RÖPORTAJ: Özlem GÜRSES - Fotoğraflar: Yürek Akbar  

Profesör Dr. Şükrü Emre, Yale Organ Nakli Merkezi’nin kurucusu... Organ naklinde dünyanın sayılı isimlerinden olan Emre, yapay organ konusundaki çalışmaları anlattı:
Hayvandan insana organ naklinde çok yol alındı. Ayrıca 3 boyutlu yazıcıda organ yapımıyla ilgili deneyler de var.

Em­re, kanser araştırmalarını sürdürüyor.


 

Kar­şı­nız­da he­pi­mi­zin çok gu­rur du­ya­ca­ğı ola­ğa­nüs­tü bir Türk he­kim var: Pro­fe­sör Şük­rü Em­re. Ame­ri­ka­’nın “En İyi 30 He­ki­m”­in­den bi­ri, ka­ra­ci­ğer nak­li cer­ra­hi­sin­de dün­ya­nın en ün­lü dok­tor­la­rın­dan, bu­nu da 2005 yı­lın­da ger­çek­leş­tir­di­ği ve “Tıp Mu­ci­ze­si­” ola­rak anı­lan ope­ras­yo­na borç­lu. Prof. Dr. Em­re­’nin has­ta­la­rın­dan 5 ya­şın­da Frank­lin Chu­qu­i sağ­lı­ğı­na ka­vuş­mak için ka­ra­ci­ğer nak­li bek­ler­ken, tra­fik ka­za­sın­da ölen bi­rin­den bek­le­nen or­gan bu­lun­du. An­cak ha­zır­lık aşa­ma­sın­da or­ga­nın ih­ti­yaç­tan bü­yük ol­du­ğu­nu gö­ren Şük­rü Em­re, ka­ra­ci­ğe­ri iki­ye ayı­rıp bir par­ça­yı Frank­li­n’­e, di­ğe­ri­ni ise bir baş­ka has­ta­ne­de na­kil bek­le­yen 37 ya­şın­da­ki John Le­e’­ye nak­let­ti.
Eş za­man­lı ame­li­yat­la­rın so­nun­cu­su ise üçün­cü bir ame­li­yat­ha­ne­ye ge­ti­ri­len 67 ya­şın­da­ki Har­ri­et Gold­ma­n’­a ya­pıl­dı. Do­mi­no ame­li­ya­tı adı ve­ri­len bu ope­ras­yon­dan son­ra 3 has­ta da sağlığına kavuştu. Sa­de­ce bu de­ğil, Em­re 17 gün­lük be­beğe bi­le ka­ra­ci­ğer nak­li yap­mış. Em­re ile ku­ru­cu­su ol­du­ğu Ya­le Üniversitesi Or­gan Nak­li Mer­ke­zi­’n­de ko­nuş­tum.

AKLIN MİLLİYETİ YOKTUR


- Ho­cam, Ame­ri­ka­’nın sa­yı­lı or­gan nak­li mer­kez­le­rin­den bi­rin­de­yiz, Ya­le Üni­ver­si­te­si Or­gan Nak­li Mer­ke­zi. Si­zin eme­ği­niz...
Bu­ra­nın prog­ra­mı­nı ben kur­dum, o za­man gün­de 17 sa­at ça­lı­şı­yor­dum. Ağır bir ra­hat­sız­lık ve 7 gün ko­ma­dan son­ra, 2012 yı­lı­nın ba­şın­da Mer­kez Di­rek­tör­lü­ğü­’n­den is­ti­fa­mı ver­dim. Bir yıl ka­bul et­me­di­ler ama ni­ha­yet 2013 ba­şın­da ‘Ta­ma­m’ de­di­ler. 3 yıl­dır ken­di kur­du­ğum bu mer­kez­de sa­de­ce he­kim ola­rak ça­lı­şı­yo­rum.
- Gör­dü­ğüm ka­da­rıy­la bu­ra­da cid­di bir Türk aka­de­mik me­di­kal ekip var. Tü­mü de çok ba­şa­rı­lı.
Be­nim gel­di­ğim dö­nem­ler­de çok az­dı. Türk­ler Ame­ri­ka­’yı geç keş­fet­ti­ler. Şim­di 3. ku­şak ba­şa­rı­la­rı­mız var. Bir ar­ka­da­şı­mı­zın ço­cu­ğu 2 yıl ön­ce Har­var­d’­ı bi­rin­ci­lik­le bi­tir­di. İki kı­zım Har­vard, bi­ri de Ya­le me­zu­nu. Bu ço­cuk­lar sü­per ye­tiş­ti­ler, her an­lam­da Tür­ki­ye­’yi iyi tem­sil eden ço­cuk­lar. Şim­di on­la­rın ye­tiş­tir­dik­le­ri ço­cuk­lar da­ha da ile­ri gi­de­cek. No­bel ödül­le­ri ala­cak ço­cuk­la­rı­mız var bi­lim dün­ya­sın­da. Ak­lın mil­li­ye­ti yok. Eme­ğin de mil­li­ye­ti yok.

