ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, Bitlis'te yaptığı açıklamada Türkiyenin, teröristle, terör örgütü ile mücadelesini hukuk devleti kurallarına azami derecede uyarak sürdürdüğünü belirtti. Bozdağ, "Türkiye kadar hukuk devleti kurallarına azami riayet ederek terörle mücadelesini etkin ve kararlı bir şekilde sürdüren ikinci bir ülkeyi hiçbir kimse gösteremez. Bakın Fransa'da bir terör saldırısı oldu, Fransa Hükümeti hemen olağanüstü hal ilan etti" dedi.
Muş’tan helikopterle Bitlis’e gelen Bekir Bozdağ, Bitlis Polisevinde düzenlenen öğlen yemeğinin ardından, Bitlis Kültür Merkezinde düzenlenen Adliye Faaliyet Raporları toplantısına katıldı. Bozdağ, burada yaptığı konuşmada yargı konusunda son derece önemli olan bir konuyu paylaşmak üzere Bitlis'e geldiklerini söyledi. Terörle etkin ve kararlı bir mücadelenin sürdürüldüğünü belirten Bozdağ şöyle konuştu:
Milletimizin huzuru, barış, refahı, birliği, dirliği, ülkemizin bölünmez bütünlüğü için bu mücadele terör bitene kadar devam edecektir. Ülkemizin dört bir yanında terörle mücadele yaparken hayatını kaybeden şahadet mertebesine ulaşan şehitlerimiz olmaktadır. Bugünde Nusaybin’de şehitlerimiz var. Bugün Bitlisliler olarak bir şehidimizi de toprağa verdiniz. Ben bu vesile ile vatanımızın bölünmez bütünlüğü için hayatını feda eden şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum. Milletimizin başı sağolsun."
TERÖRLE SADECE TÜRKİYE MÜCADELE ETMİYOR
Bakan Bozdağ konuşmasında terörle sadece Türkiye’nin mücadele etmediğini belirterek, "Dünyada pek çok ülke terörle mücadele ediyor. Terör örgütlerinin saldırısına sadece Türkiye muhatap olmuyor. Terör örgütleri bugün dünyanın hemen hemen her ülkesinde terör eylemi yapacak imkanı ve fırsatı bulabiliyorlar. Türkiye’nin terörle mücadele eden ülkelerden bir farkı var. Teröristle, terör örgütü ile mücadelesini hukuk devleti kurallarına azami derecede riayet ederek, mücadelesini sürdüren yegane ülke Türkiye’dir. Bugün Türkiye kadar hukuk devleti kurallarına azami riayet ederek terörle mücadelesini etkin ve kararlı bir şekilde sürdüren ikinci bir ülkeyi hiçbir kimse gösteremez. Bakın Fransa’da bir terör saldırısı oldu, Fransa Hükümeti hemen olağanüstü hal ilan etti. Dahası Avrupa Konsey Genel Sekreterliğine bir yazı yazarak İnsan Hakları Sözleşmesini geçici olarak askıya aldığını bildirdi. Türkiye ne yapıyor? Mücadelesini hukuk içinde yapıyor. Şu an değişik il ve ilçelerde valiliklerimiz ve kaymakamlıklarımız tarafından kurulan barikatların ve kazılan hendeklerin bombalı tuzakların ortadan kaldırılması ve vatandaşımızın normal bir biçimde hayatını sürdürmesi, can ve mal emniyetinin tesisi güven ve kamu güvenliğinin tesisi maksadıyla ilan edilmiş olan sokağa çıkma yasakları esasında hukuk devleti kurallarına tam uyma konusundaki hassasiyetin bir göstergesidir. Bu bölgelerin terörden teröristten temizlenmesi bu kadar zaman almaz. Alamaz. Neden zaman alıyor? Mahsum insanların burnu kanamasın diyedir. Kılı kırk yararcasına dikkat ve itina ile terörle mücadelemiz devam ediyor. Bundan sonrada aynı şekilde devam edecektir. Bakın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi. Anayasa Mahkememize bu konuda açılmış onlarca dava var. AİHM şu ana kadar açılmış dava sayısı 29. Tedbir talepli davalar var, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını isteyen talepler de var. Bunlardan şu ana kadar 27’si reddedilmiş durumda. Anayasa Mahkemesine yapılan müracaatlara baktığımızda 12 olduğunu görüyoruz. Bu 12 müracaatın 12’si de reddedildi. Hukuk devleti ilkelerine göre Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin kurallarına göre incelemeler yapılarak bütün bu müracaatlar red edildi. Bu neyi gösteriyor? Mücadelenin hukuk içerisinde hem AİHM tarafından hem de bir insan hakları mahkemesi gibi çalışan Anayasa Mahkemesi tarafından tescil edildiğinin somut bir kanıtıdır" dedi.
