2004 sonbaharında, uzun zamandır hayalini kurduğum ve görmeyi çok istediğim Kuzey Hindistan’a motosiklet seyahati projesini artık gerçekleştirmek niyetindeydim. Daha önce farklı motosikletlerle, 1995’te akrabam Yusuf Dino’yla Yunan adalarına, 1997’de kız arkadaşımla İstanbul’dan Katmandu’ya ve 2002’de AKUT’tan Demir Kardaş ve Alman motorcularla da Tibet’e gitmiştim. Her üç seyahatim de hafızamda harika lezzetler bırakmıştı. En az, bana kendimi aşma fırsatı veren dağcılığı sevdiğim kadar, bana dünyayı tanıma fırsatı veren motorculuğu da sevmiştim. Haritasını 7 yıl önceden satın alıp hayalini kurmaya başladığım Kuzey Hindistan’da, kendi motorumla değil de bu kez Hindistan’ın Enfield’ıyla bu yolculuğu gerçekleştirmeye karar vermiştim...

Kuzey Hindistan Ekibi: Nasuh Mahruki, Sinan Kazancıoğlu, Dr. Selim Tansal Kuzey Hindistan Ekibi: Nasuh Mahruki, Sinan Kazancıoğlu, Dr. Selim Tansal


ENFIELD’LARLA YOLLARDA

Asya coğrafyasında yıllardır yaptığım yolculuklarda, bu kültürde çok kullanışlı bir ulaşım aracı olarak önemli bir yeri olan, üretimi uzun bir süredir Hindistan’da yapılan eski İngiliz yapımı Enfield motosikletlerin, dünyanın dört bir tarafından gelen gezginler için son derece cazip imkanlar sunduğunu gözlemledim. Daha ekonomik olması, bakım ve onarımlarının Hindistan’ın hemen her yerinde yapılabilir olması ve en önemlisi, Enfield markasının ve kültürünün, bu coğrafyanın insanları için ifade ettiği geleneksel yaşam biçimi ile gezgin Batılılar için taşıdığı keşfetme ruhunu çok iyi bütünleştiren bir araç olması, Enfield markasını, Hindistan’da benzerlerinin arasında çok ayrı bir konuma taşıyor...

Kuzey Hindistan’ın uçsuz bucaksız coğrafyalarında yol aldık. Kuzey Hindistan’ın uçsuz bucaksız coğrafyalarında yol aldık.


Kalp Cerrahı Dr. Selim Tansal, mobilya işleri olan, eski eserlere meraklı Sinan Kazancıoğlu ve benden oluşan 3 kişilik ekibimiz, uzun yolculuğa İstanbul’dan Delhi’ye uçakla giderek başladı. Delhi’ye vardıktan sonra, birkaç gün süren yoğun bir araştırma sonunda, Soni Motors’tan Enfield motosikletlerimizi kiraladık. Mütevazi firmanın sahibiyle de çok iyi anlaştık ve 2009’da Mine’yle evlendiğimiz Bhutan ve Himalaya krallıkları seyahatimizde de, 2012’deki 2. Kuzey Hindistan seyahatimizde de, motorlarımızı yine aynı yerden kiraladık. 500 cc. motor hacmindeki tek silindirli bu motosikletler, kaba ve basit yapıları, aşağı doğru büyüyen vites sitemleri, sol ayaktan arka fren ve sağ ayaktan vites değiştirme kolları ve güçlü görünümleriyle, harika sesiyle Hindistan’ın sert yol koşullarına çok iyi adapte olmuş durumdalar. Bizimkilerden farklı vites sistemine sahip motorlara ve ters trafiğe alışmak için kısa bir alışma sürüşü sonrasında da kuzeye doğru uzayan rotamıza girdik...

4500 - 5000 metrelik muhteşem manzaralı dağ geçitlerinden geçtik. 4500 - 5000 metrelik muhteşem manzaralı dağ geçitlerinden geçtik.


DÜNYANIN EN YÜKSEK YOLLARI

Beş hafta süren yolculuğumuz boyunca, yılda sadece birkaç ay açık kalan dağ yollarını aştık, Hindu, Budist ve Müslüman kültürlerinin iç içe geçtiği, rengarenk dokusu, eşsiz coğrafyası, yüksek dağları, sert doğası ve iklimi, dünyanın en yüksek araç kullanılabilen dağ geçitleri, yüksek irtifa platoları, ücra köşelerdeki yüzlerce yıllık manastırları, gizli kalmış doğal güzellikleri, geleneksel festivalleriyle sıra dışı bir görsel şölen niteliğindeki bu sessiz, sakin, dingin bölge, hayatımız boyunca hiçbir zaman unutamayacağımız dolu dolu beş hafta yaşattı bize...

