Ülkem bu denli yoğun sorunlar yaşarken, bakın bizi yönetenler neler diyor:
Her şey güllük gülistanlık, sıkıntı yok, durum kontrol altında!
Bizi yönetenlere mi, yoksa yaşadıklarımıza mı inanacağız?
Nasıl bu kadar yoğun sıkıntılar yaşanırken halen ‘BAŞKANLIK’ denebiliyor?
Yeni bir anayasa ile yola çıkıldı... Ancak şu anda yeni anayasanın adı var, kendisi ortada yok. Varsa yoksa ‘başkanlık’.
Yapılması düşünülen anayasa sır gibi saklanıyor. Kozmik büroya girildi ama anayasanın içeriği öğrenilemedi. Soruyorum; bu anayasa halk için yapılmıyor mu? Neden kamuoyuna açıklanıp tartışmaya açılmıyor?
Beyler ‘yeni anayasa’ ve ‘başkanlık’ diyerek ülke sorunlarını daha da çözümsüz hale getiriyorsunuz. Şu dönemde ‘güçlü yasama’ ve ‘güçlü yürütme’ ile sorunlar rahatlıkla aşılabilirdi.
Yeni anayasayı referanduma götürmeye kararlısınız. Anayasayı ‘evet’ veya ‘hayır’ olarak değil, çok seçenekli sorular sorarak oylamaya götürmelisiniz. Oy kullanacak insanlar tek seçeneğe zorunlu kalmamalı.

BAHÇELİ BİR ANKET YAPTIRSIN

Sayın Bahçeli; bireysel olarak yeni anayasa ve başkanlığa tek başınıza verdiğiniz bu destekten dolayı tarihe altın harflerle geçeceksiniz. Parti grubunuzdaki milletvekillerinin çoğu sizinle aynı görüşü paylaşmıyor. Keşke parti tabanınızdaki sesleri dinleseydiniz. Yerinizde olsam bir araştırma şirketine anket yaptırarak ‘oy oranımın’ şu anda kaç olduğunu öğrenirdim.
Başkanlık gelirse MHP Türk siyasetinden silinmeyecek mi? Uzun yıllar siyasetin içinde, milliyetçi muhafazakar bir partili ve de başkan olarak parlamenter demokrasiden ne zarar gördünüz? Şu anda Cumhurbaşkanı başkanlık yetkilerini fiilen kullanmıyor mu? Anayasaya aykırı bu yetki kullanımına neden karşı çıkmıyorsunuz?
İktidarın zaten şu anda tek amacı anayasa falan değil, amaç Sayın Erdoğan’ı Başkanlığa taşımak.
İçerde katil PKK ve hain FETÖ’cüler. Dışarıda neden içinde olduğumuzu bir türlü anlayamadığımız Suriye ile ilgili problemler. Tüm Batı ile ilişkilerimiz kopma noktasında. Ekonomi feryat ediyor. AB görüşmeleri deepfreeze’e konuldu. Sizler ‘başkanlık da başkanlık’ diyorsunuz. Bu acele niye? Yangından mal mı kaçırıyorsunuz? 2019 da nasıl olsa seçim var, başkanlık gelirse Türkiye’nin uçacağını mı sanıyorsunuz?

KARAMSARLIĞA KAPILMAK YOK

Son dönemde Türkiye’nin gündemine ‘Şanghay’ düştü. Durup dururken bu da nereden çıktı? Ben birey olarak emperyal Batı’nın dostluğuna ne inanır, ne de güvenirim. Fakat Dünya’nın gerçeği ortada. Bunu göz ardı etmemeli ve Batı ile ilişkilerimizi germemeliyiz. Türkiye’nin Batı’dan kopması asla söz konusu olamaz ve olmamalıdır. Aydınlık, Batı’nın demokratik ilkelerindedir. Şanghay Beşlisi ile de ilişkilerimizi iyi tutmalıyız. Atamızın sözünü unutmayalım ‘Yurtta sulh, cihanda sulh.’ Uluslararası siyaset poker oyunundaki rest çekmeye benzemez, Batı’ya rest çekersek ulusça her açıdan canımız yanar. Onlar geçmişten beri bizi karıştırmaya uğraşmıyorlar mı? Biz ilişkilerimizi Batı ile iyi tutarak bunlara engel olmalıyız.
Ulusum hem Kurtuluş Savaşı’nda, hem de bugünlere gelinceye kadar inanılmaz zorluklar yaşadı. Hepsini aştı. Bizler bugünleri de aşacağız. Koşullar ne olursa olsun, karamsarlık yok!
Değerli okurlar; ben halen yeni anayasanın parlamentodaki oylamasından 330’un çıkacağına inanmıyorum. AKP ve MHP içindeki parlamenter demokrasiye inanan milletvekilleri oylamada ‘RET ’oyu kullanacak ve Cumhuriyet’e borçlarını ödeyeceklerdir.
Ülkemiz; dil, din, ırk, mezhep, etnik köken ve siyasi inanç farklılıkları göstermeksizin kenetlenecek ve bu sıkıntıları da aşacaktır. Bu birlikteliğimiz dış dünyaya da güçlü bir resim verecektir.
Özü şu; bugün de gelecekte de ülkemi aydınlığa taşıyacak tek çözüm demokratik parlamenter sistemdir.
İmparatorluk bakiyesi bu toprakları parçalanmadan bir arada tutmamız bizim namus borcumuzdur.
SON SÖZ; Bizim memleket ızdıraba katlanmasını biliyor da, ona karşı durmasını beceremiyor. KEMAL TAHİR