ANALİZ

Türkiye’de her şey büyük hızla deforme oluyor.
Öyle bir iktidarımız var ki, sadece günü kurtarıyor. Dün ak dediğine bugün kara demekten çekinmiyor.
İşin kötüsü arkasında öyle bir biatçı kesim var ki, ne olursa olsun hiçbir şey sormuyor, hiçbir şeye itiraz etmiyor ve asla merak etmiyor.
Cumhurbaşkanı başkanlık sistemi için eskiden “emperyalizmin Türkiye’ye dayatmasıdır, Türkiye’de başkanlık sistemi olmaz” derken alkışlayanlar bugün “Başkanlık en iyi sistemdir, Türkiye derhal başkanlık sistemine geçmelidir” sözlerini de aynı şevkle alkışlıyor örneğin.
Son günlerde HDP’ye yönelik yoğun bir baskı var. Bazı HDP milletvekilleri “belli bir dava için kaldırılan dokunulmazlıklardan yararlanılarak” tutuklandı.
Başta saray olmak üzere bütün bakanlar ve yandaşlar koro halinde “Biz demiştik” diyorlar “Bizimle baş edemezsiniz, sen misin ifade vermeye gelmeyen adamı böyle yaparız işte” diye haykırıyorlar.
Oysa çok değil üç yıl öncesine kadar iktidarın en sevdiği parti HDP idi.
Terör örgütüyle masaya oturup pazarlıklar yapıyorlardı. Apo’yu kutsayan açıklamaları “Ne güzel demokrasi nihayet Türkiye’ye geldi” diyerek halka yutturmaya çalışıyorlardı.
Bunun için hepsi okumuş çocuklardan oluşan bir “Akiller heyeti” bile kurmuşlardı.
Bu akiller yurt çapına yayılmışlar, halka PKK ile anlaşmanın ne kadar iyi bir şey olduğunu anlatmışlardı.
Şimdi hepsi sessiz. Bazıları gazete yazarı olduğu için iyi kötü bir şeyler yazıyorlar belki ama onlar da eski söylediklerini unutmuş durumdalar.
Varsa yoksa “hak ettiler hapse girmeyi” edebiyatında öte değil bunlar.
Bu akiller heyetindeki mümtaz isimler dillerini ne yaptılar acaba? Neden biri çıkıp da konuşmuyor.
Basit sorular sormak istiyorum bu heyettekilere.
Günlerce Türkiye’yi karış karış gezdiniz, Kürt haklarını anlattınız, Apo’nun eskiden terörist olduğunu ama şimdi olgunlaştığını, Kürt sorununun çözülmesi için varını yoğunu ortaya koyduğunu söylediniz, HDP’nin büyük şans olduğundan dem vurdunuz.
O halde hafızanızı zorlayın. O günlerde yüzlerce HDP’liyle, yüzlerce teröristle ve milletvekilleriyle görüştünüz.
Kürt isimler bugün söylediklerinden farklı bir şey söylüyor ve
davranıyor muydu?
Özerklikle ilgili, Apo’ya ve PKK’ya bakışları ile ilgili görüşlerinde bugünden bir farklılık var mıydı?
Siz Türkiye’yi gezerken Güneydoğu’da bazı kentlerde hendekler
kazılmıyor muydu?
Ama o günlerde akiller kendilerini “üstün demokratlar” olarak görüyor, teröristlerle pazarlığı da demokrasinin bir gereği kabul ediyorlardı.
Şimdi hepsi sessiz. Dilleri kaçmış gitmiş sanki.
Biri bile çıkıp tepki göstermiyor. Biri bile “Kardeşim ne oluyoruz? Bu adamlar dün de aynı şeyleri söylüyor ve yapıyordu, şimdi neyin intikamı alınıyor, bizim emeklerimiz boşa mı gitti?” bile demiyorlar.
Oysa akil olmak belli bir düzeyin üstünde olmaktır.
O heyettekiler biraz namuslu ve dürüstlerse, biraz ahlak ve vicdan sahibiyseler asıl şimdi çıkıp konuşmak zorundadır.
O günlerin “cemaatçi” desteği ile demokrasi şampiyonu kesilenler, arkalarına devlet gücünü alarak hoyrat bir şımarıklıkla kendilerini üstün görüyorlardı.
Şimdi ise sıkıyı gördükleri için korkuyorlar ve sinip oturuyorlar.
Bunun başka bir izahını
bulamıyorum.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Terörist gibi davranmak ne demek?


