AB­D’­nin se­çil­miş baş­ka­nı Do­nald Trum­p’­ın ge­çen haf­ta iki önem­li top­lan­tı­sı var­dı. Bi­rin­de te­le­viz­yon ga­ze­te­ci­le­ri ve yö­ne­ti­ci­le­ri­ni Trump To­we­r’­da ağır­la­dı. Gö­rüş­me ‘off the re­cor­d’ ol­du­ğun­dan hiç­bir res­mi açık­la­ma ya­pıl­ma­dı.
Ama New York Post ga­ze­te­si isim­siz kay­nak­la­ra da­yan­dır­dı­ğı ha­ber­de gö­rüş­me­nin ba­zı de­tay­la­rı­nı yaz­dı. Me­ğer Trump aya­ğı­na ça­ğır­dı­ğı te­le­viz­yon­cu­la­rı bir gü­zel haş­la­mış, zıl­gıt çek­miş ve da­ha son­ra da gön­der­miş. Ta­nı­dık gel­di, de­ğil mi?
Za­ma­nın­da te­le­fon­da se­si­ni de­ğiş­ti­re­rek ga­ze­te­le­re ken­di­si hak­kın­da ba­sın da­nış­ma­nıy­mış gi­bi ha­ber­ler ve­ren Trum­p’­ın Pos­t’­a bu gö­rüş­me­yi biz­zat sız­dır­dı­ğı güç­lü bir ih­ti­mal. Zi­ra ha­be­rin içe­ri­ği Trum­p’­ın işi­ne ya­rı­yor: Se­çim kam­pan­ya­sın­da med­ya­ya yük­len­miş bir aday ola­rak seç­me­ne bu işin pe­şi­ni bı­rak­ma­dı­ğı me­sa­jı­nı ve­ri­yor.
Tam 24 sa­at son­ra Trum­p’­ın bir baş­ka med­ya ku­ru­lu­şuy­la da­ha ran­de­vu­su var­dı. Te­le­viz­yon­cu­la­ra had­di­ni bil­di­ren baş­kan bu se­fer en bü­yük düş­man ola­rak gör­dü­ğü New York Ti­me­s’­la bu­lu­şa­cak, on­la­rı hi­za­ya ge­ti­re­cek­ti. Eğer pla­nı tut­say­dı...
İs­te­di­ği Ti­me­s’­ın pat­ro­nu Art­hur Sulz­ber­ger Jr’­la bi­re ­bir gö­rüş­mek­ti, ama ga­ze­te ‘off the re­cor­d’ gö­rüş­me­yi ka­bul et­me­ye­cek­le­ri­ni bil­dir­di. Ha­ber mer­ke­zi­nin kar­şı­sın­da her şe­yin kay­da geç­me­si ha­lin­de Trum­p’­ı ga­ze­te bi­na­sı­na da­vet et­ti­ler.

Donald Trump ve yanında New York Times’ın patronu Arthur Sulzberger Jr. Donald Trump ve yanında New York Times’ın patronu Arthur Sulzberger Jr.


