Türkiye bir yandan siyasi ve ekonomik yurtiçi istikrarını sağlamaya çalışırken diğer yandan da dünyaya kendini anlatmaya çabalıyor. Bu süreçte siyasi diyaloğu yumuşatan hükümet yurtdışına karşı olumlu mesajlar vererek uluslararası yabancı sermaye ile ‘güven tazeleme’ gayreti içinde. Yabancının rotasını belirleyen ‘siyasi risk’ algısı, verilen normalleşme sinyalleri ile şekillendirilmek isteniyor. Kısacası, kendimizi dışarıya iyi ifade etmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz.

Uzun vadede Türkiye’yi cazip bulan, ancak kısa vadede yaşadığı ‘güven bunalımı’ ile çekingen davranan yabancı, “Bundan sonra neler olacak? Türkiye ekonomisini ne gibi tehlikeler bekliyor? Ekonomide istikrar sağlanabilecek mi?” sorularının cevaplarını tartışılıyor. Reyting kuruluşlarının söylemlerinden bağımsız olarak, Türkiye’nin kendini “yatırım yapılabilir” ülke olarak benimsetmesi önem arz ediyor. Analistler, gerçekleşen demokrasi mitingleri ile birlik ve beraberlik görüntüsü çizildiğini ancak, yabancı yatırımcı için siyasi risk algısının azalması için OHAL süresinin bitmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

YÜZDE 4 BÜYÜME VAADİ


Türkiye yüksek cari açığı olan ve vadesi gelen borçlarını sıcak para ile döndüren bir ülke. Kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen kötü not Türk piyasaları için risk primini artırıyor. Bu da yabancı yatırımcıların daha yüksek faiz talep etmelerine yol açıyor. Hükümet yetkilileri, ekonomik göstergelerin hızlı bir toparlanmaya gideceğini ve yılsonuna kadar yüzde 4’lük büyüme oranının korunacağını belirtti. Hükümetin ekonomide kısa sürede ‘15 Temmuz’ öncesine dönüleceğine yönelik vurgular yapılıyor.

RAHATLAMA KALICI DEĞİL


Öte yandan merakla beklenen Moody’s’in kararı piyasaların beklentisi paralelinde gerçekleşti. Ancak not indirimi tedirginliği henüz bitmedi. Moody’s Cuma gece yarısı yaptığı açıklama ile Türkiye’nin ‘yatırım yapılabilir’ not görünümünü değiştirmediğini ve gelişmeleri takip edeceğini ifade etti. Bir sonraki Moody’s değerlendirmesi 2 Aralık’ta. Bu tarihe kalmadan ekim gibi not değerlendirmelerini yayınlamaları da beklenebilir. Moody’s belirsizliğinin geride bırakılmış olması, hafta içinde algıyı bozacak bir gelişme yaşanmadığı sürece Türk varlıklarında değer kazanımını beraberinde getirmesi bekleniyor.

Ancak, analistler Moody’s’in negatif izlemede olduğunun altını çiziyor. Dolayısıyla not görünümünü değiştirmemesinin piyasalara olumlu yansıyacağı fakat, kalıcı bir rahatlamaya henüz dönüşmediğine dikkat çekiliyor.

MOODY'S TEHLİKESİ BİTMEDİ DEMOKLESİN KILICI TEPEMİZDE


XTB Menkul Araştırma Müdürü Arzu Toktay, 3 aylık OHAL sürecinin amacına ulaşıp sonlanmasının, yurtdışı yatırımcı nezdinde güven tesis edilmesini hızlandıracağını söyledi. Toktay, “Kredi derecelendirme kuruluşlarının ekonomik olumsuz etkilerini ölçerken siyasilerin makul yaklaşımlarına karar mekanizması içinde yer verecekleri unutulmamalı. Moody’s kararı ile bu hafta TL ve TL cinsi varlıklara artan talep Dolar/TL paritesinin geçtiğimiz hafta görülen 2.98’in ardından 2.95 seviyesine doğru geri çekilmesini sağlayabilir” dedi.

HASSAS DEĞERLENDİRME


Ancak tehlikenin geçmiş olmadığını kaydeden Toktay şunları söyledi:
“Kurum negatif izlemede ve büyüme, zarar görmüş yatırımcı beklentisi, politika yapıcı kurumlar ile iş ortamı hassasiyetini değerlendirilecek. Demokles’in kılıcı tepemizde ve ilk etkinin olumlu olacağı kesin olmakla beraber kalıcı bir rahatlamadan söz etmek için erken diyebiliriz.”

ABD’de istihdam piyasasının gücünü koruduğunun anlaşılması ile en sert tepkinin altın piyasasından geldiğini belirten Toktay, “Sert tepki arkasındaki sebep altının 1360 dolar ons civarında yorgunluk emareleri ve kısa vadeli göstergelerde aşırı alım bölgesinde olunmasıydı. Önümüzdeki hafta başında tarım dışı istihdam ardından dolarda yaşanan coşkulu yükseliş yerini bant içi harekete bırakır ise altın 1340 dolar üzerinde dengelenebilir. Aksi takdirde fiyatların tekrar 1310 dolar desteğine doğru geri çekilme potansiyeli olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

SANAYİ ÜRETİMİ YOL GÖSTERECEK


Türkiye’nin kredi notu değerlendirmesini pas geçen Moody’s sonrası bu hafta kurda geri çekilmelerin görülebileceğini söyleyen Işık FX Başanalisti Gizmen Nalbantlı, kredi kuruluşu Fitch’un unutulmaması gerektiğini kaydetti.