Cumhurbaşkanı Erdoğan HDP’li milletvekillerinin tutuklanmalarına ilişkin açıklama yaparken “terörist gibi davranırsan terörist muamelesi görürsün” dedi.
Kastını elbette anlıyoruz ama Türkçe bu kadar bozuk kullanılınca sözün anlamı da farklı yere gidiyor.
Cumhurbaşkanına göre HDP’li milletvekilleri terörist değil ama terörist gibi davranıyor demek ki.
Bu da tutuklanmalarına yol açıyor. Cumhurbaşkanı da bunu haklı görüyor.
Oysa Cumhurbaşkanı devletin en tepesindeki isim olarak öncelikle rejimi korumak ve kollamak zorundadır.
Mahkemelerin parlamento aritmetiğini değiştirecek hamleler yapmasının anayasal bir suç olduğunu mutlaka biliyordur ve buna göre davranması gerekir.
Türkiye’de ne yazık ki demokratik kurallar ve hukukla duygular birbirine giriyor.
Milletvekilleri halkın seçtiği kişilerdir, elbette “suç işlemezler, işlerlerse de yargılanmazlar” diye bir kural yoktur. Ama milletvekilleri hangi partiden olursa olsun, yasama dönemi boyunca, parlamentonun kararıyla yargılanabilir ama tutuklanamaz. Ne gariptir ki yaratılan fiili durum ve halkın duygularıyla oynanması nedeniyle bu basit kuralı hatırlatmak bile insanı korkutuyor.

BEĞENDİM 

CHP nihayet “elalem ne der” psikolojisinden kurtuluyor


CHP uzun zamandır “yeterli muhalefet yapamamakla” suçlanıyor.
Tabii burada da sapla saman birbirine karışıyor CHP’nin muhalefette başarısız olması muhalif kanatlarda değil de iktidar tarafında daha çok konuşuluyor.
İktidar ve yandaşları yıllardır güya “bir iktidarın başarısı için etkili muhalefet şarttır” aldatmacasıyla CHP’nin her türlü muhalefetini engellemeye çalışıyor.
İktidar ve yandaşlar CHP’ye sürekli “akıllar” vererek “Böyle muhalefet yaparsan oy alamazsın, sorumlu ol” diyor. Açıkçası “Bizim arkamızda dur, fazla sorma, eleştirme, ne yaparsan yap” demek bu.
Ve gariptir ki CHP bu baskıların psikolojik etkisinden bir türlü kurtulamıyor. Sanki iktidarın “iyi muhalefet ol, halkını tanı” çağrısı altında eziliyor ve “biz de onlar gibi olursak belki şansımız olur” mantığı ile sağdan adam devşirmelerle bir yere varacağını sanıyor.
Bu psikolojik sarmal sanki kırılıyor gibi artık. CHP’nin dünkü bildirisi hem sert hem de demokrasi ve hukuk açısından umut verici. Umarım söylediklerinin arkasında dururlar ve yaratılan fiili duruma karşı halkı harekete geçirirler.
Bu arada CHP toplantısından sonra “ByLock’çu bakanların isimlerinin kısa sürede açıklanacağı” bilgisini aldık. İyi de neden hemen değil de bir süre sonra?
İsimler eldeyse hemen açıklanmalı. Aksi takdirde “ince iktidar propagandası” harekete geçer ve “kimden gelmesini bekliyorsunuz?” diyerek “CHP FETÖ’nün kucağında oturuyor” safsatasının yayılmasını pekiştirirler.

TWİTTER TROLLERİ

Gece ATM kuyruğundaydınız geyiği


Birkaç gündür Twitter ve Facebook’a girmek mümkün olmuyordu.
Çünkü Başbakan “Ben kestirdim” açıklaması yaptı. OHAL var ya, ne kanun ne hukuk tanınmıyor. Başbakan “Kesin” diyor kesiyorlar.
Şimdi hesapta açık gibi görünüyor ama canları isterse yine keserler.
Twitter’a kavuşunca meşhur “darbe geyiğinin” artarak sürdüğünü gördüm.
Dinci faşist darbe girişiminden hemen sonra “Bu darbe gündüzden bastırılmış ama akşam halk önünde tekrar oraya konmuş gibi geliyor bana” diye yazmıştım. Hem de iki kere. Birkaç kez de televizyonlarda söylemiştim. Ama son Habertürk programında tekrarlayınca bazıları ancak uyandı ve sosyal medya trollerine saldırı emri verdiler. Bunu nasıl söylermişim? Genel tema bu. Ama bir de hiç bıkmadıkları bir “geyik” var.
Efendim bu cengaverler tanklara karşı canlarını ortaya koyarken ben ve benim gibiler sabahlara kadar ATM başında kalmışız.
Güzellerim, o gece ne yaptığımı (zı) defalarca yazdık, anlattık. Hâlâ bu geyik üzerinden kahramanlık taslamanın ne anlamı var? Daha akıllı ve zeki başka geyikler bulun artık.