Bü­tün şart­la­rı ön­ce ka­bul eden Trump sa­ba­hın kö­rün­de Twit­te­r’­ın ba­şı­na ge­çip Ti­me­s’­ın ba­şa­rı­sız bir ga­ze­te ol­du­ğu­nu, on­lar­la gö­rüş­me­ye­ce­ği­ni açık­la­dı. Gü­ya ga­ze­te şart­la­rı son­ra­dan de­ğiş­tir­miş­ti; hal­bu­ki bu doğ­ru de­ğil­di. Bir­kaç sa­at son­ra Trum­p’­tan U-dö­nü­şü gel­di ve bu se­fer ga­ze­te­ye gi­de­ce­ği­ni be­yan et­ti. Sulz­ber­ge­r’­le 15 da­ki­ka baş­ ba­şa ko­nuş­tuk­tan son­ra ya­zar­lar ve ya­zı­iş­le­riy­le top­lan­tı ma­sa­sın­da bu­luş­tu ve New York Ti­me­s’­da top­lam 90 da­ki­ka kal­dı.
Es­pri­li ve ılım­lı bir ton­da geç­ti Ti­me­s’­la söy­le­şi. Da­ha ilk cüm­le­de ga­ze­te her şe­yin ka­yıt al­tın­da ol­du­ğu­nu ha­tır­lat­tı. Ya­zar­lar ve edi­tör­ler akıl­la­rı­na ne ge­li­yor­sa sor­du ve Trum­p’­ın se­çim­de­ki şa­hin tav­rı­nın tam ak­si ya­nıt­lar al­dı.
En il­ginç so­ru­lar­dan bi­ri Ame­ri­ka­’da ba­sın öz­gür­lü­ğü­nü gü­ven­ce al­tı­na alan ve baş­ka ül­ke­le­rin bu öz­gür­lü­ğün sı­nır­la­rı­nı bir tür­lü an­la­ya­ma­dı­ğı ana­ya­sa­nın bir nu­ma­ra­lı ek mad­de­si­nin akı­be­tiy­di. Trump se­çim va­at­le­ri ara­sın­da ha­ka­ret su­çu­nun kap­sa­mı­nı ge­niş­le­tip, 1 nu­ma­ra­lı ek mad­de­yi del­mek­ten bah­se­di­yor­du.
“Bu so­ru­yu sor­ma­ya­ca­ğı­nı­zı umu­yor­dum,” di­ye sö­ze gir­di New York Ti­mes ya­zı­iş­le­ri top­lan­tı­sın­da. “Ben­ce mut­lu ola­cak­sı­nız. Avu­kat bir ar­ka­da­şım ha­ka­ret su­çu­nu ge­niş­let­me­nin doğ­ru ol­du­ğu­nu söy­le­di, ama bu du­rum­da ba­na da bir do­lu da­va açı­la­bi­le­ce­ği­ni ha­tır­lat­tı. Doğ­ru­su hiç böy­le dü­şün­me­miş­tim!”
Bu ka­dar ay­rın­tı­yı ne­re­den bi­li­yo­rum? New York Ti­me­s’­ta oku­dum.
Ga­ze­te­ci­le­rin si­ya­set­çi­ler­le iliş­ki­le­ri­nin mut­lak şef­faf­lı­ğa da­ya­lı ol­du­ğu­na ina­nan NYT en in­ce de­ta­yı­na ka­dar Trum­p’­la bu­luş­ma­la­rı­nı ha­ber­leş­tir­di. Top­lan­tı es­na­sın­da ga­ze­te­nin edi­tör­le­ri Twit­te­r’­dan ba­zı not­lar ak­tar­dı. Ga­ze­te gö­rüş­me­nin tam met­ni­ni ya­yım­la­dı, ses kay­dı da pod­cast ola­rak İn­ter­ne­t’­e yük­len­di. Ya­zar­lar Trum­p’­la kar­şı­laş­ma an­la­rı­nı an­la­tan ya­zı­lar ka­le­me al­dı ama hiç­bi­ri ya­la­ka­lık yap­ma­dı, ak­si­ne epey eleş­ti­rel ya­zı­lar da çık­tı bu top­lan­tı­dan son­ra.
Ga­ze­te­nin en il­ginç iç tar­tış­ma­la­rın­dan bi­ri de edi­tör­ler ara­sın­da ya­şan­dı. Ka­yıt al­tın­da da ol­sa Trum­p’­la top­lan­tı ma­sa­sı et­ra­fın­da ya­pı­lan bir söy­le­şi­nin as­lın­da ye­ter­siz ol­du­ğu­nu, or­ta­mın kar­şı­la­rın­da­ki tar­tış­ma­lı fi­gü­rü de­rin­le­me­si­ne deş­me­ye fır­sat ver­me­di­ği­ni be­lirt­ti­ler.
