Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu, evlenme hazırlıkları yapan nişanlıların flört etmeleri, 'dost hayatı' yaşamaları, dedikoduya mahal verecek şekilde baş başa kalmaları, el ele tutuşmaları ve benzeri İslam'ın onaylamadığı davranışlardan uzak durmaları gerektiğini bildirdi. Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu, İslami ölçülere uyularak geçirilecek nişanlılık dönemi ardından evlenmeye kesin karar verilince nikah kıyılmasını istedi.

[caption id="attachment_1028624" align="alignleft" width="670"] Foto: Shutterstock -Diyanet nişanlılara uyarılarda bulundu[/caption]

Diyanet İşleri Başkanlığı adına fetva veren kurum olarak bilinen ' Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu'nun, çeşitli kesimlerden yöneltilen "Nişanlıların rahat görüşebilmek için nikah kıymaları uygun mudur?" sorusuna verdiği yanıt, web sitesinde yayınlandı.

Evlenmeyi diğer akitlerden ayıran özelliklerden birinin bu akitten önce genellikle bir nişanlanma döneminin geçirilmesi olduğunun ifade edildiği yanıtta, tarafların bu süreç içinde birbirlerini daha iyi tanıdığı, karşılıklı hediyeler alınıp verildiği hatırlatılarak şöyle denildi:

"Bu dönemde nişanlıların mahremiyet ölçülerini gözetmek kaydıyla birbirlerini daha yakından tanımak amacıyla görüşüp konuşmalarında bir sakınca yoktur. Fakat nişanlıların flört etmeleri, dost hayatı yaşamaları, dedikoduya mahal verecek şekilde baş başa kalmaları, el ele tutuşmaları ve benzeri İslam'ın onaylamadığı davranışlardan uzak durmaları gerekir. Günümüzde gençler, gerek velilerinden izinsiz olarak gerekse velilerin bilgisi dahilinde nişanlılık döneminde güya dini hassasiyetleri gözetmek amacıyla 'Dini nikah' yapmakta ve sonuçta hiç de arzu edilmeyen üzücü hadiseler meydana gelmektedir. Bu tür olayların yaşanmaması için yapılan nikah akitlerin mutlaka kayıt altına alınıp hukuki güvenceye kavuşturulması gerekir. Çünkü dindar olduğunu söyleyen gençler veya aileleri, resmi tescilin olmadığı durumlarda çok kere, aralarında akdedildiği ifade edilen akitlerin gereğini yerine getirmemekte, taraflardan biri ve genellikle kız tarafı mağdur duruma düşmektedir. Böylece, dinimizin nikahtan gözettiği ulvi gaye gerçekleşmek şöyle dursun, insanlar din adına birbirlerine zulmeder hale gelmektedirler."

Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Bilgilendirme Platformu, nikah kıyıldığında dinen evlilik hayatının başladığı, karı-koca arasında mehir (İslam hukukunda erkeğin evlenirken kadına verdiği/vermeyi taahhüt ettiği para veya mal), nafaka, miras gibi bir takım haklar ve sorumlulukların tahakkuk ettiğini hatırlatarak, ayrıca şu ifadelere yer verdi:

"Günümüzde bu haklar, evlilik resmen tescil ettirilmeksizin korunamadığından, evlenecek kişilerin 'resmi nikah' kıyılmadan 'dini nikah' kıydırmaları dinen uygun olmadığı gibi kanunen de yasaktır. Bu itibarla, adayların İslami ölçülere riayet ederek nişanlılık dönemini geçirmeleri, evlenmeye kesin karar vermedikçe resmi olarak kayda geçirilsin veya geçirilmesin, nikahı gerçekleştirmemeleri uygun olur."

DHA