Çarşamba akşamı futbolun ne denli sürprizlere açık bir oyun olduğunu gördük. Bu, her takıma bir ders olmalıdır, zira futbol 90 dakikadır bitmeden netice alınamaz, bunun çok misali de vardır. Beşiktaş bunu yaptı ama bence bunu 90 dakika hiç susmadan kendilerini destekleyen dünyanın en güçlü seyircisi olan taraftarına borçludur. Bu da moral motivasyonun sporda ne denli büyük bir etken olduğunun en büyük ispatıdır. Büyük taraftarımıza teşekkürler. Bu maç bugüne kadar Beşiktaş hakkında yaptığım tenkitlerde ne denli haklı olduğumu da gösterdi. Ne demiştim: “Geride iki kişi, orta sahada iyi bir oyun kurucu ve ilerde de bir golcü eksikliğiyle Beşiktaş içerde belki başarılı olabilir ama Avrupa’da başarı isteniyorsa, bu 4 oyuncuya kesin ihtiyaç var.” Neydi o gollerdeki savunma hataları, hele üç direkten dönerek yediğimiz goldeki acizliğimiz! Neyse dediğim gibi müthiş seyirci desteği ve nedense maçın başında konmayan Cenk’in harika golü takımı ateşledi ve mucize oldu. Fakat papaz her zaman pilav yemez bunu unutmayalım. Şimdi gidip D.Kiev’den puan almak şart oldu, inşallah talih yine bize güler. Ama gençler! Evet genç takımımız UEFA Gençler Ligi’nde Benfica’ya 3-0 yenilerek dibe yerleşmiş. Çok ama çok üzüldüm, zira geleceğimiz demek ki çok kötü, bu netice bunu açık ve net gösteriyor. Bu takımın Rıza’lı, Ziya’lı, Fikret’li vs, o muhteşem altyapısında, dört yıla yakın genel kaptanlık yapan ve sonra bunlara Ali, Feyyaz, Gökhan, vb gençlerin katılmasıyla 10 yıl yenilmez armada bir takım olan Beşiktaşımızı gören, yaşayan biriyim. Hep altyapı dedim ama kendim söyledim kendim dinledim. Ne Federasyonumuz, ne Beşiktaş’ımız, ne de diğer takımlarımız buna inandılar, ne mi oldu? Tüm kulüpler borç batağında, sahalarda ve TV başında seyirci yok, futbolumuz yabancıların istilasında, dolar 3.50 ye giderken dövizlerimiz yabancı transferlere ve milli takımız futbolcularına boşuna verilen Euro bazında primlerle har vurulup harman savruluyor. Ne zengin ülkeyiz değil mi? Yazık çok yazık.