TARAF TUTMAK KAYBETTİRDİ


- İn­san hem se­vi­ni­yor, hem üzü­lü­yor bu ço­cuk­la­rı mem­le­ket­te tu­ta­ma­dık di­ye...
Hak­lı­sın. Ta­raf tut­mak­tan, “Be­nim va­tan­da­şım işi­ni bi­li­r” söy­le­miy­le her­ke­si üç ka­ğı­da ite­le­mek­ten do­la­yı. Bir de hak et­me­yen in­san­la­ra yol­lar açıl­dı­ğı için... Tür­ki­ye­’de fa­na­tizm çok. Biz bey­ni­miz­den çok be­de­ni­mi­zi kul­lan­ma­yı se­vi­yo­ruz, bil­gi üre­ti­le­mi­yor. De­mok­ra­si bi­ze hâ­lâ 5 göm­lek bol.

ÇOCUKLARA HÜCRE NAKLİ


- Bi­raz da ku­ru­cu­su ol­du­ğu­nuz Ya­le Or­gan Nak­li Mer­ke­zi’­ni an­lat­ma­nı­zı is­te­rim.
Ya­le, dün­ya­nın sa­yı­lı üni­ver­si­te­le­rin­den bi­ri. Bu­ra­da pek çok uz­man­lık ala­nı bir ara­da ça­lı­şı­yo­ruz. Do­ku bi­li­mi, cer­ra­hi, da­hi­li­ye. Hep­si­nin ala­nın­da çok fark­lı araş­tır­ma pro­je­le­ri de­vam edi­yor. So­nun­cu­su şu: Bi­zim ‘ü­re bo­zuk­lu­ğu­’ de­di­ği­miz bir has­ta­lık var. Ge­ne­tik ola­rak ve bir en­zim ek­sik­li­ği­ne bağ­lı ge­li­şi­yor, bu has­ta­lık­ta ka­ra­ci­ğer amon­ya­ğı üre­ye çe­vi­re­mi­yor, amon­yak vü­cut­ta bi­ri­ki­yor. Amon­yak se­vi­ye­si kan­da çok ar­tın­ca be­yin­de ha­sar olu­şu­yor. İş­te şim­di bi­zim mer­ke­zi­miz­de bu has­ta­lı­ğı olan ço­cuk­la­ra biz ka­ra­ci­ğer hüc­re nak­li ya­pı­yo­ruz.
- Peki ne de­mek ka­ra­ci­ğer hüc­re nak­li? Nor­mal ka­ra­ci­ğer nak­lin­den far­kı ne?
Bu çok ye­ni bir pro­je. Ka­ra­ci­ğe­ri hüc­re­le­ri­ne ayı­rı­yo­ruz, bu hüc­re­le­ri ço­cuk­la­rın ka­ra­ci­ğer­le­ri­ne en­jek­te edi­yo­ruz. Ya­ni bir or­ga­nı de­ğil, or­gan­dan al­dı­ğı­mız hüc­re­le­ri nak­le­di­yo­ruz, en­jek­si­yon­la.