BUNU YAZMAK GEREK

Bu isimleri not edelim ve unutmayalım


AKP iktidarının sırf Güneydoğu bölgesinden daha fazla oy almak ve HDP’yi baraj altında bırakarak bölgenin tüm milletvekillerine sahip olmak için başlattığı içi boş “açılımın” en büyük destekçileri, güçlerini iktidardan alan akiller heyetiydi.
Bugün bunların hepsi suskun.
Ama bu isimleri unutmamak gerek. Çünkü bunlar yarın devran değişirse yine “en fedakar demokratlar” olarak karşımıza çıkacaktır.
Çabuk unutan bir toplum olduğumuz için de o günün şartlarında bunlar yine kıymete binecektir.
Bu nedenle bu listeyi mutlaka kesip saklayın. Günü geldiğinde yüzlerine çarparsınız;

iŞTE AKiL iNSANLAR HEYETi


AKDENİZ BÖLGESİ

1. BAŞKAN: RİFAT HİSARCIKLIOĞLU
2. BAŞKAN VEKİLİ: LALE MANSUR
3. SEKRETER: TARIK ÇELENK
4. KADİR İNANIR
5. NİHAL BENGİSU KARACA
6. ŞÜKRÜ KARATEPE
7. MUHSİN KIZILKAYA
8. ÖZTÜRK TÜRKDOĞAN (İHD)
9. HÜSEYİN YAYMAN

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ

1. BAŞKAN: CAN PAKER
2. BAŞKAN VEKİLİ: SİBEL ERASLAN
3. SEKRETER: AYHAN
OGAN
4. MAHMUT ARSLAN (HAK-İŞ)
5. ABDURRAHMAN DİLİPAK
6. İZZETTİN DOĞAN (CEM VAKFI BAŞKANI)
7. ABDURRAHMAN KURT (AK PARTİ DİYARBAKIR ESKİ MİLLETVEKİLİ)
8. ZÜBEYDE TEKER (Tutuklu Hükümlü Aileleri Dayanışma Dernekleri Federasyonu
(TUHAD- FED) Başkanı)
9. MEHMET UÇUM (ANAYASA PLATFORMU SÖZCÜSÜ)

EGE BÖLGESİ

1. BAŞKAN: TARHAN ERDEM
2. BAŞKAN VEKİLİ: AVNİ ÖZGÜREL
3. SEKRETER: ARZUHAN DOĞAN YALÇINDAĞ
4. HASAN KARAKAYA
(Vefat etti)
5. EROL EKİCİ (DİSK)
6. HİLAL KAPLAN (YENİ ŞAFAK GAZETESİ YAZARI)
7. FUAT KEYMAN (AKADEMİSYEN - YAZAR)
8. FEHMİ KORU
9. BASKIN ORAN

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

1. BAŞKAN: YILMAZ ENSAROĞLU
2. BAŞKAN VEKİLİ: KEZBAN HATEMİ
3. SEKRETER: MEHMET EMİN EKMEN
4. MURAT BELGE
5. FAZIL HÜSNÜ
ERDEM
6. YILMAZ ERDOĞAN
7. ETYEN MAHÇUPYAN
8. LAMİ ÖZGEN (KESK)
9. AHMET FARUK ÜNSAL (MAZLUM DER)

İÇ ANADOLU BÖLGESİ

1. BAŞKAN: AHMET TAŞGETİREN
2. BAŞKAN VEKİLİ: BERİL DEDEOĞLU
3. SEKRETER: CEMAL UŞŞAK (Vefat etti)
4. VAHAP COŞKUN
5. DOĞU ERGİL
6. EROL GÖKA
7. MUSTAFA KUMLU (TÜRK-İŞ)
8. FADİME ÖZKAN
9. CELALETTİN CAN

MARMARA BÖLGESİ

1. BAŞKAN: DENİZ ÜLKE ARIBOĞAN
2. BAŞKAN VEKİLİ: MİTHAT SANCAR
3. SEKRETER: LEVENT KORKUT
4. MUSTAFA ARMAĞAN
5. ALİ BAYRAMOĞLU
6. AHMET GÜNDOĞDU (MEMUR-SEN)
7. HAYRETTİN KARAMAN
8. HÜLYA KOÇYİĞİT
9. YÜCEL SAYMAN

KARADENİZ BÖLGESİ

1. BAŞKAN: YUSUF ŞEVKİ HAKYEMEZ
2. BAŞKAN VEKİLİ: VEDAT BİLGİN
3. SEKRETER: FATMA BENLİ
4. ŞEMSİ BAYRAKTAR (TZOB)
5. KÜRŞAT BUMİN
6. ORAL ÇALIŞLAR
7. ORHAN GENCEBAY
8. YILDIRAY OĞUR
9. BENDEVİ PALANDÖKEN (TESK)