ilmiyorum, hiç dikkatinizi çekti mi... Bazı yayın kuruluşları arasında Bodrum Nikki Beach kavgası devam ediyor... Son günlerde Hürriyet Gazetesi’nin hemen hemen tüm muhabirleri (genellikle ağır başlı siyaset yazarları) Bodrum’a gidiyor, nedense yolları Torba’da Nikki Beach denilen müzikli partiler verilen bir mekana düşüyor ve orayı yere göğe koyamıyorlar. Hürriyet’e rakip diğer yayın organları ise Hürriyet yazarlarının Nikki Beach sevdalarını yerden yere vurup, Nikki Beach ve benzerlerinin ne kadar pahalı mekanlar olduklarını belirtiyorlar. Sonradan durum anlaşıldı tabii... Meğer Nikki Beach, Hürriyet Gazetesi’ni de bünyesinde barındıran Doğan Holding’in bir kuruluşuymuş. Geçen yıl, “beach” anlayışı aleyhine atıp tutan yazarlar bile ne yapsınlar, Nikki Beach’e övgüler yağdırmak zorunda kalmışlar.
Ne yazık ki Sözcü Gazetesi’nin bir beach- oteli yok. Keşke olsaydı, düşünebiliyor musunuz, Uğur Dündar, Emin Çöl-aşan, Rahmi Turan, Yılmaz Özdil, Bekir Coşkun, Necati Doğru, Mehmet Türker gibi saygın yazarlar, beach otele gidip ellerindeki mojitolarla, özel kabin plajlara övgüler düzsünler. Ah, ah...

8

BEN DE MERAK EDİP GİTTİM AMA...

Beach-otel aslında önünde özel plajı olan, plajında müzik çalınan, müzik çalındıkça ünlülerin boy gösterdiği, paparazzilerin boy boy fotoğraf çektiği, Arap prenslerin, sonradan görme zenginlerin tomar tomar para dağıttığı yerler. Deniz oteli ya da plaj oteli demektense “Beach-Otel” demek daha havalı oluyor tabii ki...
Bendeki merak tavan boyu, ben de beach otele gideceğim elbette... Ama ne Nikki Beach’e gidip tabağı 2 bin 200 lira olan (yanlış duymadınız iki bin iki yüz lira) karışık deniz ürünleri yerim, ne de markette yüz liralık şaraba beş yüz lira fiyat koyan onun rakibi olan Blue Marlin denilen beach kulübe gidebilirim. Para kazanmak için canım çıkıyor, kazandığımı da dikkatli harcamam lazım.
Ben onların yerine Yalıkavak Gökçebel koyundaki denize sıfır, yeni adresindeki MOON BEACH-OTEL’e gidiyorum. Burası da özel plajı, plajda barı olan bir otel, burada da sürekli müzik çalıyor ama kulak zarınızı patlatmadan keyif veriyor. Hem de isminde çok havalı “Beach” kelimesi var. İstanbul’a dönünce hava atmak garanti yani...
İstanbul’da birçok işletmede başarılarını kanıtlamış olan Ali ve Erkan Ünal kardeşler işletiyor bu beach-oteli... Çocuklar için ayrı alanlar tasarlanmış, yetişkinlerin rahatı düşünülmüş. Güneşten rahatsız olanlar için cibinliklerle donatılmış bölümler de var.

19

ARTIK BİZ DE HAVA ATABİLİRİZ

Benim için en önemli yeri mutfağı tabii ki... Ege mutfağı hakim, tam bizim hanımın istediği gibi, yaz sıcağında ağırlık yapmayan salatalar, başlangıçlar, ızgaralar var. Tabii kaçamak isteyenler için de Kayseri mantısı ve ekmek arası sucuk da ihmal edilmemiş. Benim gibi göbeğini eritmek isteyenler için yasaklı gıdalar bunlar.
Etrafınızda çok fazla para harcamak istemeyen ama Bodrum’un güneşinden, serin sularından faydalanmak isteyen birçok ünlü de var. Ben pek yerli dizi izleyemediğim için birçoğunu tanıyamıyorum, neyse ki garsonumuz imdada yetişiyor, futbolcular ve şarkıcılar da var. Diğer beach otellerdeki imkanlara, hatta daha fazlasına sahip olup çok daha az ödemek isteyen birçok kişi burada...
Gerçi biz otelin konumunu, rahatlığını, muhteşem denizini, yemeklerinin lezzetlerini beğenip burada kalmaya karar verdik, isminde Beach kelimesi olmasını hiç düşünmedik ama basındaki tartışmalardan sonra artık havamızı atabiliriz. “Eee, biz bu yaz Bodrum’da Beach-otele gittik, dizi yıldızı arkadaşlarla denize girdik, ünlü pop yıldızı falanla tavla oynadık, gol kralı filanla kim şampiyon olur konuştuk.” Moon Beach-Otel’de hem havamız, hem de keyfimiz tam, anlayacağınız gibi...

7