MAKİNELER ŞANSI ARTIRDI


- Ya­pay or­gan ko­nu­sun­da ça­lış­ma­lar ne aşa­ma­da?
Or­gan kı­sı­tı­nı gi­der­mek için iki yol var; bi­ri sı­cak ve so­ğuk per­vis­yon ma­ki­ne­le­ri ile il­gi­li ça­lış­ma­lar. Bu ma­ki­ne­ler ve­ri­ci ki­şi­den al­dı­ğı­nız or­gan­la­rın de­for­mas­yo­nu­nu dü­zelt­mek için kul­la­nı­lı­yor. Do­nör­den or­ga­nı alı­yor­su­nuz, na­kil ger­çek­le­şe­ne ka­dar or­ga­nı bu ma­ki­ne­ye bağ­lı­yor­su­nuz. Her or­ga­nın ka­li­te­si ay­nı de­ğil, bu ma­ki­ne­le­re or­ga­nın ka­li­te­si­ni yük­sel­te­bi­li­yor­su­nuz. On­dan son­ra ta­kı­yor­su­nuz. Bu ma­ki­ne­ler gi­de­rek ge­li­şi­yor, al­dı­ğı­mız her or­ga­nı nak­let­me şan­sı­mız yük­se­li­yor.
- Bu bi­rin­cisi, ikin­ci­si ne?
Ze­no trans­plan­tas­yon, ya­ni hay­van­dan in­sa­na or­gan nak­li. İn­sa­na or­gan do­ku­suna en ya­kın olan hay­van­ do­muz. Bu alan­da yo­ğun ça­lış­ma­lar var. Ge­ne­tik bir mü­hen­dis­lik­le do­muz ha­zır­la­nıp, bu do­muz­la­rın ‘te­miz ka­ra­ci­ğe­ri­ni­’, ya­ni hiç­bir has­ta­lık izi ol­ma­yan ve vü­cut ta­ra­fın­dan red­de­dil­me­ye­cek or­gan­la­rı in­sa­na tak­mak. Çok yol alın­dı bu ko­nu­da.

LABORATUVARDA ÜRETİLİYOR


- Ho­cam bu do­muz­lar la­bo­ra­tu­ar or­ta­mın­da mı üre­ti­li­yor?
Evet. İn­san ge­no­mu­nu bi­li­yor­sun klon­la­ya­bi­li­yo­ruz. Do­muz­da çok az sa­yı­da da ol­sa, be­lir­li ge­ne­tik kod­lar var in­sa­na uy­ma­yan. On­la­rı de­ğiş­ti­re­rek üre­ti­yor­su­nuz bu do­muz­la­rı. Böy­le­ce in­san vü­cu­du ka­bul edi­yor.
- Pe­ki üçün­cü ça­lış­ma?
Üçün­cü­sü ta­kı­lan ka­ra­ci­ğer­le­rin ye­ni vü­cut­lar­da uzun sü­re ya­şa­ma­sı için ya­pı­lan ça­lış­ma. Vü­cu­du­muz­da ye­ni or­gan­la­rı ka­bul et­mek­te fay­da sağ­la­yan hüc­re­ler var; T hüc­re­le­ri. Bu ye­ni ça­lış­ma ile na­kil ya­pı­lan has­ta­nın T hüc­re sa­yı­sı­nı art­ır­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz.

3D YAZICI DENEYLERİ...


- Bun­lar­dan han­gi­sin­den hız­la so­nuç bek­le­ni­yor?
10 se­ne­ye da­ha ih­ti­ya­cı­mız var. Do­muz­lar­la ya­pı­lan ça­lış­ma­lar­da bir ye­re ka­dar gel­dik, yüz­de 30 ba­şa­rı­lı ol­du. Ama da­ha in­san üze­rin­de baş­la­mış de­ğil.
Şim­di da­ha de­ği­şik bir sis­tem de ge­liş­ti, be­lir­li or­gan­lar­da onu bek­li­yo­ruz. 3D ya­zı­cı de­nen bir şey var, 3 bo­yut­lu ya­zı­cı. Bu­nun­la şim­di da­mar ve de­ri ya­pı­yor­lar. Ya­kın­da or­gan yap­ma­yı da de­ne­ye­cek­ler. En son araş­tır­ma aşa­ma­sın­da olan ça­lış­ma bu.

YETENEK VE SABIR ÖNEMLİ


- Ye­te­nek var mı tıp­ta?
He­le cer­ra­hi­de ye­te­nek çok önem­li. Ye­te­ne­ğin yok­sa ka­fan ça­lı­şı­yor­sa stan­dart olur­sun. Bi­raz ap­tal­san çok kö­tü bir cer­rah olur­sun. Ama ye­te­ne­ğin var­sa ve akıl­lıy­san o za­man çok ya­ra­tı­cı olur­sun. El be­ce­ri­si, 3 bo­yut­lu dü­şün­me, ha­yal gü­cü ve ame­li­yat­ha­ne­de ya­ra­tı­cı­lık. Ba­zen öy­le bir şey olur ki da­mar kı­sa ka­lır, bu­nu na­sıl çö­ze­cek­sin ve­ya bir da­ma­rın ça­pı di­ğe­rin­den fark­lı­dır, bu­nu na­sıl hal­le­de­cek­sin? Ye­te­nek ve sa­bır, cer­ra­hi­de önem­li iki un­sur.

