Çarşamba gecesi Comet Ping Pong’un önünde upuzun bir kuyruktaki kalabalık, buz gibi havada bir buçuk saat beklemeye kararlıydı. Girişe çiçekler bırakılmış, notlar yazılmış. Dayanışma, sevgi, birlik, beraberlik mesajları.

Comet Ping Pong önü destek mesajlarıyla dolu Comet Ping Pong önü destek mesajlarıyla dolu


Washington D.C.’deki bu pizza salonunun ani popülerliği geçen pazar günü bir meczubun elinde silahla içeri girip ortalığa ateş açması. Derdi #pizzagate olarak bilinen seks skandalını yerinde incelemekmiş.
Polis gölgesinde pizza yiyoruz şimdi. İnternet’te yayılan yalan haberlere göre Hillary Clinton ve danışmanı John Podesta başkentteki bu pizzacının bodrum katından, bir çocuk seks zinciri işletiyormuş. Bu yalan haberi yayanların dayanağı sızdırılan e-mail’lerde sık sık pizza sözcüğünün geçmesi. Güya bu sıra dışı bir durummuş; pizza çocuklarla seks halkasının şifresiymiş.

Çarşamba gecesi Comet Pin Pon'un önünde uzun kuyruktaki kalabalık, buz gibi havada bir buçuk saat beklemeye kararlıydı. Girişe çiçekler bırakılmış notlar yazılmış. Dayanışma, sevgi, birlik, beraberlik mesajları Çarşamba gecesi Comet Pin Pon'un önünde uzun kuyruktaki kalabalık, buz gibi havada bir buçuk saat beklemeye kararlıydı. Girişe çiçekler bırakılmış notlar yazılmış. Dayanışma, sevgi, birlik, beraberlik mesajları


Ancak ufak bir sorun var: Comet’in bodrum katı yok. Gerçekten yok, bizzat yerinde inceledim. İçeri giriyorsunuz, upuzun, arkaya uzanan bir salon ama tek kat. Mönüsünde onlarca pizza, birkaç tane başlangıç ve salata var. Dev perdede Tin-Tin çizgi filmleri oynuyor, akşam 22.00 gibi de şehirdeki pek çok yer gibi ölüm sessizliğine bürünüyor.

Sadece Comet değil, Brooklyn’deki meşhur pizzacı Roberta’s da yalan haberlerden dolayı #pizzagate meczuplarının hedefinde.

Mesele bu deli saçmalarının yazılması değil; bir deli hep kuyuya taş atar. Aklı başında bir insan da pizzanın kod isim, Clinton’ın da seks çetesinin lideri olduğuna inanmaz.

Ama dünya giderek aklı başında insanların sayısının azaldığı, cehaletin ve aptallığın ödüllendirildiği bir yere doğru kayıyor. Her gün ama her gün yalan söyleyen Donald Trump’ın zaferi bu cehalete meşruiyet kazandırdı; onu iktidara getiren ve sağcıların ürettiği yalan haberlere aldanan insanlar ondan güç almaya başladılar.

05

ÖRNEK: KABATAŞ YALANI

Asparagas bize yabancı değil. “Sakallı bebek doğdu” ve “Ajda Arab’ınkini gördü” türü haberler yalan da olsa zararsızdı. Oysa şimdiki yalan haberler internette yüz binlerce kişi tarafından paylaşılıyor, hiçbir sorgulamadan geçmeden inanılıyor ve kitleler bu yalanla yaşıyor.

Kabataş yalanı bu dalganın Türkiye’deki ilk ve erken yansımasıydı; çok daha büyük bir çatışmaya neden olabilecekken bastırıldı.

TATMİN OLUYORLAR

Peki sizin de önünüze gün aşırı Facebook’ta “Tayyip Erdoğan Türkiye’den kaçtı” türünde haberler gelmiyor mu? Daha geçen hafta Wikipedia’nın sızdırdığı e-mail’lerin ötesinde, photoshop’la hazırlanmış bir sahte Berat Albayrak mail’i de dolaşıyordu mesela. Sahte dediğiniz anda da “Tayyip yalakası” diye küfrü basıyor mahalle arkadaşlarınız.

Yalan habere inananlar verinin ya da doğrunun peşinde değil; işlerine gelen sahte realitede yaşamak onları daha mutlu ediyor, fantezilerle tatmin oluyorlar.