Bir gün ön­ce med­ya­yı hi­za­ya ge­ti­ren Trump as­lın­da NYT’­tan ben­zer bir za­fer­le ay­rıl­ma­yı bek­li­yor­du, ama ga­ze­te­nin us­ta ma­nev­ra­sı bu kü­çük za­fe­re en­gel ol­du. Hat­ta gi­de­ra­yak “Ger­çek bir Ame­ri­kan mü­cev­he­ri­” di­ye ga­ze­te­yi onur­lan­dır­dı.
As­lın­da us­ta ma­nev­ra de­mek bi­le abar­tı­lı, çün­kü NYT sa­de­ce ve sa­de­ce ga­ze­te­ci­lik­te iti­raz et­ti. Kar­şı­la­rın­da­ki ABD baş­ka­nı da ol­sa bir ga­ze­te bi­na­sı­nın ka­pı­dan gi­re­cek­se ga­ze­te­ci­ler­le gö­rü­şe­ce­ği­ni, ga­ze­te­ci­le­rin de lo­go­sun­da yer alan il­ke­si ge­re­ğin­ce “ha­ber ol­ma­ya uy­gun her şe­yi ya­za­ca­ğı­nı­” ha­tır­lat­tı.
Ka­çı­nıl­maz bir kı­yas­la­ma­ya gir­mek is­te­mi­yo­rum as­lın­da, çün­kü ne di­ye­ce­ğim bel­li. Tür­ki­ye­’nin en bü­yük med­ya pat­ro­nu ik­ti­dar­la ağır­lık­lı ola­rak off the re­cord ko­nuş­mak­tan­sa ga­ze­te­ci­li­ği ter­cih et­sey­di bu­gün Tür­ki­ye­’de ba­sın öz­gür­lü­ğü tar­tış­ma­la­rı da bam­baş­ka bir ek­sen­de olur­du.
Pat­ron­la­rın il­la da ka­pa­lı ka­pı­lar ar­dın­da gö­rüş­me yap­ma me­ra­kı­nın ne­de­ni­ni hâ­lâ an­la­ma­yan var­sa bir gün Har­bi­ye­’de­ki rad­yo­evi­nin önün­de bu­lu­şur, kü­çük bir yü­rü­yüş tu­run­da yüz ­yü­ze ko­nu­şu­ruz.
Ne ya­zık ki Tür­ki­ye­’de­ki ga­ze­te­ci­ler­de med­ya­nın çü­rü­me sü­re­ci­nin ve bu­nun­la bağ­lan­tı­lı ola­rak bas­kı­la­rın AKP ve Er­do­ğa­n’­la baş­la­dı­ğı sap­lan­tı­sı var. Ra­kam­lar (ve ya­şa­dık­la­rı­mız) ba­sın öz­gür­lü­ğü­nün son 10 yıl­da en kö­tü nok­ta­sın­da ol­du­ğu­nu gös­te­ri­yor, ama bu tar­tış­ma­lar­da as­lın­da hiç öz­gür bir ba­sı­nı­mız ol­ma­dı­ğı ger­çe­ği gö­zar­dı edi­li­yor.
Açık­ça ko­nu­şa­lım ar­tık, med­ya hep ik­ti­dar­la­rın oyun­ca­ğıy­dı, gü­cü ye­ten de ken­din­ce şe­kil­len­dir­me­ye ça­lış­tı. AKP da­ha güç­lü ol­du­ğu için de da­ha ça­buk ve de­rin­den de­ğiş­ti­re­bil­di.
Te­mel­de so­run mev­cut med­ya dü­ze­ni­nin as­lın­da öz­gür bir ba­sın is­te­me­me­si, ön­ce­li­ğin off the re­cord iliş­ki kur­mak ol­ma­sı. Hal­bu­ki ba­sın teh­dit al­tın­day­sa ga­ze­te­ci­ler ha­ber hür­ri­ye­ti­ni ga­ran­ti al­tı­na al­mak için ka­mu­oyu­nu ha­re­ke­te ge­çi­rir, mu­ha­lif par­ti­le­re iş­bir­li­ği ya­par ve ya­sa­lar­la ba­sın öz­gür­lü­ğü­nün te­mi­na­tı­nı sağ­lar. Tür­ki­ye­’de her­han­gi bir dö­nem­de AB­D’­de­ki 1 nu­ma­ra­lı ek mad­de­ye ben­zer bir ya­sa ta­sa­rı­sı­nın ba­sı­nın gün­de­min­de ol­du­ğu­nu gör­dü­nüz mü? Ba­sın öz­gür­lü­ğü, ba­sı­nın ön­ce­li­ği hiç ol­ma­dı.
Ken­di iç he­sap­laş­ma­mı­za dön­me­miz için da­ha iyi bir za­man­la­ma ola­maz.
Doğ­ru­su, bir hol­ding med­ya­sın­da ça­lı­şı­yor ol­say­dım bu gö­rüş­le­ri­mi ifa­de ede­bi­lir miy­dim bil­mi­yo­rum. Ama ben Söz­cü­’de ya­zı­yo­rum.

