Sayın Bahçeli, rahmetli Alparslan Türkeş’in daveti ile MHP’de siyasi yaşama adım attınız ve partiye büyük katkılar verdiniz. 1997 Kurultayı’nda genel başkan seçildiniz. Genel Başkanlığınızda yaptığınız hizmetlerden en önemlisi de gençlik kollarını sokaktan çekmeniz olmuştur.
Zaman zaman AKP iktidarının sıkıştığı dönemlerde de onlara destek verdiniz. AKP çok arzu etmesine rağmen, ülkenin içinde bulunduğu zor koşullar nedeniyle başkanlığı gündeminden çıkarmıştı. Gelin görün ki, hiçbir neden yokken siz başkanlık konusunu gündeme getirdiniz. Nasıl olsa, “Sayın Cumhurbaşkanı Anayasa’yı aşan yetkileri kullanıyor, başkanlık sistemini referanduma götürüp yasallaştıralım” dediniz. Bu sözleriniz bir anda ülke gündemine bomba gibi düştü ve anında AKP’liler bu söylemin üzerine atladılar. Söyleminiz, parti tabanı ve parti içi muhalifleri ayağa kaldırdı. Partililer, bu söylemler sonucu yapılacak bir seçimde partinin baraj altına ineceği korkusuna kapıldı. Medyada bu söyleminiz yoğun bir biçimde tartışılmaya başlandı. MHP’nin parti büyükleri, başkanlıkla ilgili sorulara cevap verirken çok zor durumlara düştüler. Meclis’te “evet”, referandumda “hayır” denilecekmiş. Bunun ne anlama geldiğini kimse anlayamadı. Derken, Sayın Bahçeli, grup toplantısında hem Meclis’te hem de referandumda “evet” deyince, kamuoyu artık parti olarak neye karar vereceksiniz diye düşünmeye başladı.
Bu içine düşülen durum, yakında Cem Yılmaz’ın repertuvarına girer, izleyicileri de gülmekten kırar geçirir.

HEP YANLIŞ ADIMLAR ATILIYOR…

Sayın Bahçeli, 7 Haziran seçimlerindeki uzlaşmaz tutumunuz ülkeyi hiç gereği yokken 1 Kasım’da yeni bir seçime taşıdı. 1 Kasım seçimlerinde ne oldu? 80 olan milletvekili sayınız 40’a düştü. Bu anlaşılmaz tutumunuzdan dolayı ülkemizin bir kaos ortamına girdiğini hep beraber izledik. Ayrıca 1 Kasım seçim sonuçları ile partide olağanüstü kongre sesleri de yükselmeye başladı. Siz, olağanüstü kongreye yasal yollardan engel oldunuz. Bu dönemde AKP’nin size yargı desteği verdiği de iddia edildi. AKP’nin neden partinize bu desteği verdiğini iyi değerlendirmeliydiniz. Eğer MHP’de kongre yapılıp, yönetim değişikliği olsa idi, oy oranınızın yüzde 20’leri geçme ihtimali çok yüksekti. Sayın Bahçeli, 2002 seçimlerinden önce de erken seçim istemiştiniz ve partiniz baraj altında kalmıştı.
Partiden ihraç ettiğiniz ve edeceğiniz arkadaşlarınızla yıllarca omuz omuza mücadele verdiniz. Bu ihraçlarla parti içi demokrasi örtüşüyor mu? Bu insanlar durup dururken aday olmadı. Parti devamlı kan kaybediyordu. Parti yönetiminde metal yorgunluğu gibi siyasi yorgunluk başlamıştı. Kongre delegelerinin büyük çoğunluğu da değişim istiyordu. Uygar toplumlarda siyasi partiler başarısız olduğunda parti başkanı istifa eder. Şükürler olsun ki, ülkemizde böyle bir adet yoktur. Taban “YETER” dese, onlar komşu kızının adından söz ediliyor sanırlar.

OY ORANINIZI ARTIRMAK ELİNİZDE

Sayın Genel Başkan, MHP Türk siyasi yaşamının, temel taşlarından biridir. Türkiye’nin geleceği için her dönemde daha da büyüyerek parlamentoda temsil edilmelidir. Çevreniz size nasıl anlatıyor bilemiyorum. Ama bu koşullar da baraj altı riskiniz akıllardan çıkarılmamalıdır. Yukarıda anlatılanlar tabanınızın sesidir.
Parti olarak Meclis’te yapılacak oylamada grubunuzu serbest bırakın ve referandumu engelleyin. Örtülü bir biçimde de olsa, sizi erken genel seçimle tehdit ediyorlar. Sizler, yiğit Türk milliyetçilerisiniz. Bu tehditlere pabuç bırakmayın ve “hodri meydan” deyin. Bu eyleminizle MHP, kamuoyu gözünde çok büyüyecektir.
AKP, şu anda kendi içindeki FETÖ’cüleri temizleyemiyor. Bunun sebebi de Meclis içindeki çoğunluklarını kaybetme korkusudur.
Gerçek olan; Türkiye’yi aydınlık günlere taşıyabilmenin tek yolunun “PARLAMENTER SİSTEM” olduğudur.
Sayın Bahçeli, gelin tez elden partide yeniden kardeşlik deyin. Muhalif olanlar da sizin parti kardeşlerinizdir. Kucaklaşın ve yeniden oluşturacağınız bu birliktelik, MHP’yi kanatlandırsın. Siyasette kırgınlık, kızgınlık yok derler. Kızgınlık olsa, Sayın Kurtulmuş ve Sayın Soylu AKP’ye gidebilirler miydi? AKP istediği kadar erken seçim desin, MHP bu birlikteliği sağladığında, ilk seçimde iddia ediyorum oy oranınız yüzde 25’e ulaşacaktır. Böyle olunca AKP’nin içine ateş düşecektir.
SON SÖZ: AĞZINDA BAL OLAN ARININ, KUYRUĞUNDA İĞNESİ
VARDIR. JOHN LYLY