Başlık, 1977 yılında yayınlanan tipik bir Aziz Nesin romanının adıdır. Kitap, Yaşar Yaşamaz adlı bir kişinin, nüfus cüzdanı olmadığı için başına gelen bin bir türlü olayı anlatır. Yaşar, kanlı-canlı yaşayan bir insandır. Ama resmi makamlar indinde böyle bir insan “yoktur”. Yani Yaşar, yaşamamaktadır.
Mesela Yaşar Yaşamaz, yaşasaydı Türkiye nüfusuna dahil olmayacaktı. Çünkü resmi makamlar, belgesi olmayan gerçeğe “gerçek” demez.
Halbuki iktisat bir bilimse ki öyledir, dayanağı “hukuki delil” değil, somut gerçek olmalıdır. Resmi istatistiklerin çoğu kez “doğru/gerçeği” yansıtmamasının esas sebebi “kayda” dayanmasıdır. İşin daha vahimi, kendilerine bilim insanı denen kişilerin de makalelerinde “resmi rakamları” hiç irdelemeden “somut gerçek” gibi ele almaları ve bunlardan sonuç çıkarmalarıdır.

YUVARLAK RAKAM, DAHA DOĞRUDUR (LESS PRICISE, MORE ACCURATE)

Bilimsel deneylerin veya bulguların sonuçlarını “ölçülemeyen hassasiyette” ifade etmek bilimsel değildir. Türkiye İstatistik Kurumu, 31 Aralık 2015 günü itibarıyla (gün tamam da, saat ve dakika belirtilmemiş) Türkiye’nin nüfusunu, daha doğrusu Türkiye’de ikamet eden kişi sayısını, 78 milyon 741 bin 53 kişi olarak açıkladı. Bu bilginin kaynakları ise İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından güncellenen Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi ile kurumsal (kışla, cezaevi, huzurevi, öğrenci yurdu vs.) yerlerde kalanların sayısı imiş.
Türkiye’de ikamet eden kişi sayısı gibi tanımı bile tartışmalı bir şey, son üç kişiye kadar sayılamaz. Birkaç soru sormak istiyorum: Türkiye’de ikamet eden Suriyeli ve sair mültecilerin kaçı bu toplama dahildir? 31 Aralık gecesi Ayvalık’tan, Midilli’ye hareket eden şişme botlarda bulunanlardan kaçının ikamet kaydı vardır? Acaba kayıtlılar, Türk karasularını terk edinceye kadar, Türkiye nüfusuna dahil edildiler mi? Yılın yarısını Almanya’da, yarısını Türkiye’de geçiren Almanlar veya “çifte pasaportlu” Türkler, hangi ülkenin nüfusuna dahiller? Yoksa ikisine de mi? Sorularımın amacı, Türkiye nüfusunun 78 milyon 741 bin 53 olarak açıklanmasının yanlışlığını göstermektir. Böyle bir sayı yoktur. Nüfusumuz 78.5 milyon dense daha az yanlış olur.

ALMANYA, AMERİKANLAŞIYOR

Türkiye’nin nüfus istatistiklerini incelerken, aklıma birden “İkinci vatan Almanya” geldi. İnternette dolaşmaya başladım. Almanya’nın nüfusu için verilen rakamlar arasında bir milyondan fazla fark var.
Devlet İstatistik Kurumu DESTATİS’e göre Almanya’nın nüfusu 81.5 milyon. Almanya’da yaşayanların 16.2 milyonu “yabancı” doğumlu. Bunların yarısı halen Alman vatandaşı değil. Ama orada oturduklarından Almanya nüfusuna dahiller.
Yapılan tahminlere göre, 2016’da Almanya’da yaklaşık 720 bin çocuk doğacak, 880 bin büyük ölecek. Yani Almanya “net” göç almazsa, nüfusu 160 bin kişi azalacak. Sadece bu değil, Almanya dışarıya göç veren bir ülke. Alman devleti, iktisadi, sosyal ve siyasi sebeplerle nüfusunun azalmasını istemiyor. Almanya, 2009’dan itibaren Amerika kadar göçmen almaya başlamış. Son dönemde 1.5 milyon kişi Almanya’ya yerleşmiş. Net nüfus artışı bu sayede 2014’te 550 bin kişi olmuş. Merkel’in, Suriyeli de olsa göçmen alarak büyümeyi sürdürme politikasını “Avrupa” onaylamıyor.
SON SÖZ: Baltayla kesilen pastırmanın, dilimi ince olmaz.