TERÖRLE MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA SÜRECEK
Bakan Bozdağ, Türkiye’nin terörle mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğinin de altını çizdi. Zaman zaman bu mücadele hız keser mi, yavaşlar mı? diye soranların olduğunu belirten Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Buradan bir de Bitlis’ten ifade etmek isterim ki hükümetimiz terör bitene kadar mücadelesini etkin ve kararlı bir şekilde sürdürecektir. Bundan kimsenin endişesi ve tereddütü olmasın. Terörle mücadele sürerken, vatandaşlarımızın demokratik haklarının daha da güçlendirilmesi, ihtiyaçlarının karşılanması onlara azami, düzeyde her türlü yardımın, desteğin götürülmesi için de aynı kararlılıkla çalışmalar devam edecektir. Terör örgütü Türkiye’nin her tarafında yalanla, iftirayla büyük bir algı operasyonu yürütüyor. İşte sokağa çıkma yasaklarının kaldırılması ile ilgili mahkemelere yaptıkları müracaatlarda hastaneye çocuğunu götüremediği için mağdur olan kadınlar var deniyor. Bu konu araştırıldı. Bir hastaneye ulaştırılmış, doğum hastası bir kadının sezaryen olmayı reddettiği ortaya çıktı. Başka bir hastanede daha sonra doğum yaptığı tespit edildi. Hatırlarsanız bodrum katında kalan bazı sivillerden bahsedildi. Adres isteniyor adres bilgileri yok. Faysal Sarıyıldız’la görüşün deniyor. O birazdan dönerim diyor. Daha sonra İdris Baluken’e sorun deniyor. Bina yıkıldı deniyor. Binanın sağlam ları çekiliyor. Aslında orada sivil vatandaşlar değil, PKK’nın eli kanlı teröristleri. Hangi adreste olduklarını aslında onlar da bilmiyorlar. Onlara yardım için orada dolanan siyasiler de bilmiyor adresi. Çok açık ve net. Teröristleri sivil vatandaş gibi gösterme ve bunun üzerinden hükümetin talimatıyla güvenlik güçlerinin sivil vatandaşlar üzerinde katliam yaptığını iddia etmek çok büyük bir iftiradır. Şu anda resmen HDP tarafından legal zeminlerde bu dile getiriliyor. PKK terör örgütü tarafından da bunlar ifade ediliyor. Teröristlerle yapılan mücadeleyi sivil halkla yapılmış gibi gösteriyor. Bu hendekleri kim kazıyor? Barikatları kim kuruyor? Bombalı tuzakları kim kuruyor? Askere polise kurşunu kim yağdırıyor? Roketi kim atıyor? Asker polis kendi kendini mi vuruyor? Olup biten herkesin gözü önünde dolayısıyla buna hepimizin gözü açık bakması lazım. Gözü kör bakarsak hakikati göremeyiz. Biz düzgün göremiyoruz diye hakikat asla değişmez. Türkiye’nin bu noktadaki kararlılığı bütün bu algı operasyonlarına rağmen devam edecektir. Öte yandan paralel alçaklar ve onların güdümünde çalışan kamu içinde ve kamu dışında çalışan alçaklar bu terör örgütü ile de bir dayanışma içerisindeler. Onun da hesabını bu dayanışmayı yapanlardan sormak bizim boynumuzun borcudur. Bu millete sadakatimizin gereğidir."
BUNLARIN ÖLÜYE DE DİRİYE DE SAYGILARI YOK
Bakan Bozdağ, adli tıp kanununu kendilerini değiştirdiğini de belirterek, "Bir yandan PKK vatandaşlarımızın çocuklarını zorla dağa götürerek veya kandırarak, terörist yapıyor. Ölmeye, öldürmeye ikna ediyor. Öte yandan da öldürdüğü veya öldürttüğü bu teröristlerin cenazesini istismar ediyor. Cenazeler ortada kaldı. Otopsi yapılıyor, ailelerin cenazelerini teslim almaların istiyor, aileler teslim almıyor. O zaman belediyelere teslim edilmesi gerekiyor. Belediye de teslim almıyor. Öte yandan da PKK terör örgütü ve onun siyasal uzantısı HDP el birliği ile cenazelerimizi bize vermiyor diye propaganda yapıyorlar. Devlet cenazeleri alın diyor. Almıyorlar, aldırtmıyorlar. Ondan sonra da propaganda yapıyorlar. Yönetmeliği değiştirdik. Dedik ki, cenaze işlemleri tamamlandı. Aileye teslim etmek istedik aile almadı. Belediyeye veya mülki idare amirlerine de teslim yapılır. Bu defa belediyeler ve HDP’li milletvekilleri adli tıpın kapısına geldiler. ‘Cenazelerimizi verin’ diye. Cenazeler bu sefer verildi. Almayan belediye bu sefer aldığı cenazeleri mezbahaneye koydu. Defin için verilen cenazeyi çalışmayan mezbahaneye koydu. Diriye saygıları yok bunların. Kendileri gibi olup, kendi hedefleri doğrultusunda mücadele edenlerin ölüsüne de bunların saygısı yok. Hem ölülerini kullanıyorlar, hem de dirilerini kullanıyorlar. Bizim yaptığımız ne? Makul bir süre içerisinde tespit edilip, ailelerine teslim edilmesidir. Türkiye’nin yaptığı demokrasiye sahip çıkmaktır"dedi.
Bitlis Valisi Ahmet Çınar'ı makamında ziyaret ettikten sonra, AK Parti il başkanlığına geçerek burada partililerle bir süre görüşen Bakan Bozdağ'ın geceyi Bitlis'te geçireceği belirtildi.

DHA