BA­ŞA­RI­YA GÜN­DE 17 SA­AT ÇA­LI­ŞA­RAK ULAŞ­TI
Prof. Şük­rü Em­re, Öz­lem Gür­se­s’­e ça­lış­ma­la­rı an­lat­tı. Ya­le Or­gan Nak­li Mer­ke­zi ku­ru­cu­su olan Prof. Em­re’nin, gün­de 17 sa­at ça­lı­şa­rak kur­du­ğu mer­kez bin­ler­ce has­ta­ya umut olu­yor.


 

Gur­bet­te sı­fır­dan baş­la­dım her­ke­se ken­di­mi is­pat et­tim


- Ya­le­ Üniversitesi’nden ön­ce ner­edey­di­niz?
New York Mo­unt Sı­na­i Has­ta­ne­si­’n­de Or­gan Nak­li Mer­ke­zi­’nin ba­şın­day­dım. 35 ya­şın­da, İs­tan­bul Üni­ver­si­te­si­’n­de­ki do­çent­lik ka­ri­ye­ri­mi bı­ra­kıp 1989’da bu­ra­ya gel­di­ği­miz­de gur­bet­çiy­di­k, hat­ta ‘göç­me­n’­dik. Sı­fır­dan baş­la­dık, ken­di­mi­zi is­pat et­mek zo­run­day­dık ve ba­şar­dık.
- Ney­di zor ta­ra­fı?
Biz­de in­san­la­rı yen­me­nin yo­lu on­la­rı bas­kı­la­mak­tan, kö­tü­le­mek­ten ge­çer. Bu­ra­da ise işi­ni iyi ya­pı­yor­san, her­kes ge­lir önün­de eği­lir, yar­dım eder sa­na. Ame­ri­ka­’da çok önem­li üç şey var: Bir; her­kes çok ça­lı­şı­yor. 70 ya­şın­da­ki in­san gün­de 3 sa­at bi­le ol­sa bir lo­kan­ta­da gar­son­luk ya­pı­yor. İki; hak ede­nin hak­kı ve­ri­li­yor. Dü­şün ki ben bir Ya­hu­di has­ta­ne­sin­de, Mo­unt Sı­na­i’­de se­ne­ler­ce bir Müs­lü­man ola­rak yö­ne­ti­ci­lik yap­tım. Üç, bu­ra­sı kül­tür­le­rin bu­luş­ma nok­ta­sı. 72 bu­çuk mil­let­ten in­san var, her­kes bir şey­ler ya­pı­yor, her­kes bir kat­kı­da bu­lu­nu­yor.
- Peki siz he­kim ola­rak mut­lu mu­su­nuz?
Be­nim için en önem­li­si ne bi­li­yor mu­sun? Ame­li­ya­tı bi­ti­rir­sin, çı­kar­sın, has­ta sa­hip­le­ri­ne, “Her şey yo­lun­da­” de­di­ğin an­da göz­le­rin­den akan yaş­lar ve sev­gi sel­le­ri. O akıl al­maz bir gü­zel­lik­...
- Ter­si de çok acı de­ğil mi?
Biz­de ame­li­yat son­ra­sı ölüm ol­maz. Ma­sa­da in­san bı­rak­ma­dım hiç. Bel­ki şans...

