Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasından sonra hakkında Mersin Cumhuriyet Savcılığınca soruşturma açılan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, talimat ile ifadesi alınması için Ankara Cumhuriyet savcılığınca ifadeye çağrıldı. İfadeye çağrıldığını doğrulayan HDP Eş Başkanı Demirtaş, ifadeye vermeye gitmeyeceğini söyledi. Daha önce de HDP'nin Muş milletvekilleri Ahmet Yıldırım ve Burcu Çelik Özkan ifadeye çağrılmıştı.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasına dair Anayasa değişikliği sonrası fezleke dosyalarının savcılıklara ulaşmasının ardından HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında talimatla ifade vermesi tebliğ edildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bugün Demirtaş’a soruşturma kapsamında talimatla ifade vermesi için bildirimde bulundu.
İfadeye çağrıldığını doğrulayan HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, daha öncede aldıkları karar gereğince ifade vermeye gitmeyeceklerini söyledi.
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın yanı sıra Ağrı’da haklarında soruşturma dosyası bulunan HDP Milletvekilleri Dirayet Taşdemir ve Bedran Öztürk’ün de yine talimat ile ifade vermeleri için Ankara savcılığınca çağrıldıkları belirtildi.
BAKANLIK SORUŞTURMA İZNİ VERMİŞ
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında talimatla ifade vermesi tebliğ edilirken, ifade vermesi istenen soruşturma dosyası ile ilgili detaylar da ortaya çıktı.
Mersin Cumhuriyet Savcılığınca Demirtaş'ın 27 Şubat 2016 tarihinde yaptığı bir konuşmadan dolayı hakkında TCK'nun 301/1 maddesinde yer alan, "Devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama" suçundan soruşturma açıldığı belirtildi. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında hazırlanan fezlekede, HDP Mersin İl Başkanlığı organizesinde 27 Şubat günü HDP Akdeniz İlçe Başkanlığı önünde düzenlenen etkinlikte Demirtaş'ın konuşma yaptığı belirtilerek, konuşması fezlekede şöyle yer aldı:
"...Çünkü Sur'da, Cizre'ye benzer bir katliam yapılmak isteniliyor. İnanın ki, burada halkın çoğu Botanlıdır. Benden daha iyi bilirsiniz onları. Gençlerin çoğu, gençlerin çoğu orada katledilen, yakılan, cenazeleri parçalanan gençlerin çoğu, Cizre ile dayanışmak için dışarıdan gitmiş üniversite öğrencileri… işte o yakıp, yıktıkları yerlerde katlettikleri çocuklar bunlar. Bizim günlerce almaya çalıştığımız, yaralıdır, susuzdu, açtı, silahsızdı, sivildi deyip, almaya çalıştığımız çocuklar bunlar. Ya Allah var ya, cenazeleri anne babalar, tanıyamıyor, yakmışlar, kül etmişler. Böyle bir vicdansızlık olur mu? Savaşın, kavganın, bir ahlakı var. Bunlarda ahlak yok, ahlaksızlar bunlar. Bizi her mikrofonu eline aldığında hareket eden, bize her mikrofona çıktığında laf çakan Cumhurbaşkanı, Başbakan, ya infaz ettikleri kadınların, ölünün, ölünün, ölü kadının, çıplak bedeninin fotoğrafını çekip yayınladılar yav. Ölünün üzerinden hüküm kalkarak, hüküm. Kim olursa olsun, düşmanın da olsa öldüğü dakikada o Allah'a emanettir, suçlu değildir cenaze. Suçu, günahı varsa sağken, yaşarken vardır. Ya bunlar da o kadar ahlaksızlık haysiyetsizlik var ki, cenazeye işkence yapıyorlar. Bunların sesi lafı çıkmıyor yav. Başbakan, Cumhurbaşkanı çıkıp 2 kelime bununla ilgili yanlış yaptılar diyemiyolar yav. Böylesine bir düşmanlık var mı? İsrail bunu yapmamıştır bak. 40 yıldır Filistin'e zulüm ediyor, böyle bir şey yapmamıştır. Böyle bir seviyesizlik, böylesine tarihi bir utanç olabilir mi? Cizre'deki zulmün nedeni nedir biliyor musunuz? Cizre'deki gençleri yakmalarının nedeni nedir? Gençler siyasetten umudunu kessin istiyorlar… "
Demirtaş'ın bu konuşma ile atılı suçu işlediği belirtilen fezlekede, "TCK'nın 301/4 maddesi uyarınca bu suçtan dolayı soruşturma yapılmasının Adalet Bakanlığı'nın iznine bağlı olduğu, dosyada mevcut Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 05.04.2016 olur tarihli düşünce yazısı ile soruşturma izni verildiği" yer aldı.
DHA
