Bütün dertleri ahlaktı!..
Türkiye’de ahlak çökmüş, bunlar düzeltecekti...
“Edep, adap, ahlak” diye diye, toplumun ahlak anlayışını da çürüttüler!..
“En az üç çocuk”
“Üç, beş, Allah ne verdiyse”
“Doğurun doğurabildiğiniz kadar”
“Bir çocuk mu? Olmaz, bas gaza”
İşe Orman Bakanı da karıştı:
“Beş çocuğu olmayanı müdür yapmam”
Sonunda iktidardan Meclis’e yasa teklifi geldi:
“Küçük kızlar tecavüzcüsüyle evlendirilsin, tecavüzcü hapisten kurtulsun”

*  *  *

İktidarın teklifi bunun gibi bir şey...
Efendim düğün yapılıyormuş, siyasetçisi, yöneticisi, savcısı da gidiyormuş...
Sonra kızın yaşı küçük diye damat hapse atılıyor, mağdur oluyorlarmış...
Aslında bu durumda....
Damadın ailesi ahlaksız!..
Kızın ailesi ahlaksız!..
Nikahı kıyan imam ahlaksız!..
Düğüne giden siyasetçi, yönetici, savcı ahlaksız!..
Eğer ortada tecavüz yok da aileler evlendiriyorsa, o kızla erkeğin analarıyla babalarının hapse atılması gerekir!..

*  *  *

Burada iki durum var...
Birincisi, yukarıda anlattığımız gibi ailelerin ahlaksızlığı sonucu kız çocuğunun düğün dernek evlendirilmesi...
İkincisi, tecavüze uğrayan küçük yaştaki kızın ailesinin parayla veya başka türlü baskıyla ikna edilip tecavüzcüsüyle evlendirilmesi...
Bunlar yeni bir şey değil, daha da sıklıkla görülmeye başlanan olaylar...

*  *  *

AKP’li dindar (!) vekillere göre, evlendirilsin bitsin bu iş...
O zaman soruyorlar:
Tecavüze uğrayan erkek çocukları da mı tecavüzcüsüyle evlendirilecek?..
O kafanın ürettiği çareden (!) bu soru çıkıyor...
Ensar Vakfı’ndaki erkek öğrencilere tecavüzler unutulmadı..

*  *  *

Dün SÖZCÜ’de iki haber vardı...
Biri Çorum’da Ensar Vakfı Şube Başkanı olan ve aynı zamanda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği yapan adam, iki küçük öğrencisine istismardan hapse atıldı...
Diğeri Antalya’da yine Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni öğrencisine sarkıntılıktan tutuklandı!..
Bakınız, bu ahlaksızların ikisi de DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ öğretmeni...
Dindar ve kindar nesli bunlar yetiştirecekler!..

*  *  *

Yangından mal kaçırır gibi gece vakti Meclis’e getirilen teklifin sahiplerinden AKP’li vekil ortaya çıktı ve bütün tepkilere meydan okudu:
“Teklifi geriye çekmiyoruz”
Çünkü bu durum Türkiye’nin kanayan yarası imiş!..

*  *  *

Türkiye’nin kanayan yarası, ahlaksızlığın, kadına şiddetin, magandalığın, ilkelliğin ülkeyi sarmasıdır...
Türkiye’nin kanayan yarası yoksulluk, yolsuzluk, hırsızlık, adaletsizliktir...
Türkiye’nin kanayan yarası dinin bile ahlaksızlığa alet edilmesidir...
Sonuç olarak...
Türkiye’nin kanayan yarası ülkenin bu kafalara teslim edilmiş olmasıdır!..

Ayıp!..


Bu kadar yazıldı, ayıplandı, Genelkurmay’dan gelen açıklama evlere şenlik... KKTC Kuruluş Yıldönümü Resepsiyonu’nda, Rahşan Ecevit, “hürmetle” asansörden alınmak istenmiş!..
Şu nezakete (!) bakınız... Özür mektubu veya Hulusi Akar’ın telefon etmesi filan yok, kuru kuruya iki satırlık açıklama...
Zaten birazcık nezaket olsaydı, Cübbeli Ahmet’le bile tokalaşan ülkenin Genelkurmay Başkanı, Kıbrıs Fatihi rahmetli Başbakan’ın eşinin yanına gider hatırını sorardı...
Dün baktım Hulusi Akar ile Hakan Fidan, Recep Bey’i ortalarına alıp, Semerkant’ta hatıra fotoğrafı çektirmişler...
15 Temmuz’un üçlüsü bir arada... Üçü de neşeli...