Sonunda iPhone 7 satışa çıktı. Üç gündür Plus versiyonunu kullanıyorum ve büyük kalabalıkların beklediği cihazla ilgili izlenimlerim şöyle:

- Evet, artık sıfırdan çizilmiş yepyeni bir tasarım gerekiyor. Ama 7 ve 7 Plus yine de kendisini yeni hissettiriyor. Bunda artık fiziksel bir düğme olmayan ve Taptic Engine adı verilen yeni bir motorla çalışan ana ekran düğmesinin büyük payı var. İki yeni siyah renk (Parlak olan simsiyah ve siyah) açıkçası koyu renk telefonu cazip kılmış. Ama dışarıdan bakıldığında çok dikkatli gözlerin kamera farkını fark etmesi dışında 6S Plus ve 6 Plus’tan pek farkı yok.

PİL ÖMRÜ İKİ SAAT UZADI

- Cihazda yeni A10 Fusion işlemci kullanılmış. İki yüksek performanslı iki de pil ömrünü iki saat uzatmaya yardımcı olan düşük performanslı
çekirdek var.

- Apple, Android cihazlarda adeta gözümüzü okşayan OLED paneller yerine yine LCD tercih etmiş. Bu, her türlü ışık şartında rahatlıkta görünebilen pırıl pırıl bir ekran ama gece yine en kısık modunda bile parlak kalıyor. Ekran artık daha geniş bir renk skalasını gösterebiliyor. Bu özelliği en çok da çektiğiniz fotoğraflarda hissedebiliyorsunuz.

- 7 Plus’ın en önemli gelişimi tabi ki kamerasında yaşanmış. Artık bu cihazda çift kamera var. Cihaz bu iki lensi hem alan derinliğini arttırmak hem de birini tele objektif olarak kullanıyor. Teorik olarak 28-56 bir objektife sahipmiş gibi davranıyor. 28’lik objektif 1.8, 56 mm olansa 2.8 diyaframa sahip. Kağıt üzerinde kafa karıştırıcı gelen bu rakamların günlük hayata nasıl yansıdığını anlamak için soluğu Galata Kulesi’nde aldım. Ve gün batarken iki fotoğraf çektim. Biri geniş diğeri iki 2x modunda. Sonuç çok etkileyici. Detaylar, netlik ve renkler çok başarılı. Yeni kamera sistemi gece videolarına da çok olumlu yansımış. Ancak üçüncü parti uygulamaları dışında RAW desteği ve manuel çekim imkanı olmaması eksiklik. Ama nihayet Apple 7 Plus ile Samsung Galaxy S7’nin fotoğraf performansına yetişmiş. Ama bu özelliğin iPhone 7’de olmayışı önemli bir eksiklik.

[caption id="attachment_1450189" align="alignnone" width="880"] Bu fotoğraf iPhone 7 Plus ile Galata Kulesi’nden çekilmiştir.[/caption]

- Telefonun hoşlanmadığım özelliği ise kulaklık girişinin yer almıyor olması. Apple bunu bir cesaret örneği ve vizyonerlik olarak lanse ediyor. Kablosuz ekosistemin hayatımızı saracağını ve bu adımı ancak kendisinin atabileceğini belirtti. Ama pratikte biz ölümlülerin hayatına önemli bir sıkıntı oluşturdu. Eski kulaklıkları takabilmek için cihazın paketinden çıkan ara kabloyu takmanız gerekiyor. Bu kablo cihazın şarj noktasına takılıyor. Ve böylece müzik dinlerken telefonu şarj etmek mümkün olmuyor. Mesela cihazı otomobilinize eski usul kulaklık girişinden bağlıyorsanız bir yandan şarj edebilmek için başka üreticilerin sattığı ve henüz ülkemizde olmayan ara parçalara ihtiyacınız var. Ya da uzun yolculuklarda bir yandan müzik dinleyip ya da film izleyip şarj etmek artık hayal. Kablosuz kulaklıklar ise henüz çok pahalı ve onların da pil sıkıntıları var. Analog bağlantı tabi ki bir gün çıkacaktı ama henüz erken olduğunu düşünüyorum.

- Sonuç olarak iPhone 7 Plus artık tasarımının üçüncü yılında olmasına karşın yeni renkleri ve kamerasıyla daha da çekici. Ama 6 Plus veya 6S Plus sahibiyseniz -ve evet telefonunuzun daha taksitleri bile bitmediyse- acele etmenize gerek yok derim.