Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) üç yılda bir hazırladığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2015 sonuçları dün açıklandı. Türkiye, PISA 2012'ye göre ortalama 7 sıra düşerken, en çok kayıp ise okuma ve fen bilimlerinde meydana geldi. Türkiye, 70 ülke arasında fen bilimlerinde 52, matematikte 49, okumada da 50'inci sırada yer aldı.

Sonuçları sozcu.com.tr'ye değerlendiren MEF Üniversitesi'nden Prof. Dr. Erhan Erkut, “Sonuçlar gerçekten çok kötü” dedi.

[old_news_related_template title="PISA testi: Türkiye 72 ülke içinde 50'nci sırada" desc="Uluslararası PISA testi sonuçlarına göre, Türkiye'deki öğrenciler bilim, matematik ve okumada OECD ortalamasının altında kaldı. Durum gerçekten vahim." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2016/12/4-24.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2016/egitim/pisa-testi-turkiye-72-ulke-icinde-50nci-sirada-1550662/"]

Çocukların çoğunun 10'uncu, 9'uncu sınıfta, çok azının 11'inci sınıfta olduğunu kaydeden Erkut, “Bu çocuklar üniversiteye gelecekler. Bize, 'bilim adamı, girişimci yetiştirin' diyecekler. Eğitim üniversiteden başlamıyor. Bu çocuklar analitik düşünmüyor. Problem çözmeyi bilmiyor. Bu becerileri üniversitede kazandırmak çok zor. Bu durumun üniversite eğitim seviyesini de düşüreceğini düşünüyorum. Üniversiteden alabilecekleri miktar da daha az olacak. Birinci sorunumuz bu. Yani daha az eğitimli, becerikli bir nesil geliyor” dedi.

“DİN ODAKLI EĞİTİMİN PISA'DA KARŞLIĞI YOK”


İkinci sorunun da bu durumun devam etmesi olduğunu anlatan Erkut, bunun sebebini şöyle açıkladı: “Çünkü ülke fakirleşiyor. Eğitime ayırabileceğimiz para da azalacak. Bu durumun sınavlardaki performans ile ilişkisi var. Diğer yandan okullaşma oranı yükselmeye devam edecek. 15 yaşta okullaşma oranı yüzde 70. Bizden düşük sadece Meksika. OECD'de yüzde 90. Eğitimde hedeftir okullaşma oranı. Türkiye'de de arttı. Bunun artması, sosyo ekonomik yönden okula gitmeyen öğrencilerin gitmesi demek. Bu da okula gidemeyen dezavantajlı çocuklarda olumsuz etki yapacak. Bir başka neden de imam hatipleşme. Din odaklı eğitim arttı. Bunun PISA'da karşılığı yok. Din odaklı eğitimin yanına fen odaklı eğitimi de koymamız lazım. Din eğitimi için ayrılan kaynağın PISA'da karşılığı yok.”

Bunların yanına 4+4+4 eğitim sisteminin de eklendiğini anlatan Erkut, “Bunun sonuçlarını görmedik. İlköğretime bir yıl erken başlamanın, sonra ara vermenin sonuçlarını iki sonraki PISA'da göreceğiz. Puanların ileride arka arkaya düşmesinden korkuyorum. Bu nedenle acilen 'fendar' nesil yetiştirme seferberliğine girmemiz lazım” diye konuştu.

[old_news_related_template title="CHP'li Tanrıkulu, OECD'nin PISA sonucu için Meclis Araştırması istedi" desc=" CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD) üç yılda bir hazırladığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı'nda (PISA) 2015 sonuçlarında Türkiye'nin sondan ikinci olması nedeniyle TBMM Başkanlığına Meclis Araştırma Komisyonu kurulması için önerge verdi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2016/12/sezgin_tanrikulu_dha.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2016/egitim/chpli-tanrikulu-oecdnin-pisa-sonucu-icin-meclis-arastirmasi-istedi-1551412/"]

'Fendar' nesilin nasıl yetiştirileceği sorusuna da Erkut şu cevabı verdi: “İçerik yerine yetkinliklere ve becerilere önem veren eğitim. Ayrıca öğretmen yerine öğrenci odaklı eğitim olması gerekiyor. Yani öğretmenin bilgi aktarması çağı geçmiştir. Öğrencinin uygulayarak öğrenmesini sağlayacak ortamlar gerekiyor. Proje bazlı, sunum bazlı, öğrenciyi aktive eden, bilginin uygulanmasına yönelik çalışmalar olması gerekiyor.”

