uluslararası ölçümlerle tescillenen, istikrarlı seyreden akademik başarısızlığımız kader değildir. Eğitim süresini 12 yıla çıkarmak, tablet, akıllı tahta, ücretsiz kitap sağlamakla eğitimde sıçrama yapamadığımız anlaşılmıştır. Her bölge her okul aynı koşullarda eğitim olanağına sahip olmadığı gibi, öğrenci hazır bulunuşluğu da farklıdır. Zorunlu ve ücretsiz okul öncesi eğitimden başlayarak, eğitime müdahil olan öğretmen sistemine acilen geçmek gerekir. Sınıf seviyesine göre doğru müfredatı ve yöntemi seçmede öğretmene güvenmenin vakti gelmiş, geçmektedir. Ders defterine logaritma işleniyor gibi yapıp, toplama çıkarma öğretmekle boğuşan öğretmenlere kulak vermek yeter. Okulları herkese diploma dağıtılan yer olmaktan çıkardığımızda başarı geri gelecektir.

"ÖDEVLERİ MÜJDE KONUSU YAPMAYIN, ÖĞRETMENİNİZE GÜVENİN!"

Her karne döneminde ödev konusu bakanlık takdirinde bir konu gibi beklenti yaratmaktadır. İhtiyaca göre ve kararında verilen ödev, tıpkı doktor reçetesi gibidir. Doktorun yazdığı ilacı almayan diyen hastane müdürlüğüne soyunmamalı. Özellikle ilk kademede zamana karşı nankör bilgilerin uçup gitmemesi için pekiştirici ödevler vaz geçilmez. Orta okul ve liselerde de her branş öğretmeni, her sınıfa hatta öğrenciye göre ayrı ayrı ödev verebilir, vermemeyi de seçebilir. Öğrenciyi tanımak, ihtiyacını teşhis etmek, ona sorumluluk vermek takdiri öğretmenindir. Bir ceza algısı yaratan “hadi yine iyisiniz, bakan amca ödev verilmeyecek dedi” yaklaşımını tehlikeli buluyoruz. Sınıflarda baş başa olduğumuz öğrencilerle aramıza bakan da olsa kimse girmemeli.

"OKUL KULÜPLERİNİ İŞLEVSELLEŞTİRİN, TÜM OKULLARDA KURSLARI DESTEKLEYİN!"


Dershanelere alternatif olacağı söylenen okul kurslarında ders ve öğretmen seçimi idarenin inisiyatifinde keyfe keder olabilmektedir. Ortaokul öğrencilerinin de TEOG hazırlıkları için benzer kurslardan yararlanması sağlanmalıdır. Saati 20 liraya yükselmiş olsa da hala yetersiz olan bu ücret, okul kUlüplerinde görevli öğretmenlere verilmemektedir, yarı yarıyadır. Bu adaletsizlik mutlaka giderilmeli, merdiven altı kurslara yönelen öğrenciler korunmalıdır.

"BÖLGESEL VE GÖREV BAZINDA GÖREV TAZMİNATI İSTİYORUZ!"


Adil devlet herkese aynı maaşı veren devlet değildir. Gözde okullarda öğretmenlik yapmakla, tek göz köy okulunda sobayı da yakarak öğretmenlik yapmak aynı şekilde takdir edilemez. Büyük şehirlerde kimi okulların çalışma güçlüğü de köy okulundan fazla olabilir. Bakanlığa daha önce de sunduğumuz, detaylandırdığımız bir ölçekte her bir kurumun ayrı ayrı çalışma güçlüğü tazminatı belirlenmelidir. Güç koşullarda çalışan öğretmenlere pozitif ayrımcılık, öğretmen sirkülasyonuna da çözümdür.

"ÖĞRETMENİ AİLESİNE, SAĞLIĞINA, EĞİTİMİNE KAVUŞTURUN!"


2010 Yılından bu yana, anayasal güvencedeki aile bütünlüğümüzü koruma, tedavi olma, eğitimini sürdürme haklarımız kısıtlanmıştır. Aynı ilin içinde yüz km ye varan mesafelerde ayrı evlerde yaşayan aileler, ölüm riski yoksa tedavisini sürdüremeyen öğretmenler, lisans üstü eğitimini sürdürmesi ve ikinci üniversiteyi okuması engellenen öğretmenler mutsuzdur, verimleri düşmektedir. Öğretmenine anayasal hakkını vermek için puan kazan, kontenjan boşalsın diyen bakanlığı dava etmekten yorgunuz. Yeni dönem, geçerli mazeretlerin koşulsuz kabul edildiği bir dönem olsun dileriz.

"MEMUR VE YARDIMCI HİZMETLİLERE GÖREV TANIMI VE TAZMİNATI, 4-C Lİ PERSONELE KADRO İSTİYORUZ!"


Mesai arkadaşlarımız memurlar ve yardımcı hizmetliler, VHKİ personeli, bizi kurumlarımıza taşıyan şoförlere, güvenlikçilerimize, taşeron işçilerimize ve 4-C personelimize kadar biz bir bütünüz. Bir halkanın eksikliği eğitim hizmetini aksatır. Eğitim iş kolunda çalışan herkesin kadrolu olarak istihdamı, ayrı ayrı görev tanımlarının yapılması, fazla mesailerinin ve görev tazminatlarının adil şekilde verilmesi, mobbingden korunması talebimizdir.

"İŞİ BİLENE, ÖĞRETMENLERE EMANET EDİN!"


Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Cansel Güven, değerlendirmelerini şu sözlerle noktaladı:


Elinizde domates, biber, yumurta varsa portakallı ördek pişiremezsiniz. Beri yandan harika bir menemen yapılabilir. Biz çocuk ve genç nüfusumuz ile atama bekleyen öğretmenlerimiz dahil elimizdeki insan malzemesin değerini bilmeli, en başarılı eğitim sistemini kurgulamalıyız. Dibi tutmuş tencerede her yıl deneysel tariflerle heder ettiğimiz şey insan. Yeni dönemde “insan üzerinde” reform adı altında deney yapmayı bırakırsak bile çok şey kazanmış olacağız. Yeter ki işi bilene, öğretmenlere emanet edin. İnanın zor değil, sizin deneyip durduğunuzu tadında tuzunda BİZ başarırız. Yeni dönem daha huzurlu ve başarılı olsun dileklerimle..