Başyağdanlık kim olacak?

Acele lider aranıyor


Her te­le­viz­yo­na çık­tı­ğın­da bi­zim ev­de Meh­met Bar­las için “İş­te yağ­dan­lık yi­ne ko­nu­şu­yo­r” de­nir­di. Unut­mu­şum epey­dir, bu ve­si­ley­le ha­tır­lat­mış ola­yım. Bel­ki tek­rar do­la­şı­ma girer.
As­lın­da tam da za­ma­nı. Zi­ra Meh­met Bar­las ya­vaş ya­vaş emek­li­ye ay­rıl­mak üze­re. Bir yan­dan sağ­lık so­run­la­rı, bir yan­dan yıl­la­rın yor­gun­lu­ğu Bar­la­s’­a mes­le­ğe ve­da vak­ti gel­di­ği­ni ha­tır­la­tı­yor. Le­ke­ler­le kir­let­ti­ği ga­ze­te­ci­lik mes­le­ği­ne... Şim­di­den söy­le­ye­yim, iyi ha­tır­lan­ma­ya­cak.
Ama med­ya dü­ze­ni Bar­la­s’­ı ara­ya­cak kuş­ku­suz. Her dö­ne­min ada­mı Bar­la­s’­a her dö­ne­min ih­ti­ya­cı var çün­kü. Ah­la­ki çı­ta­sı­nın dü­şük­lü­ğü­ne rağ­men tür­lü has­let­le­ri de yok de­ğil. Ki­tap oku­muş (bil­gi­yi ana­li­ze dö­ke­me­se de), yaz­ma­yı bi­len bi­ri. Ken­din­ce bir mi­za­hı da var, o uy­du­ruk fık­ra­la­rın bir alı­cı­sı var­dır her­hal­de. Ama bü­tün bir pa­ket ola­rak bu­gün­kü yan­daş­lar­la (he­le eşi, oğ­luy­la) kı­yas­la­nın­ca ka­li­te­li, çı­ta epey yu­ka­rı­da. Şık, es­te­tik bir yan­daş. Her dö­ne­min yan­daş­la­rı­nın do­ğal li­de­ri...
Bar­las çe­ki­lin­ce ye­ri­ni kim ala­cak?

Mehmet  Barlas  emekliliğe hazırlanıyor. Mehmet Barlas emekliliğe hazırlanıyor.


Yan­daş­lık sis­te­mi­nin do­ğa­sı tah­ta Ta­ha Ak­yo­l’­un otu­ra­ca­ğı­nı em­re­di­yor nor­mal­de. Ak­yol tüm sığ­lı­ğı ve bu sığ­lı­ğı ka­li­te­liy­miş gi­bi pa­zar­la­ma ye­te­ne­ğiy­le yağ­dan­lık tah­tı­nın do­ğal ada­yı. Üs­te­lik her dö­nem yan­daş ola­bil­mek gi­bi bir ye­te­ne­ğe de sa­hip...
An­cak za­ma­nın­da Fet­hul­lah şak­la­ba­nı­nı fi­lo­zof gi­bi pa­zar­la­yan ve te­rör ör­gü­tü­nün bü­yü­me­si­ne, ya­yıl­ma­sı­na, en önem­li­si meş­ru­iyet ka­zan­ma­sı­na ya­zı­la­rıy­la des­tek çı­kan Ak­yol ken­di­ni unut­tur­ma der­din­de. (Da­ha o dos­ya­la­rı aça­ca­ğım, öy­le ko­lay unut­tur­mak yok.) O unut­tu­ra­ma­sa da bir sü­re son­ra unu­tu­lup bir
kö­şe­ye atı­la­cak. Bir pun­du­na ge­tir­se kız­lar, ba­ba­yı da ik­na edip Hür­ri­ye­t’­ten ata­cak onu za­ten...
Do­la­yı­sıy­la tah­tın en kuv­vet­li ada­yı dis­ka­li­fi­ye ol­muş du­rum­da...
Fu­at Uğur, Tak­vi­m’­de­ki fön­lü Er­gun (so­ya­dı­nı unut­tum), Hi­lal Kap­lan fa­lan da dö­nem­sel yan­daş ol­duk­la­rın­dan da­ha ken­di­le­ri­ni is­pat et­me­le­ri ge­re­ki­yor.
Şöy­le ya­şı­nı ba­şı­nı al­mış, ya­nak ok­şa­ya­cak ka­dar ol­gun­laş­mış bir abi ara­nı­yor yan­daş ba­sın­da. Bu ara­lar yan­daş ga­ze­te­ci­ler bir­bir­le­ri­ni yi­yor­lar, pi­ya­sa­yı kı­zış­tır­mak is­te­mem as­lın­da...
Ama ba­sın­da ne­ler ola­ca­ğı­nı ön­gör­mek de be­nim işim. Bu taht kav­ga­sı er geç ya­şa­na­cak.
Açık­ça­sı, ya­şı bi­raz iler­le­dik­ten son­ra fa­ux-en­tel Yıl­dıray Oğu­r’­un Meh­met Bar­la­s’­ın ka­vu­ğu­nu en gü­zel ta­şı­ya­cak isim ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum.
Ama sı­ra ona ge­le­ne, ço­cuk bü­yü­ye­ne ka­dar... Bir isim... Sa­de­ce bir isim la­zım... Dü­şü­nü­yo­rum, bu­la­mı­yo­rum. Kim ola­bi­lir? Lüt­fen, may­mu­nu da ol­sun.