Nalbantlı, “Sanayi üretimi ise yüzde 4 büyüme hedefinin gerçekliği konusunda yol gösterici olacak. Kurda 2.98-3.00 TL bölgesinin altında görülebilecek kapanışlar ile birlikte 2.95 seviyesi görülebilir” dedi. Toktay sözlerini şöyle sürdürdü:

“Gram altın ise Cuma günü gelen iyi ABD verileri sonrası onsta görülen düşüş ve Moody’s kararı sonrası TL’deki değerlenme ile 127 desteğinin altında 122-125 bölgesine doğru geri çekilebilir. Yapılan demokrasi mitingleri ile birlik ve beraberlik görüntüsü çizilse de yabancı yatırımcı için siyasi risk algısının azalması için
OHAL süresinin bitmesi gerektiğini düşünüyorum.”

FED'İN TAVRI MERAK KONUSU


Amerika Merkezi Bankası’nın (FED) faiz artırım beklentisi de karşımızda duruyor. Geçtiğimiz hafta ABD’nin faiz artırım sürecinde aldığı en önemli referanslardan biri olan istihdam verisi açıklandı. ABD Çalışma Bakanlığı’nın temmuz ayı verilerine göre, istihdam edilenlerin sayısı 180 bin beklentisinin üzerine çıkarak 255 bin olarak gerçekleşti. Dolayısıyla, FED yetkililerinin nasıl tavır alacağı merak konusu. Son iki aydaki güçlü istihdam raporları FED’in eylülde faizleri artırması yönünde elini güçlendiriyor. Ancak, analistler yine de seçim sonrası aralıkta bir artışı daha büyük bir olasılık olarak görüyor.

SİYASİ LİDERLERE GÖREV DÜŞÜYOR


Türkiye’nin kendisini dışarıya iyi ifade etmesi gereken bir dönemden geçtiğini ifade eden KapitalFX Araştırma Uzmanı Enver Erkan, bu süreçten zarar görmeden çıkılması açısından siyasi liderlerin üzerlerine düşeni yapmaları ve gerekli sağduyuyu göstermelerinin son derece önemli olduğunu kaydetti. Erkan, “Bu durumda Türkiye’nin iktisadi büyümesi ve ekonomik dinamikleri de sağlam kalır, yatırımlar da sekteye uğramaz, portföy girişlerinin de önüne set çekilmemiş olur” değerlendirmesini yaptı.

BORSA 78 BİNİ GÖREBİLİR


Moody’s’in not değerlendirmesini pas geçmesiyle birlikte, hafta içinde algıyı bozacak bir gelişme olmadığı sürece Türk varlıklarının değer kazanmasını beklediklerini aktaran Erkan, “Borsada ilk etapta 77.500-78.000 seviyelerine hareket görebiliriz. 78.000-80.000 ise ana direnç bölgesi olarak izlenecektir. Risk göstergelerinde de iyileşme olur ve faiz bacağında gevşeme görebiliriz. Kur tarafında da olumlu yansımalarını göreceğiz” dedi. Altında uzun süre küresel risk iştahındaki değişimlerin fiyatlandığını ancak son dönemde yüzünün biraz daha dolar endeksine baktığını ifade eden Erkan, altının ons fiyatının 1400 dolar ve üzerine çıkabileceğini vurguladı.

90 GÜNLÜK SÜRE İŞLİYOR


Alan Yatırım Kıdemli Analisti Eda Önder Öztürk, cuma günü her ne kadar Moody’s pas geçse de söz konusu 90 günlük sürenin işlediğini söyledi. Öztürk, “Moody’s yetkililerinden gelen söylemlere baktığımızda Türkiye’nin değerlendirmesine ilişkin olarak takvimin  ‘gösterge niteliğinde’ olduğunu vurgulandı ve 90 günlük bir izleme süreci içerisinde nihai bir kararın  verilebileceği belirtildi. Türkiye’nin politika yapıcı kurumları ve iş ortamı, olası şokları absorbe edecek dış tamponları,  yatırımcı ve büyüme beklentileri yakından izleniyor. Bu yüzden çok da rahatlamamak gerekiyor” açıklamasında bulundu.

GRAM ALTINDA YENİ REKOR GELEBİLİR


Destek Menkul Değerler Araştırma Müdürü Murat Tufan, ABD’den son açıklanan tarım dışı istihdam rakamlarının beklentilerin üzerinde gelmesiyle doların bir miktar değer kazandığını ve altın fiyatlarının gerilediğini aktardı. Tufan, “Önümüzdeki hafta ABD’den açıklanacak olan perakende satışlar verisi takip edilecek. Mevcut konjonktüre baktığımızda altın fiyatlarının ons bazında 1335 destek seviyesinin üzerinde kalması halinde yükselişini 2016 yılı zirvesi olan 1376 seviyesine doğru taşıyabilir. Gram altın bazında ise yeni rekorlar gerçekleşebilir Dolar ise 3.0250 seviyesinin aşağısında kaldığı sürece geri çekilmeler 2.9850-2.9760 destek bölgesine doğru sürebilir” şeklinde konuştu.