Faizin önündeki engel AKP
AKP’de yaşanan siyasi operasyondan sonra hükümetin başkanlık ve anayasa değişikliğini de gündeme alması siyasi belirsizliğin kalıcı hale gelmesine neden oldu. Merkez Bankası’nın faiz indirimi tehlikeye girdi

RECEP GENEL / SÖZCÜ
Faiz indirimine devam etmesi beklenen Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinka-ya'nın kabusu siyasi belirsizlik oldu. Bir yıl aradan sonra yeniden gündemin ilk sıralarına tırmanan siyasi belirsizlik faiz indiriminin önündeki en büyük engele dönüştü.
AKP'nin Ahmet Davutoğlu'nu istifaya zorlaması ile başlayan siyasi belirsizlikler doların 3 liraya kadar yükselmesine yol açtı. Siyasi krizin ekonomi yönetimi ve hükümetin ekonomi politikalarına ilişkin yeni belirsizlikler yaratması ile yabancı yatırımcılar hızla ülkeden çıkarken, hükümet başkanlık ve anayasa değişikliği için referandum hesapları yapıyor.
Yani, her fırsatta faiz indirimi isteyen AKP'nin attığı adımlar siyasi istikrarı zedelerken, faiz indirimi için gerekli olan düşük enflasyon ve zayıf kur denklemini de alt üst etti. Ortaya çıkan yeni tablo ve yurtdışı piyasalarda bozulan hava Merkez Bankası'nın sadeleşme adımlarına devam etmesini zora soktu.
‘FAİZİ İNDİR' BASKISI DEVAM EDİYOR
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın danışmanları Merkez Bankası'na “faiz indirimine devam et” çağrısı yapmalarına karşın, Çetinkaya ortada bir hükümet yokken, faiz kararını açıklamak zorunda kalacak.
24 Ma-yıs'ta Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) faiz kararını görüşmek için toplanacak. Aynı gün Mec-lis'te 65'inci hükümet programının okunması bekleniyor. Yeni hükümetin 29 Mayıs Pazar günü Meclis'te güven oylamasına gitmesi bekleniyor.
25 BAZ PUANLIK İNDİRİM YETERLİ
Merkez Bankası mart ayında faiz indirimine başladı. Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya ise koltuğa oturduğu ilk gün 50 baz puanlık indirime gitti ve faiz indiriminin devam edeceği mesajı verdi. Çetinkaya'nın cesur davranmasındaki en büyük faktör, enflasyon üzerinde ağır bir baskı uygulayan doların 2.7870 liraya kadar geri çekilmesiydi. Ancak, AKP'de yaşanan derin çatlak planları alt üst etti.
Yatırımcının yeniden artan siyasi belirsizliğe odaklanması ile dolar 3.0010 liraya kadar yükseldi. Üstelik ekonomi yönetiminde köklü bir değişimin yaşanabileceği, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in kurulacak yeni kabinede yer almayacağı yönündeki dedikoduların gerçek olması durumunda kurdaki oynaklığın devam etmesi bekleniyor.
Ekonomistler, Çetinka-ya'nın faiz indirime adımlarının kesintiye uğramasının piyasalarda kaygıları artıracağını bankanın 25 baz puanlık sembolik bir indirim kararı almasının ise para piyasalarını destekleyeceğini ifade ediyor. Faiz indiriminin 50 baz puan olması durumunda ise dolardaki yükselişin hız kazanacağı ifade ediliyor.
G7 ZİRVESİ KAFA KARIŞTIRDI
Negatif faiz uygulayan Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Japonya Merkez Bankası (BOJ) başkanları bu yıl iki kez faiz artırımı yapmayı planlayan ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Janet Yellen ile G 7 zirvesinde bir araya geldi. Ancak başkanlar para politikaları üzerine anlaşamadı. Japonya Maliye Bakanı Taro Aso, ABD ile bir anlaşmaya varamadıklarını belirterek “Onların bir seçimi var, bizim de bir seçimimiz var” dedi.
Japonya Merkez Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda, ise toplantıdan sonra yüzde 2 enflasyon hedefine ulaşmak için “yeterli mühimmat” olduğunu açıkladı. Kuroda, faiz oranlarında indirime gitmek için hâlâ zemin olduğunu da sözlerine ekledi. Zirveyi değerlendiren Tokai Tokyo Araştırma Merkezi Başekonomisti Hiroaki Muto, “Japonya ve ABD'nin yakın gelecekte birlikte hareket edeceğinin belirtisi yok” dedi. Japonya ve ABD'nin bir anlaşmaya varamaması önümüzdeki dönemde para politikalarının şekillenmesi bakımından da önemli olacak. İki banka haziran ayında bir gün arayla faiz kararlarını açıklayacak.
FAİZ KARARI, DOLARIN YÖNÜNÜ BELİRLEYECEK
Destek Yatırım Menkul Değerler Araştırma Müdürü Murat Tufan, bu hafta TL'nin kaderinin yurtiçindeki siyasi ve ekonomik kararlarla şekilleneceğini söyledi. Yeni başbakanın belirlenmesinin ardından bir sonraki adımın yeni ekonomi yönetiminin nasıl şekilleneceğinin önemli olduğunu kaydeden Tufan, “Piyasalar, ekonomi yönetiminde kimlerin olacağını ve reformların devam edip etmeyeceğini takip edecek” diye konuştu.