Yeni kısa saçlı haliyle The Weeknd Yeni kısa saçlı haliyle The Weeknd


Saçsız da seviyoruz

Starboy çok iddialı


Etrafındaki herkes “Sakın yapma, sakın saçını kesme” diye defalarca tekrarlayınca Etiyopya’dan Kanada’ya göçen bir ailenin oğlu olan Abel Tesfaye kesin olarak karar vermiş ve berbere gitmiş. O saçlar artık yok, ama söylediğine göre hatıra olarak kasada duruyormuş.
The Weeknd adıyla ünlenen, hatta ünlenmek ne kelime, dünyanın en büyük yıldızlarından biri olan Tesfaye’nin şarkıları radyolarda ilk çalınmaya başladığında American Apparel’de t-shirt katlayan bir tezgahtarmış. Diğer çalışanlar onun şarkılarından bilmeden bahsedermiş mağazada.
Röportaj vermeyen, televizyona çıkmayan, sahneye ancak bir şişe Hennesy içtikten sonra çıkan The Weeknd hâlâ dünyanın tepesinde ama tam da oraya alışık olmayan bir havada. “Grinin 50 Tonu” filminin şarkılarını yapıp Oscar adayı olduktan sonra şöhreti tercih etmemek gibi bir şansı kalmamıştı artık.
Nükhet Duru’nun “Ben Sana Vurgunum”unu aşırı seksi bir şarkıda sample’layan, zaten ağırlıklı olarak şarkılarında seks ve uyuşturucudan bahseden Tesfaye yavaş yavaş büyüyor. Saçları kesildi, ama gücü azalmadı.

... ve kendisiyle özdeşleşen eski saç modeli. ... ve kendisiyle özdeşleşen eski saç modeli.


Meşhur saçları olmadan çektiği ilk video’sunda eski halini öldürüp mezara gömüyor ve kendisini yeniden yaratıyor. Artık “Starboy” ve şöhretle gelen maddi getirileri de gururla kabul ediyor: “Aşk için değil arabalar için dua ediyoruz.”
Yavaş yavaş söyleşiler vermeye başlayan, kendisinden bahsederken rahatlayan yeni Weeknd’i son iki yıldaki şöhretine rağmen yeni tanıyoruz. Ama son albümündeki müziği fazlasıyla tanıdık. Arkasına Daft Punk’ın da desteğini alarak Michael Jackson’dan boşalan yere oynuyor. Falsetto vokallerinden belli... Usher, Chris Brown, Justin Timberlake ve Bruno Mars’ın deneyip bir türlü ulaşamadığı mertebeye...
Doğrusu yeni MJ olmak gibi bir hedefi var mı, emin değilim. Ama “Starboy” albümünü gözünüz kapalı dinleseniz bazı şarkılarda öteki dünyadan MJ’in söylediğini hissedebilirsiniz.
Çok büyük bir hit olacağına her türlü bahse gireceğim “I Feel It Coming” mesela düpedüz “Thriller”dan fırlamış gibi. Ve çok güzel.
Albüm henüz cuma günü çıktığı için kapsamlı bir değerlendirme yapmak için çok yeni, ama şiddetle kulaklarınızda “Starboy”a yer açmanızı öneriyorum.

İletişim: Bana Twitter, Facebook ve Instagram’dan ulaşabilirsiniz: @orayegin.