GRUP HALİNDE PROBLEM ÇÖZME


Bu yıl PISA'da grup halinde problem çözme başlığıyla yeni bir dal eklendiğini kaydeden Erkut, bunun sonuçlarının açıklanmadığını belirterek, şöyle devam etti: “Biz bu dalda sınava girdik mi girmedik mi onu bile bilmiyorum. 18'inci yüzyılda 'okuma yazma biliyor musun' diye sorardık. Sonra bu soruya 'matematik biliyor musun' eklendi. Daha sonra da teknoloji. Şimdi de 'grup halinde problem çözebiliyor musun' sorusu soruluyor. Okulda grup kurduğun anda kavga çıkıyor. Eğer biz ekonomik kalkınmayı sürdürülebilir hale getirmek istiyorsak, grup halinde çalışabilmenin de önünü açmamız gerekiyor. Biz, bu sınava girdiysek, daha kötü sonuç bekliyorum. Çünkü Türkiye'deki öğrenciler grup halinde çalışma becerisine sahip değiller ve bu desteklenmiyor. TEOG, ÖSS, hepsi bireysel yarış. Birlikte başarma kavramını bilmiyorlar. Ancak ileride bu zorunlu olacak.”

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ KOMADA


TBMM Milli Eğitim Komisyonu CHP Bursa Milletvekili Dr. Ceyhun İrgil de Türkiye’nin PISA sonuçlarını “Yanlış eğitim politikalarının acı faturası, öğrencilerin yüzde 40’ı okuduğunu bile anlamıyor” olarak değerlendirdi.

OECD tarafından her üç yılda bir gerçekleştirilen ve uluslararası ölçekte fen, matematik ve okuma becerilerini ölçen en önemli sınavlardan olan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı PISA’nın 2015 sonuçlarında Türkiye’nin fen bilimlerinde, matematikte ve okuma becerilerinde 2003 yılının bile gerisinde kaldığını belirten İrgil, şunları söyledi:

“Bu, Türkiye’nin sosyo-ekonomik geleceği açısından büyük bir felaket demek. Bu, Avrupa Birliği’nden ve dolardan daha ciddi bir kriz. Şu anda, Türkiye uçurumun kıyısında. Çocuklarının yarısını 4+4+4 ile kaybetmiş durumda. Türkiye’nin eğitim kriz masasını acilen toplaması gerekiyor. Komadaki bir hastaya acil müdahale edecek doktorlar gibi eğitim politikalarına siyasi bakmayan bilim insanları ve eğitim uzmanlarının Türk eğitim sistemine müdahale etmesi gerekiyor. PISA 2015 sonucunun Türkçesi, Türk eğitim sistemi komada. Bu partilerüstü bir sorundur, bu konuda hemen bir meclis araştırması istiyoruz.”

[caption id="attachment_1551359" align="alignnone" width="880"]TBMM Milli Eğitim Komisyonu CHP Bursa Milletvekili Dr. Ceyhun İrgil TBMM Milli Eğitim Komisyonu CHP Bursa Milletvekili Dr. Ceyhun İrgil[/caption]

BAKAN KENDİSİ SÖYLEDİ: EĞİTİM NİTELİKSİZ


PISA’nın şampiyonu Singapur’un sırrının eğitim sisteminde dikkat çeken en büyük unsurlardan bir tanesinin öğretmen olacak kişilerin mezunlar arasında en başarılı yüzde beşlik dilimden geldiğine dikkat çeken İrgil, “Demek belli kriterler olmalı ve eğitim sistemi bu kriterler üzerinde kurularak yürütülmeli. Bizde durum ne? Bizde yıllardır eğitim sistemi deneme yanılma metoduyla yürütülüyor. ‘Deneyelim görelim’ anlayışıyla gelecek inşa edilmez! PISA 2015 bize en ağırından şunu söylüyor; ‘Türkiye okuduğunu bile anlamıyor!”

İrgil, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın üç yıl önceki PISA 2012 değerlendirmesini hatırlatarak; “Bakan bütçe sunuşunda özel okullardan seçim yapılmadığını, örneklemenin yanlış olduğunu, bu nedenle sonuçlara itibar edilmemesi gerektiğini söyledi. Yani kendisi ağzıyla devletin eğitim sisteminin yetersiz ve niteliksiz olduğunu açıkladı” dedi.

İrgil sözlerine şöyle devam etti: “Tepeden tırnağa bir eğitim reformuna ihtiyacımız var. Din öğretmeninin matematik dersine girmediği, kitaplarında tarihin çarptırılmadığı, milli eğitim bürokrat atamalarının adam kayırmayla yapılmadığı yani topyekün bir eğitim reformuna ihtiyacımız var. Yoksa gelecekte karşımıza okuduğunu anlamayan bir nesilden ziyade, okumayı bile bilmeyen bir nesil çıkacak.”