İsmet İnönü Aydın’da konuşacaktı ama Menderes iktidarının korkusundan kimse salon vermiyordu...
CHP yöneticileri sağa-sola koşuşturuyorlar, düğün salonlarının sahipleri bile “İsmet Paşa konuşma yapacak” denilince tüyüyordu...
Aydın’da DP iktidarının 27 yaşında genç belediye başkanı “Aydın’ı düşmandan kurtaran adama bir salonu çok mu görüyorsunuz?” diyerek belediye salonunu vermişti o gün...

*

Aradan yıllar geçti...
1993...
Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı olunca, iktidar partisinin kongresinde yerine kimin geçeceğine karar verilecekti...
Seçilecek kişi bir anlamda ülkenin başbakanı olacaktı...

*

Hürriyet’in alt katında masanın etrafındakiler, başbakan adaylarından birisinin gazeteye basılacak fotoğrafını seçiyorlardı...
Bir güzel kadındı...
Sarışın...
Mayolu, içinde su olmayan bir havuzda jimnastik yapıyordu, resimler güya gizli (!) çekilmişti, onlarca pozu vardı elde...
Bir ayağı havada olan poz iyiydi...
Ama iki ayağa havada olan da güzeldi...
Kafasını bacağının arasından geçirme pozu uygun görülmedi, sırt üstü yatmış, ayaklarını kafasına değdirme pozu uygun görüldü...
“Bir de yandan çaprazlama bacak atışını koyalım” dediler...
Ülkeye başbakan seçiyorsun, güzel bacaklı olsun...

*

İki aday vardı...
Birisi kendi partisinin despotluğuna rağmen İsmet Paşa’ya belediyenin salonunu veren İsmet Sezgin; beş kez bakan olmuş, TBMM Başkanlığı yapmış, sağ-sol herkesin sevdiği, emekli maaşından başka geliri olmayan, Aydınlı, efe yürekli İsmet Sezgin...
Öbürü boş havuzda spor yapan Tansu Çiller...
Hürriyet boş havuzdaki mayolu resimleri basıp, bir de “Kasım’a kadar İsmet Abi” diye diğer adayı geçici birisi gibi gösterince, Tansu Çiller başbakan oldu...

*

O çöküşlerdir, Türkiye’yi bu günlere getirdi...
AKP rejimi; siyaset ve medyadaki çürümenin, üzerine kuruldu...

*

Dün İsmet Sezgin’i uğurladık...
Her gün biraz daha sahipsizleşiyorsun Türkiye...