Peki yalan haber eline silah aldığında? Sıradan bir pizzacıda ailece yemek yiyen insanlara silah doğrulttuğunda?..

Önümüzdeki 10 yılın en büyük sorunu sosyal medya tarafından beslenen yalan haber meselesi olacaktır. İşin kötüsü henüz hiçbirimiz bu sorunla nasıl başa çıkacağımızı bilmiyoruz.

Facebook'taki yalan haberler


hillary-clinton


1- 960 bin etkileşim

Papa, Trump’ı desteklediğini açıkladı.

2- 789 bin etkileşim
Wikileaks Hillary Clinton’ın IŞİD’e silah sattığını doğruladı.

3- 745 bin etkileşim
Hillary’nın IŞİD mail’i çıktı.

4- 701 bin etkileşim
Hillary kanunen hiçbir devlet görevinde bulunamaz.

5- 567 bin etkileşim
Hillary’nin email’lerini sızdıran FBI ajanının şüpheli ölümü.
(Buzzfeed’den alınmıştır)

Bambaşka bir Erdoğan


Bilinmeyen İstanbul turu


Cal Berkeley’de doktora yapan Esra Erdoğan Albayrak’ın mezuniyet partisinde gelenek olduğu üzere sınıf arkadaşları birbirleri hakkında konuşma yapıyor. Albayrak da arkadaşı da törene katılmadığı için konuşma metnini e-mail’le yollamış…
Esra’nın doktorasını ilk günden beri bitirmeye kararlı olduğunu, konusunu değiştirdiğini ama çalışmaktan hiç vazgeçmediğini yazıyor. “Esra’nın kuvvetli kişiliğine ve net görüşüne her zaman hayran oldum” diyor Cal’den Sarah Anne. “Hayat, inanç, politika ve aile hakkında katı inançları var ama başkalarına karşı müthiş meraklı ve açık.”
Daha sonra hiçbir yerde duymadığımız, hiç haber olmayan, bugüne kadar hiç kimsenin bahsetmediği bir seyahat anısını aktarıyor.

07

İki yabancı arkadaşını Türkiye’de ağırlamış ve gezdirmiş Esra Albayrak. “Eğer onunla gezmediyseniz dinlerarası veya kültürlerarası değiş-tokuş yapmadınız sayılır” diyor. İstanbul’un Yahudi tarihini birlikte gezmişler, sinagoglara ve Yahudi müzesine gitmişler. Gezideki üçüncü kişi haham okulunda okuyan ve kendisini LGBT bireyi olarak tanımlayan bir kadın.
“Alışılmadık bir üçlüydük ama o günkü konuşmadan kalanlar hâlâ kafamda canlanıyor” diye ekliyor arkadaşı...
Bu anekdotu önemsiyorum, çünkü küçücük bir paragrafta aslında hiç tanımadığımız, hakkında hiçbir şey bilmediğimiz ve kabul edelim, sadece babasından dolayı pek çoğumuzun nefret ettiği bir insan hakkında bambaşka bir portre çıkıyor ortaya. Bütün önyargılarımızı altüst eden... Dahası muhafazakar bir gelenekten gelen, hâlâ o kimliğine sıkı sıkıya bağlı bir insanın kendisine her bakımdan çok uzak biriyle de arkadaş olabileceğini gösteriyor.
Türkiye’de Yahudi olmak da eşcinsel olmak da giderek zorlaşıyor, bunun farkındayım.
Ama Esra Albayrak’ın şu küçük ev sahipliği, o kısa İstanbul seyahati aslında diyalog yollarının hala olduğunu, kutuplaşmış ve herkesin birbirinden nefret ettiği Türkiye’de bile iletişim için hâlâ bir ihtimal olduğunu gösteriyor. Aptal bir iyimserlik belki benimki...
Ama karşılıklı nefret ederek vardığımız yer de ortada. Öyle ya da böyle, insanları yakından tanımak iyidir.

Tez başlığı


“Dindar Kültür Yaratmak: Laiklik, Değişkenlik, Cinsiyet ve Türkiye’deki İmam Hatip Liseleri” 2016 yaz döneminde University of California, Berkeley Sosyoloji bölümüne teslim edilmiş.