Ayla ÖZDEMİR / ayla@sozcu.com.tr

[caption id="attachment_1051794" align="alignnone" width="670"] Pekiyi olanlar.[/caption]

Eğitimin 1. yarı yılını değerlendiren Eğitim-Sen Trabzon Şube Başkanı Muhammet İkinci, eğitim sisteminin, eğitim ve bilim emekçilerinin yıllardır birikerek artan sorunlarının her geçen yıl katlanarak artmakta olduğunu belirtti. Türkiye'nin eğitimde uygulanan politikalar nedeniyle uygar toplumlar ailesinin bir parçası olma hedefinden hızla uzaklaştığına, ülkenin kaotik bir belirsizliğe sürüklendiğine dikkat çekti.



Eğitim Sen Trabzon Şubesi, Milli eğitim Bakanlığı (MEB) için bir de karne hazırladı. Karneye göre MEB;  Demokrasi ve İnsan Hakları, Laiklik ve Bilim Uygulamaları, Toplumsal Cinsiyet Eğitimi, Spor ve Sanat Eğitimi, Çevre ve Doğaya Saygı, Sosyal Adalet ve Dayanışma'dan sınıfta kaldı.

Pekiyi olanlar ise Eğitimde Kadrolaşma Hareketleri, Yolsuzluk ve Talan Ekonomisi, Savaş Dili ve Edebiyatı, Basın ve Sansür uygulamaları, Monarşizmin İlke ve Yönelimleri, Çağdaş Külliye Mimarisi ve Sembolizm.

[caption id="attachment_1051829" align="alignnone" width="670"] MEB, ‘laiklik ve bilim uygulamaları’ndan sınıfta kaldı! Eğitim-Sen Trabzon Şube Başkanı Muhammet İkinci, eğitimin 1. yarı yılını değerlendirdi.[/caption]

Karnenin öğretmenin görüşü kısmında da MEB için şu tavsiyelerde bulunuldu:

"Enerjini doğru alanlara kanalize edebilir, bilime, eleştirel düşünceye, insana ve doğaya saygıyı tüm yaşamında esas alır, ayrımcılığa değil kardeşliğe, baskı ve sansüre değil özgürlüklere önem verir, yüzünü sermaye değil kamuya dönüp ona göre tutum ve davranışlar geliştirirsen, kuşkusuz sorumlulukların konusunda adım atmış olursun."

"EĞİTİMDE LAİKLİK İLKESİNİN KIRINTISINA TAHAMMÜL EDEMİYORLAR"


Eğitim-Sen Trabzon Şube Başkanı Muhammet İkinci ise eğitimin 1. yarı yılına yönelik değerlendirmelerini şöyle sıraladı:

- Eğitimin sisteminin her kademesinde bilim, bilimsel düşünce ve bilimsel yöntemden ziyade ideolojik ve siyasi yaklaşımlar esas alınmaktadır.

- Din ve vicdan hürriyetinin teminatı olan eğitimde laiklik ilkesinin kırıntısına dahi tahammül edilemez noktaya varılmış bulunulmaktadır.

- Eğitimin ticarileştirilip büyük oranda paralı hale getirilmesi ile fırsat eşitliği yok edilmiştir.

- Kamu kaynakları özel okullara aktarılmakta, devlet okullarına yeterli kaynak tahsis edilmemektedir.

- Devlet okulları bilinçli bir şekilde itibarsızlaştırılıp atıl hale getirilmektedir.

- Ezberci, elemeci, sınav odaklı eğitim sistemi adeta bir kara delik gibi içine çektiği çocuk ve gençlerimizi bunalım ve intiharlara sürüklemektedir.

- Ülkemizin bir bölgesinde eğitim büyük bir sekteye uğramış, eğitimcilerin ve öğrencilerin can güvenliği sağlanamaz noktaya gelinmiştir.

- Okul öncesi eğitimde sübyan mektepleri teşvik ve desteklenmek suretiyle anaokullarına nazaran ayrıcalıklı kurumlar haline getirilmiş, Diyanet İşleri Başkanlığı eğitimde esas aktör kimliğine bürünmüştür.

- Atanamayan öğretmen sorunu olanca ağırlığı ile devam etmekte meslektaşlarımızı bunalıma sürükleyerek intiharlara neden olmaktadır.

- Eğitimde gerici ve siyasi kadrolaşma yargı kararlarına rağmen hukuksuzca sürgit devam etmektedir.

- Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı suç konusu yapılarak baskı, soruşturma ve sürgün aracı haline getirilmiştir.

- Velilerin aile bütçesinden eğitime ayırdığı kaynak artmıştır.

- Eğitim emekçilerinin yaşadığı tüm ekonomik, sosyal ve özlük sorunlar çözümsüzlük içinde ağırlaşmaya devam etmektedir.

"Eğitim sistemimizin bu haliyle sürdürülmesi, öncelikleri bilimsellikten uzak, karnesi kırıklarla dolu olan AKP iktidarının toplumun ihtiyaçlarına cevap üretmesi mümkün değildir." diyen İkinci, değerlendirmelerini şu sözlerle noktaladı:

"EĞİTİMİ GERİCİLEŞTİRME ADIMLARINA DERHAL SON VERİLMELİ"


" Okul öncesi eğitimden başlayarak eğitim yatırımlarına, ders kitaplarının hazırlanmasından eğitim yöneticilerinin belirlenmesine; sınıf mevcutlarından eğitimin kamusal, bilimsel, demokratik, laiklik ilkesine dair uygun adımlar atılmalı, eğitimde yaşanan ticarileştirme ve eğitimi gericileştirme adımlarına derhal son verilmelidir. "