Herkes, Galatasaray ile oynadıkları maçta hakeme kırmızı kart gösteren Trabzonsporlu futbolcu Salih Dursun’u konuşuyor. Kahraman ilan ettiler.
Herkes, bu maçta hakemin verdiği kararları tartışıyor. Neler demiyorlar ki?
Herkes, hakemin düdüğünü asıp artık maça çıkmamasını öğütlüyor.
Ben maçı seyrettim.
Türk futbolcusunun bin bir kurnazlıkla hakemleri kandırma çirkinliğinden bıktım usandım! Kimse, Türk futbolunun çöken spor ahlakını tartışmıyor...
Maçı içinden çıkılmaz hale getiren futbolcu, kendini yere atarak hakemi kandırıp penaltı kazanan Trabzonsporlu Erkan Zengin idi!
Bence hakem Deniz Ateş Bitnel, penaltı kararı verdikten sonra kandırıldığını hissetti ve o andan sonra maç kontrolünden çıktı.
Amacım bu futbol maçını yazmak değil...
AKP’deki önemli bir ayrıntıyı atlamamak!
Herkes, Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Sadullah Ergin, Nihat Ergün gibi AKP’li eski bakanların muhalif çıkışlarını tartışıyor.
Arınç ve diğerleri sürekli gündemde. Aynı Trabzonsporlu dört futbolcu gibi bu dört AKP’liye de kırmızı kart gösterildiği iddia ediliyor.
İlgimi Arınç ile “aynı takımdan” olup gündeme gelmeyen AKP’li çekiyor; Hayati Yazıcı!
Tanırsınız; Rizelidir. Erdoğan’ın avukatıdır. AKP kurucusudur. 5 yıl AKP teşkilatlarından sorumlu genel başkan yardımcılığı yaptı. Başbakan Yardımcılığı, Devlet Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı görevlerinde bulundu.
Bu köşeyi takip edenler bilir; Hayati Yazıcı ile ilgili yazılar kaleme aldım.
Önce bunları anımsatayım...

Yargıdaki beyin


- 17/25 Aralık operasyonları ardından Erdoğan’ın “paralel yapı” sözünü ağzından düşürmediği o günlerde; Bakan Hayati Yazıcı, “Paralel diye bir yapı söz konusu değil” dedi.
- Erdoğan Cumhurbaşkanı olunca Hayati Yazıcı’nın üzerini çizdi; Davutoğlu başkanlığında kurulan 62. hükümette yer vermedi.
-Yazıcı 7 Haziran 2015 seçiminde aday yapılmadı. Eşi Selma Yazıcı, Twitter hesabından şunu paylaştı: “Partili olmak, yıllarca partide ter dökmek, çalışkan, güvenilir olmak meziyet değilmiş gördük. İlla da birilerine yakın mı olmak gerekiyor?”
Erdoğan, bir dönem sağ kolu olan Hayati Yazıcı’nın üzerini “Cemaatçi” olduğu için mi çizmişti? Çünkü...
Tarih: 5 Ağustos 2007.
Hayati Yazıcı’nın kızı Esra Yazıcı, işadamı Mehmet Çeker’in oğlu Abdullah Çeker ile evlendi. Kimdi bu Mehmet Çeker? Fethullah Gülen’in en değer verdiği işadamlarındandı!
Size bir diğer düğünden bahsedeyim...
Tarih: 24 Ekim 2009.
Faruk Seçen’in Elif Elibol ile evlendiği düğünde nikah şahidi Hayati Yazıcı idi.
Kimdi damat Faruk Seçen? Erdoğan’ın avukatıydı! Başka...
“Yargıdaki Paralel Yapı’nın beyni” -o dönemin- İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Fikret Seçen’in kardeşi!
Hayati Yazıcı ne alakaydı? Çünkü... Fikret Seçen, Hayati Yazıcı’nın dünürü Mehmet Çeker’in yeğeniydi!
Hayati Yazıcı da Cemaatçi miydi?.. Yandaş gazeteler, yazarlar “Cemaatçi” dedikleri Hayati Yazıcı için ağır yazılar kaleme alırken ne oldu dersiniz?
Erdoğan, 1 Kasım seçimlerinde Hayati Yazıcı’yı İstanbul 2. bölge 1. sıradan aday yaptı!
Hayati Yazıcı kazandı ama ne bakan yapıldı ne de önemli bir görev verildi.
Hüseyin Çelik ne diyerek başkaldırmıştı:
“Ben Hayati Yazıcı’nın kabine dışı kalmasına şaşırdığımı ifade etmek isterim. Sayın Cumhurbaşkanı hangi mülahazalarla böyle bir karar verdiler, ben bilmiyorum. İşini çok ciddiye alan, pratik çözümleri olan, ticaret erbabına çok yakın olan bir insandı. Sayın Hayati Yazıcı’nın kabine dışı kalmasına şaşırdığımı söyleyebilirim.“
Aynı ekipler diyebiliriz.
Peki...
Bakan yapmasa da Erdoğan, Hayati Yazıcı’yı neyin karşılığı affetti?

Erdoğan’ın kara kutusu


Nuh Mete Yüksel...
Sanırım en tanınmış savcılardan biridir. A. Öcalan’ın sorgulanmasından, F. Gülen’e açtığı davaya kadar kamuoyunun bildiği birçok soruşturmayı açan savcıydı.
Tanışmıyoruz. Ankara’da gazetecilik yaptığım dönemde Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne sanık olarak ifadeler verdim ama hiç denk gelmedik.
Savcı Yüksel şimdi emekli. Kitap yazıyor. Sağ olsun, “Nuh Mete Yüksel Anlatıyor” kitabını imzalayıp gönderdi.
Bu kitapta, Erdoğan- Hayati Yazıcı ilişkisi konusunda bir bilgi buldum. Şöyle...
2002 yılında Erdoğan’ın Atatürk’e hakaret ettiği kasetler ortaya çıkınca, DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, Erdoğan’ı savcılığa çağırıyor. Gelmiyor.
Bundan sonra olanları kitaptan aktarayım:
“Bir sabah Hayati Yazıcı ile Sadık Aykut geldiler. Bana, ‘Yüzde 40 ile iktidara geliyoruz, vazgeç bu işten Recep Bey hakkında tutuklama isteme’ dediler. Sonra ‘oturur yemek yeriz’ dediler. Ancak ben burnumun dikine gittim. Erdoğan akşama doğru geldi. İfadesini aldıktan sonra tutuklanmasını istedim. Ancak tutuklanmadı. Soruşturmaya devam ettim. İstanbul Belediye Başkanı iken geçirdiği soruşturmalar ile ilgili teftiş dosyalarını getirttim. Bilirkişi incelemesi yaptıracaktım. Ancak 3 Kasım seçimlerinden bir ay önce DGM savcılığım bitirildi.”
Merakım... Erdoğan’ın “kara kutusu” Hayati Yazıcı ile ilgili hangi sırlara vakıf?
Yani... “Boş tüfekler” Arınç ve arkadaşlarının ne yapacağını hiç merak etmiyorum.
Ve Hayati Yazıcı dün Davutoğlu’na danışman yapıldı. Hüseyin Çelik’ten boşalan koltuğa oturtulmuştu! “Sus” payı mı?..