“Turizm sektöründe kriz en az üç yıl daha sürecek” diyen eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel’e bu sorunun çözümünü sordum. Çözüm belli; çözüm uygarlıktan, insanlıktan, demokrasiden geçiyor; tabii istenirse!

12

Eski Turizm Bakanı, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) eski Başkanı Bahattin Yücel, uzun süredir, bulduğu, bulunduğu her ortamda turizmde krizin geldiğini söyleyen, çözüm arayan isimlerden biri.
Geçtiğimiz hafta Yücel’i aradım, “Ne olur, uzun cümleler değil, kısa yanıtlar istiyorum” dedim. “Ne yapalım da turizmi düzeltelim? Bize hap öneriler verin; ben bir vatandaş olarak ne yapayım, hükümet ne yapsın, turizmciler ne yapsın?”
Çünkü şikayet etmekten, çaresiz hissetmekten, izlemekten bıktım. Çünkü Türkiye’ye bayılıyorum; kültürüne, tarihi zenginliklerine, yemeklerine, denizine, cennet koylarından Kapadokya’sına kadar her şeyine aşığım. Anlatamamaktan, gösterememekten, yurtdışına her çıktığımda, “Biz niye yapamıyoruz?” hissinden sıkıldım.
Çok daha güzel lan benim ülkem! Sorun insani! Sorun davranış, tavır, bakış!
İstedim ki, Bahattin Bey bana hap öneriler versin; beş maddede “Hadi şunları, şunları yapalım” desin… Olmadı! Çünkü Bahattin Bey’in çözümleri benim değil, hükümetin -çoktan- görmesi gereken şeyler. Yücel’in yanıtlarını madde madde sıraladım; buyrunuz…

17

Krizi getiren ne oldu?


- Türkiye; genelde AB ülkelerinin ucuz tatil tedarikçisi işlevini benimsediği için bu gelişmeyi zamanında göremedi. Toptan satış yapmayı başarı gibi gördük, dünyadaki sayısal teknolojinin gelişimini, değişimi göremedik. Bu yüzden yatırımlar üstyapı ağırlıklı gerçekleşti.
- Ortadoğu’da lider rolüne soyunmak.

11

- Bilgisiz dış politika.
- Özgürlükleri kısıtlayan, insanların yaşam tarzlarına doğrudan müdahaleyi hedefleyen, onların ne içeceklerine, ne yiyeceklerine, nasıl giyineceklerine, kaç çocuk yapacaklarına, tam ya da yarım olmalarını tayine varan yasakçı anlayış.
- Suriye’deki iç savaşa taraf olmak, dünyanın lanetlediği IŞİD canilerine lojistik sağlandığı algısının yaygınlaşması.
- Terörle mücadelenin iç savaş boyutlarına ulaşması.
- Canlı bombaların saldırıları. Turist gruplarının da hedef alınması.
- Suriyeli sığınmacıların kıyılarımıza vuran cesetleri.
- Rusya Federasyonu’na ait bir uçağı sınır ihlali gerekçesiyle vurmak.
Bu krizi çözmek için ne yapılmalı?
AKP’nin dış politikasını hızla gözden geçirerek Suriye’deki isyancılara verdiği desteği kesmesi, Rusya’dan özür dileyerek tazminat taleplerini değerlendirmesi ilk başta gelenler. Ayrıca, yasakçı ve antidemokratik uygulamalardan vazgeçildiği de gösterilmeli.

1

Peki turizmciler ne yapsın? Ya biz ne yapalım?


- Kuşkusuz uygar ölçülerde kentli yaşam tarzı vazgeçilmez koşul.
- Demokrasi, hoşgörü ve çağdaş yaşam salt turizm için değil dünya insanı olmak için de şart.
- Bu boşluk döneminde dünyadaki değişim doğru değerlendirilmeli. Her ölçekteki işletmenin kendi ürünlerini doğrudan alıcıya sunabileceği online satışlar desteklenmeli.
- Yerel yönetimler devreye girmeli. Hizmet kalitesinin standartlarının belirlenmesi ve denetimi, ayıplı mal ve hizmet sunumunun engellenmesi, yerel markalaşma şart. Antalya, Dalaman, Milas-Bodrum’daki havalaanlarından Türkiye pazarını oluşturan ülkelere 365 gün tarifeli seferler düzenlenmesini özendirmek gerekiyor.
- Türkiye, sahip olduğu değerler açısından eşsiz bir ülke. Bu üstünlükten yararlanılmasının ilk koşulu ise güvenlik.
“Bizde sezon sadece üç ay” demeye ne zaman son veririz?
Bence bitti. O kadar bile yok bu yıl.

16

Dağ gibi, deniz gibi, cennet gibi Antalya’yı da bitirdiniz ya!


Rusya’yla kriz başta, ‘politika’ Antalya turizmini bitirdi.
Üzerine EXPO fiyasko değil de ne?
Maroon 5, Deep Purple, Ricky Martin, Elton John, Sting, Simply Red, Jose Carreras, UB40, Dj David Gueta gibi isimlerden bahsediyoruz! Güya bizi dünyaya tanıtacaktı, Antalya dışında konuşulmadılar bile.
Maroon 5 gibi bir grup geldi ve gitti; etkisiz eleman gibi!
Üzerine yine orman yangını! Yine Kumluca, Adrasan ve Olimpos hedef! ‘Dünyayı sallıyoruz, İstanbul’u tekrar ve tekrar fethediyoruz’ da bir yangını söndürecek kudretimiz yok!
Mis gibi çam kokar, ağaç kokar, kuş cıvıldar, sessizliğin içinde mis gibi suya girersin, yüzersin ve kıyıya döndüğünde seni dağ, ormanlar, yeşil sarar… Adrasan candır; oradaki yangın can yakar! Turist gelmeyecek boş oteller için can yakmayın artık.