AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana, büyük bir enerji ve kararlılıkla, koca Türkiye’yi kendi kafasındaki ilkel düşünce kodlarına göre yeniden dizayn etmeye çalıştığı ve bunu yaparken de vurmaktan, kırmaktan, haksızlık etmekten, suç işlemekten hiç çekinmediğini artık bilmeyen, duymayan kalmadı. Doğrudan Cumhuriyet ve Cumhuriyet’in kazanımlarını hedefleyen, yeni Osmanlıcılığın hastalıklı megaloman hayalleriyle parlatılmış Yeni Türkiye hedefi, AKP’lilere hayal bile edemeyecekleri büyük paralar, büyük makamlar, mallar, mülkler, sayısız korumalar, zırhlı araçlar, dünya kadar şakşakçı ve suç ortağı yalaka bir hormonlu medya kazandırdı. Bunlara hepsini ve daha fazlasını kazandırdı ama ülkenin geri kalanına da çok ağır bir fatura çıkardı. Artık toplumsal konulardaki tüm göstergelerimiz tarihimizin en kötü, en tehlikeli değerlerini veriyor...
Kafayı dindar nesil yetiştirmekle bozmuş, tek derdimiz İslam, İslam, İslam diye bütün dünyaya sözde hedefini ilan eden AKP’nin 14 yıllık iktidarında fuhuştaki artış yüzde 790, cinsel taciz yüzde 449, çocukların cinsel istismarı yüzde 434 uyuşturucu bağımlılığı yüzde 678 arttı. Uyuşturucuyla tanışma yaşı 10’a kadar düştü, ilköğretime kadar indi. Başta büyük şehirlerimiz olmak üzere tüm Türkiye’de üretim, istihdam, gelir adaleti ve yaşam kalitesi düştü. İşsizlik, yoksulluk, rant ve suç ekonomisi sınırsızca büyüdü...

*  *  *

AKP’nin blok olarak, ‘Çocuk istismarı için komisyon’ önerisini reddetmesi ve akabinde yedikleri haltı fark edip pişkince çark etmeleri, AKP milletvekillerinin içinde özgür iradesiyle hareket eden bir tek kişi bile olmadığını bütün dünyaya gösterdi. Çocuk istismarı gibi hem yasal olarak hem de ahlaken en utanç verici toplumsal suçların başında gelen bir konuda tüm muhalefet milletvekillerinin evet oyuna rağmen bütün AKP’lilerin hayır demesi, AKP’nin rezaletlerle dolu tarihine bir başka büyük kara leke olarak geçti ve güç sarhoşluğuyla, yakalanıp hesap verme korkusuyla artık gerçek dünyadan ne kadar koptuklarını bir kez daha gösterdi...
AKP’nin bugüne dek, muhalefet partilerinin Meclis’te araştırma komisyonu kurulması önerilerini blok oylarıyla reddettiği diğer çok önemli konuları hatırlayınca insan daha iyi anlıyor, ülkemizin her biri çözülebilir meselelerinin neden yıllardır bırakın çözülmeyi derinleşerek büyüdüğünü. AKP Meclis’teki gücünü sorunlarımızı çözmek için değil, o sorunların hepsinde bir şekilde AKP’lilerin de parmağı ve menfaati olduğu için, sorunlardaki suç ortaklıklarını örtbas etmek için kullanıyor. Yoksa nasıl bir mantıklı açıklaması olabilir muhalefetin bütün araştırma komisyonu önerilerine blok olarak hayır cevabı vermek ve bu konularda yıllardır bir arpa boyu yol kat edememek...

*  *  *

AKP’nin araştırılması talebini reddettiği toplumsal sorunlarımızla ilgili soru önergelerinden bazıları şunlar: Engellilerin sorunlarının araştırılması, Soma’daki maden ocaklarında meydana gelen iş kazalarının araştırılması, ‘nükleer santralin çevreye olan etkileri, Meclis TV’ye sansür, ÖSYM’deki usulsüzlükler, faiz lobisinin araştırılması, Mavi Marmara, Gezi Parkı’nda kimyasal silah olan biber gazı ve polisin orantısız şiddeti, kredi kartı borçluları, çocuk işçiler, sendika sorunları, su kaynakları, Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının engellenmesi, kadınların işgücüne katılımı, İstanbul yatırımlarının çevreye etkisi, uzun tutukluluk süreleri, balıkçılığın sorunları, Gediz nehri kirliliği, Türk Telekom atlama kulelerindeki hasar, inşaatlardaki kazaların araştırılması, Bursa taş ocaklarının çevreye etkisi, IŞİD, bonzai, taşeron işçiler, Reyhanlı’daki güvenlik ihmali, kamu atamaları ve yer değiştirmeleri, imar işlerindeki rant, yolsuzluk ve rüşvet, Irak konsolosluğunda IŞİD tarafından rehin alınan vatandaşlar, 17/25 Aralık yolsuzluk soruşturması, terör olaylarının araştırılması, üniversite mezunlarının işsizlik sorunları, Aselsan’daki ölümler, teröre finansman sağlayan kaynaklar, işsizlik ve iç göç, kadın cinayetleri, Cumhurbaşkanı’nın harcamaları, 16 adamızın Yunanistan’ca işgali, kayıt dışı ekonomi, TRT ve AA’nın taraflılığı, Atatürk Orman Çiftliği’nin SİT derecesinin düşürülmesi, vs, vs vs...

*  *  *

Bunlar gibi daha 500 tane önemli ve çok önemli araştırma komisyonu önergesi AKP’liler tarafından reddedildi. İnsan sormadan edemiyor; iyi de kardeşim, siz TBMM’siniz ve devlet aygıtı içinde bu konuların hepsinin çözümünde birinci dereceden sorumlu birimsiniz. Muhalefet partilerinin üzerinde çalışılması, Meclis araştırması yapılması gerekiyor dediği her konuyu blok oyla, elini indir kaldır reddet mantığıyla Türkiye nereye gidebilir, hangi meselesini çözebilir? Böyle demokrasi olur mu, böyle ülke yönetimi olur mu? Bunun neresi hukuka, ahlaka, demokrasiye, çağdaşlığa uygundur? AKP’nin ülke meselelerine bakışı genel olarak böyle olunca haliyle kadına şiddet de, çocukların cinsel istismarı da, uyuşturucu kullanımı da, özel eğitim kurumlarında çocuklarımızın hurafelerle dolu müfredatla dinci vakıflara, tarikatlara teslim edilmesi de, diğer sorunlarımız gibi tavan yaptı...
Atatürk, demokrasinin en önemli ilkesi olan kuvvetler ayrılığıyla, kontrol ve dengenin askıya alınması halinde, bu durumun Meclis diktatörlüğü yaratma riski konusunda bizleri uyarıyor; “Bizim çok korktuğumuz ve daima korkarak kendimizi koruyacağımız bir şey vardır ki, herhangi bir şahsın, daha ziyade herhangi bir heyetin diktatör yönetimine dönüşmesidir. Çünkü şahıslar gibi meclisler de diktatör olur. Ve Meclis’in diktatörlüğü şahısların diktatörlüğünden daha tehlikeli ve daha öldürücüdür.’’
Maalesef, kadınlarımız bu yüzden öldürülüyor, çocuklarımıza bu yüzden tecavüz ediliyor ve yine bu yüzden bu suçları işleyenler ısrarla ve inatla korunuyor...