Murat AYDIN / SÖZCÜ

Bir ülkenin gelişmesinde ön önemli faktör eğitimdir. Hangimiz ne yapıyorsak, aldığımız eğitimle varız. Eğitimin olmadığı yerde ne gelişme, ne kalkınma, ne de barış ve huzur olur. Çünkü eğitimli insan dünyaya bakışını geldiği seviyeye göre belirler.

YÖK Tıp Fakülteleri ile Hukuk Fakültelerine taban puan uygulaması getirdi. Bu puan uygulamasının öncelikle Eğitim Fakültelerine getirilmesi lazım.


Eğitim için en önemli kaynak ise öğretmenlerimizdir. Öğretmenlere sadece ders anlatan eğitmenler olarak bakmamak lazım. Öğretmenler aynı zamanda görev yaptığı noktalarda toplumun önderidir. Onun için benim gözümde bir ülkenin en önemli meslek dalı öğretmenliktir. Öğretmen seçiminde çok dikkat edilmesi gerekir.

Öğretmen adaylarına ÖSYM tarafından yapılan sınavda sorulan sorulara verilen cevap yüzdesi çok korkunç bir düzeyde. Bu bir tesadüf olamaz. Bunu gören, Milli Eğitim Bakanlığı buna nasıl bir önlem almaz. Yıllarca aynı durum üst üste tekrar edilirken sistemde değişen hiç birşey yok.

YÖK Tıp Fakülteleri ile Hukuk Fakültelerine taban puan uygulaması getirdi. Bu puan uygulamasının öncelikle Eğitim Fakültelerine getirilmesi lazım.  Yani öğretmen olacak kişiler zeki gençlerden seçilmesi gerekir. Ama bizde ‘Birşey olamayacağım, eğitim fakültesini tercih edeyim de bari öğretmen olayım’ mantığı ile yapılan tercihlerin getirdiği sonuç bu.

ÖNCE ONLAR YETERLİ EĞİTİM ALMALI


Öğretmen adaylarının sınav sonuçları…

ÖSYM’nin 2013, 2014 ve 2015 yıllarında yaptığı  KPSS Öğretmenlek Alan Bilgisi Testi  (ÖABT) test sonuçlarına bakıldığında inanılamayacak bir durum ortaya çıkıyor. Örneğin adaylar  2013’te Fen Bilimleri/Fen ve Teknoloji sınavında 50 sorudan 15’ini, 2014’te 14.4’ ünü, 2015’te 14.5’ini doğru cevaplayabiliyor.

Yine Matematik (Lise) sınavında 2013’te 50 sorudan 24’ünü, 2014’te 16’sını, 2015’te 14.7’sini doğru cevaplıyabiliyor.

Bir de sosyal bilimlere bakalım. Sınavımız Türk Dili Edebiyatı. Yıl 2013 sınavı katılan aday sayısı 17 bin 656, bu adaylar ortalamarda 50 soruluk sınavda 18 soruyu doğru yapabiliyorlar. Aynı dersin 2014’teki sınavda aday sayısı 23 bin 640. 50 sorudan ancak 23 soru doğru cevaplanmış. 2015’te ise Türk Dili ve Edabiyatı’nda aday sayısı ciddi oranda artıyor. 43 bin 812 kişi sınava giriyor. Bu adaylar da 50 sorudan ancak 26’sını doğru cevaplıyor.

Bu gösteriyor ki öğretmen yetiştirme ve seçme sistemimiz son derece yanlış. Öğretmen olacak adayların bu sorulardan en az 40’ını yapamayanların değerlendirmeye bile alınmaması lazım.

MEB BUNU GÖRMÜYOR MU?

Milli Eğitim Bakanlığı bu vahim durumu görmüyor mu? Bununla ilgili ne gibi tedbirler alıyorlar?

Ne yazık ki ülkemizde devleti idare edenler, (sadece bu gün için söylemiyorum) her zaman kendi adamlarını bir yerlere yerleştirmenin peşinde olduğu için işlerine geldiği gibi davranıyor. İnsanların başarıları onlar için önemli değil. Onlar için siyasi düşünceleri öne çıkıyor.

Bugün öğretmen olmak için o soruların yüzde yüzünü yapmış başka fikirlerde gençler olsa inanın ki, bir yerde elerler. Yazılıda geçse mülakatta bir kulp bulurlar… Nasıl ki müdür ve idareci atamalarında olduğu gibi. Referans parti teşkilatları ve iktidar yanlısı sendika.

Diyorum ki, eğitimde ciddi bir atılıma ihtiyaç var. Türkiye Cumhuriyetine Bağlı, işini bilen, genç nesile geleceğin ışığını yaktırabilecek, ülkenin  birliğini bütünlüğünü koruyabilecek bilinci verecek öğretmenlere ihtiyaç var…