Diğer yandan Merkez Bankası'nın faiz kararının TL üzerinde önemli bir etki yaratacağını anlatan Tufan, enflasyonun gerilemeye devam etmesinin Merkez Bankası'nın faiz koridorun üst bandında indirime devam etmesine zemin hazırladığını belirtti. Tufan, “Geçen çarşamba ABD Merkez Bankası'nın (FED) açıkladığı toplantı tutanaklarından sonra haziran ayında faiz artışı gerçekleştirebileceği yönündeki beklentinin artması ile dolar yeniden 3 lira seviyelerine yaklaştı. Merkez Bankası , bu durumu değerlendirmeye alabilir. Faiz indirimlerinin devam etmesi halinde dolar 3.0150-3.0280 lira seviyelerine doğru yükselebilir. Borsa İstanbul'da ise yeni bir trend başlayabilmesi için 80.000 puan seviyesinin aşılması önemli olacak. Aksi halde yükselişler satış fırsatı olarak değerlendirilir” yorumunu yaptı.
ÇETİNKAYA'NIN İŞİ ÇOK ZOR
Türkiye'de hareketlenen siyaset sahnesinin piyasalardaki tedirginliği artırdığını kaydeden Alan Menkul Değerler Kıdemli Analisti Eda Önder Öztürk, ekonomi yönetimine gelecek yeni isimlerin bu hafta kilit bir öneme sahip olduğuna dikkat çekti. Öztürk, yeni ekonomi yönetiminin ve hükümet programının piyasalar tarafından yakından takip edileceğini dile getirdi.
Bu hafta 24 Mayıs'ta gerçekleşecek olan Merkez Bankası toplantısının da belirleyici bir etken olduğunu kaydeden Öztürk, göreve gelmesinden bu yana ilk sınav başarıyla atlatan Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın bu kez işinin zor olduğunu dile getirdi. Öztürk, dövizde görülen yükseliş eğilimi ve küresel piyasalarda oluşan FED'in faiz artırım beklentileri göz önünde bulundurulduğunda faiz indirimi için uygun bir zamanlama olmadığını ifade etti.
EN BÜYÜK RİSK FED OLUR
ALB Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Rıdvan Baştürk, piyasalarda ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz artırımına ilişkin beklentilerin yükseldiğine işaret ederek, TL açısından bu durumun önemli bir risk yarattığını kaydetti. FED'in faiz artışına gideceği beklentileri ile doların değer kazandığını anlatan Baştürk, şu değerlendirmeyi yaptı: “Türk varlıkları açısından en büyük risk olarak FED'e ilişkin beklentiler artmaya devam ediyor. FED'in faiz artırımına gideceği yönündeki beklentilerin arttığı bir dönemde Merkez Bankası'nın faiz indirme ihtimali ve bu indirimlerin devam edeceği sinyalini vermesi Türk varlıklarının negatif ayrışmasına neden olabilir. Böyle bir durumda dolar, kritik eşik olan 3 liranın üzerindeki hareketlerde tarihi zirveler görülebilir.”
FAİZ İNDİRİMİ ERTELENEBİLİR
Venbey Yatırım Araştırma Müdürü Barış Ürkün, 24 Mayıs'ta gerçekleşecek Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı ile yeni kabinenin piyasalar açısından kritik bir eşik olacağını aktardı. Salı günkü Merkez Bankası toplantısından bir faiz indirim kararının çıkıp çıkmamasının kur üzerinde etkisini hissettireceğini dile getiren Ürkün, “Açıkçası salı günkü toplantıda hem FED'in faiz artırım beklentilerinin yeniden güçlenmesi, hem yurtiçindeki siyasi belirsizliklerin etkisiyle Merkez Bankası'nın bu toplantıda faiz indirimine ara verme ihtimali bir adım önde gidiyor” diye konuştu. Ürkün, Merkez Bankası'nın mayıs ayı enflasyon rakamlarını görmeyi tercih edebileceğini dile getirdi. Altın fiyatlarında beklenen düşüşlerin yaşandığını kaydeden Ürkün şöyle devam etti: “Altının ons fiyatında spekülatif uzun pozisyonlardaki olası düzeltmeleri de hesaba katarsak 1.225 ve 1.200 dolar doğru bir hareket görebiliriz. Altının ons fiyatı için 1.300 dolar üzerindeki fiyatlamalar için öncelikle 1.295 ve 1.307 üzerinde kalıcı hareketlerin görülmesi gerekiyor.”
MERKEZ YANGINA KÖRÜKLE GİDEBİLİR
Son dönemde dolar alımlarının artmasına karşın haziran ayında ABD Merkez Bankası'nın faiz artırmasını beklemediğini ifade eden Alnus Yatırım Menkul Değerler Stratejisti Dr. K. Dağhan Gökçe, önümüzdeki dönemde TL için iki kritik toplantı olduğunu dile getirdi. Gökçe, “24 Mayıs'ta Merkez Bankası toplantısı var. 14-15 Haziran tarihlerinde ise ABD Merkez Bankası (FED) toplantısı var. Güncel durumda Merkez Bankası'nın ateşe körükle gitme, FED'in ise olayı yumuşatma olasılığı yüksek görünüyor” dedi. 15 Haziran'a kadar dolar ve Euro'da yaşanacak olası bir türbülansın geçici olacağını dile getiren Gökçe “Dolar, erken seçim olasılıkları ve sadece Türkiye'ye özgü durumlardan dolayı 2015 yazında olduğu gibi 3.05-3.10 lira bölgesine doğur yönelebilir” şeklinde konuştu.