Ma­lat­ya­’da yıl­da 200 ki­şi­ye na­kil ya­pı­lı­yor, bu çok bü­yük bir ba­şa­rı


- Hü­kü­met­le ve Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı ile ya­kın ça­lı­şa­rak bu mer­kez­de­ki or­gan nak­li sis­te­mi­ni Tür­ki­ye­’de de kur­du­nuz. Ne de­ğiş­ti?
Tür­ki­ye­’de da­ha faz­la ba­ğış top­la­nı­yor ar­tık, bu bir. İkin­ci­si Tür­ki­ye­’de zen­gin in­san­lar or­gan­la­rı alı­yor­lar­dı, lis­te fi­lan yok­tu. Şim­di be­lir­li bir lis­te var ve her­kes sı­ra­lı. Bu lis­te dı­şın­da bir ame­li­yat olur­sa Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı he­men so­ru­yor, sa­vun­ma ve açık­la­ma is­ti­yor.
- Ne­ye gö­re şe­kil­le­ni­yor bu lis­te?
Her or­ga­na gö­re de­ği­şi­yor. Aci­li­yet önem­li bir kri­ter. Ame­ri­ka­’da­ki sis­te­min ay­nı­sı. 5-6 yıl­dır bu sis­tem uy­gu­la­nı­yor. Bel­li ek­sik­le­ri var, şim­di on­la­rın üze­rin­de ça­lı­şı­yo­ruz.

KÜSMEK PASİF ŞİDDET YÖNTEMİDİR


- Tür­ki­ye na­kil ame­li­yat­la­rın­da çok iler­le­di de­ğil mi?
Tür­ki­ye şu an­da dün­ya­da can­lı­dan na­kil ya­pan ül­ke­ler ara­sın­da her se­ne ya bi­rin­ci ya ikin­ci olu­yor. Övü­ne­rek söy­lü­yo­rum bu­nu. En faz­la can­lı­dan or­gan nak­li ya­pılan yer Ma­lat­ya, se­ne­de 200 or­gan nak­li ame­li­ya­tı ya­pı­yor­lar. Akıl al­maz ba­şa­rı­lı­lar.
- Ço­ğu da si­zin öğ­ren­ci­le­ri­niz...
Tür­ki­ye­’de or­gan nak­li ya­pan in­san­la­rın yüz­de 70’i be­nim ya­nım­da ye­tiş­ti. On­la­ra söy­le­di­ğim bir tek şey var: Ame­li­ya­tı her yer­de öğ­re­nir­si­niz, Ame­ri­ka­’da öğ­re­ne­ce­ği­niz en önem­li şey, küs­me­mek! Çün­kü küs­mek pa­sif şid­det­tir. İkin­ci­si, as­ga­ri müş­te­rek­ler­de bir­leş­mek. Üçün­cü­sü, ekip ol­mak. Bunları yaptığınız za­man Tür­ki­ye­’yi bir ye­re ge­ti­rir­si­niz.

Ka­ra­ci­ğe­re en za­rar­lı şey yağ


- Bu­gü­ne ka­dar­ki en kü­çük na­kil has­ta­nız kaç ya­şın­day­dı?
En kü­çük ka­ra­ci­ğer nak­li yap­tı­ğım has­ta 17 gün­lük­tü! 19 gün­lük de yap­tım. Bu be­bek­le­rin ka­ra­ci­ğe­ri iki par­mak fi­lan­dır.
- 17 gün­lük na­kil yap­tı­ğı­nız has­ta­nız ha­yat­ta mı?
Ta­bi­i, 1998’de yap­tım ame­li­ya­tı. Ne­re­dey­se 20 ya­şın­da, Sa­rah Gis­bo­urgh, New Jer­se­y’ de ya­şı­yor. Akut ka­ra­ci­ğer yet­mez­li­ği var­dı. Şim­di çok iyi.
- Ka­ra­ci­ğe­re en za­rar­lı şey ne?
Yağ. Yağ­lı in­sa­nın ka­ra­ci­ğe­ri­ne bak­tı­ğın za­man par­lak, sap­sa­rı gö­zü­kü­yor.
Yağ­lan­ma, ora­dan da si­ro­za çe­vi­ri­yor. Unut­ma biz HI­V’­li has­ta­la­ra or­gan nak­li ya­pı­yo­ruz, AID­S’­li has­ta­la­ra ya­ni. Dün­ya­da çok az ya­pı­lı­yor bi­li­yor­sun.
- Tıb­bın ge­ne­lin­de şu an­da en sı­cak baş­lık han­gi­si?
Obe­zi­te, ya­ni şiş­man­lık en bü­yük sı­kın­tı­mız. Tüm dün­ya­da böy­le. Bir ham­bur­ger ye­di­ğin za­man 1400 ka­lo­ri. Tüm gün bo­yun­ca al­man ge­re­ken mik­tar bu za­ten