17

Armağan Çağlayan’ı bizler ‘Popstar’ jürisi olarak tanımış olsak da onun çok ciddi bir televizyon kariyeri var.
Şimdilerde de şöhretin tadını almış olmasına, bu keyfi tatmış olmasına karşın kendini en iyi hissettiği şirkette yani Med Yapım’da yöneticilik yapmaya devam ediyor.
Armağan’ı o meşhur olduktan sonra tanıdım ve televizyondaki kişisel başarısının tesadüf olmadığını o zaman öğrenmiş oldum.
Çok kültürlü, gündemi zehir gibi takip eden ve aklı her an televizyonculuğa çalışan özel bir adam o.
Üstelik birlikte çalışması çok da kolay olmayan Fatih Aksoy’a rağmen aklının dibindekini yapmayı başaran inatçı bir zihin…
Bugünlerde Armağan’ı, beyin takımının başı olduğu ‘O Bana Çok Benzer’ programıyla izliyoruz.
Ama biliyorum, onda bir yapım şirketinin gözü kulağı olmaktan fazlası var.
Keşke Armağan Çağlayan bir ulusal televizyon kanalının başına geçse…
Eminim işe başlamasının üzerinden bir yıl geçmeden kanal bambaşka bir havaya bürünecektir.
İlginç formatlara başarısız olma riskini de göze alarak (bakınız havuza ünlüleri atlattığı yarışma) şans verirdi muhtemelen.
Artık dekorlarından karakterlerine, hikayesinden finaline birbirinin aynı olan dizi tahakkümüne son verirdi… (Umarım.)
Özlediğimiz, gerçekten bir televizyon kanalına benzeyen ve prime time’dan itibaren bize üç- dört farklı program veya dizi izleten bir kanala dönüştürürdü kanalını.
Ben kendi adıma sektöre orijinal bir hava katacak, yeni sesleri duyuracak, klişeyi bozacak bir kanal yöneticisi ve onun cesur patronuna çok ihtiyaç duyulduğunu düşünüyorum.
Bir izleyici olarak aynı prototiplerin sadece dizi isimleri değişerek önümüze ‘yeni sezon’ adında konulmasından bıktım.
Ne dersin Armağan, umut var mı?

18

Nefes almayı çok özledim

İnsanlarımız kendilerini tankların, tüfeklerin önüne atarak darbe ve darbeciye dur dediler.
15 Temmuz gecesi özellikle biz Ankara ve İstanbul’da yaşayan insanların asla unutamayacağı bir gece olacak.
Ama artık yalvarırım sürekli darbe gecesi şiddeti haberleri, görüntüleri yayınlamaktan vazgeçilsin.
Bu acımasız, haince şiddete maruz kalmaktan psikolojim bozulmak üzere...
Sürekli hem sosyal medyada hem haber kanallarında bu görüntüler var.
Üzerine bomba düşen, tankın ateş ettiği insanların görüntüleri…
Böyle mi yüceltiyoruz şehitleri?
İnsanların ölüme gittiği anları magazinsel bir merakla ortaya saçmaktan artık vazgeçilse mi?
Biz geride kalanların yüreği artık bu mengeneden çıkarılsa mı?

3

Kabataş projesi görüntüleri yalanlandı

Hatırlarsanız günler önce Kabataş’a yapılacağı aniden ortaya çıkan martı kanadı şeklindeki deniz dolgusu bir projeyle ilgili yazı yazmıştım.
Belediye bu projenin görüntülerinin gerçeği yansıtmadığını ve gerçek görüntülerin yakında kamuoyu ile paylaşılacağını açıklamış.
Çok ilginç bir gelişme bu. İnşaat başladığında üç yıl hizmete kapatılacak olan Kabataş İskelesi’ni kullanan insanlara, bu kentte vergisini ödeyen insanlara sormadan her türlü onaydan geçmiş bir projenin gerçek fotoğrafı neredeymiş, nasılmış henüz kimse bilmiyor bu durumda.
Belediyenin bu açıklamayı yaparken, doğrusu o değil budur diyememesi de ilginç.
Bu iş tuhaf bir hal alıyor. Bakalım karşımıza ne çıkacak...