Karakurum Dağları’nı aşıp Kashmir’i geçtik. Karakurum Dağları’nı aşıp Kashmir’i geçtik.


Kuzey Hindistan’ın Ladakh bölgesi, kilometrekareye düşen 2 kişilik ortalaması ile dünyanın en düşük nüfus yoğunluğuna sahip coğrafyalarından biri. İki muazzam dağ sisteminin, Himalayalar’ın ve Karakurum Dağları’nın geçiş bölgesinde yer alan Ladakh, kayalık ve soğuk bir çöl olarak da tanımlanabilecek sessiz, uçsuz bucaksız bir coğrafya. Bu olağanüstü coğrafyaya çok iyi uyum sağlamış farklı etnik yapılardan oluşan topluluklar binlerce yıldır geleneklerine bağlı olarak yaşıyor ve kültürlerini
yaşatıyor...

5602 metrelik, bir dönem dünyanın en yüksek araç kullanılabilen geçidi olan Khardung La’dan geçtik. 5602 metrelik, bir dönem dünyanın en yüksek araç kullanılabilen geçidi olan Khardung La’dan geçtik.


LADAKH FESTİVALİ

Uzunca bir süre kapalı bir ekonomi ve sosyo kültürel yapı ile dış dünyadan bağımsız bir yaşam sürdüren Ladakh, 1974’ten sonra turizm faaliyetlerine açılıyor. Manali’den Leh’e giderken kullandığımız yol ise, bölgenin coğrafi koşullarının ve yüksekliğin bütün zorluklarına rağmen, büyük fedakarlıklar sonunda 1989 yılında açılıyor. 2004’te henüz onbeş yıllık bir geçmişi olan bu zorlu yolları aşarak çok etkileyici görüntülerin yaşandığı geleneksel Ladakh Festivali’ne de katıldık. Döndükten sonra, motosiklet ve fotoğrafı bütün coşkusu ve renkliliğiyle bir kez daha birleştirdiğimiz bu seyahatin fotoğraf sergisini ve belgeselini de, bu görsel ve kültürel zenginliği Türk izleyicilerle paylaşmak amacıyla hazırladık...

Krishna'nın Arjuna’ya Dharma yasasını öğrettiği Kurukşhetra'dayız.  Krishna'nın Arjuna’ya Dharma yasasını öğrettiği Kurukşhetra'dayız.


Seyahatimiz sırasında geçtiğimiz yerler arasında; Delhi, Hindistan’ın en büyük destanlarından biri olan Mahabbarata Savaşı’nın yaşandığı ve Bhagavat Gita’nın indirildiği yer olan ve Krişhna’nın Arjuna’ya Dharma yasasını öğrettiği Kurukşhetra, Guru Padmasambhava’nın Tibet’e Budizmi yaymak için yola çıktığı Rewalsar Gölü, Shimla, Kulu, Manali, Leh, Ladakh, Zanskar, Jammu, Kashmir, Srinagar, Udaipur ve 14. Dalay Lama Tenzin Gyatso’nun ve Tibet’ten 1959 yılında kaçmak zorunda kalan Tibet’lilerin yaşadığı Dharamsala da yer aldı. Hepsini hafızamızın torunlara hikayeler bölümüne ekledik...
Bu harika yolculuğun belgeselini 3 kısa bölüm halinde, sevgili Bilge Alpay’ın harika kurgusuyla aşağıdaki bağlantılardan izleyebilirsiniz.
• 1 bölüm; https://www.youtube.com/watch?v=FTuMiygHQGc
• 2 bölüm; https://www.youtube.com/watch?v=Ko_30Ms2C2A
• 3 bölüm; https://www.youtube.com/watch?v=bAW_5pAg7eM

Bu haftaki köşemi, yaşasaydı yarın 56 yaşına basacak olan, hayatımda tanıdığım en sıra dışı ve özgün karakterlerden değerli dostum Sinan Kazancıoğlu’na ve onunla yaptığımız unutulmaz motosiklet yolculuğuna ayırmak istedim. Bu haftaki köşemi, yaşasaydı yarın 56 yaşına basacak olan, hayatımda tanıdığım en sıra dışı ve özgün karakterlerden değerli dostum Sinan Kazancıoğlu’na ve onunla yaptığımız unutulmaz motosiklet yolculuğuna ayırmak istedim.