Merkel, geçtiğimiz hafta Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki katılım müzakerelerinin durdurulması için diğer liderlerle temasa geçeceğini açıklamış ve Ekim ayındaki liderler zirvesinde ele alınacağını duyurmuştu. Fakat Merkel'in bu açıklamasının ardından AB içerisinde Türkiye'ye ve Merkel'in çıkışına yönelik oldukça zıt ve birbiriyle çelişen açıklamalar geliyor.


Merkel yaptığı açıklamalarda, "Gümrük Birliği'nin yenilenmesiyle ilgili müzakereler hiçbir koşul altında başlayamaz. Katılım müzakereleri söz konusu olduğunda ise Avrupalı ortaklarımızla daha iyi bir iletişim içinde olmalıyız. Eğer müzakerelerin durdurulması gerektiğini söylersek ve Avrupa'da çoğunluk bu fikrimize destek vermezse çok kötü olur. Türkiye'nin AB üyesi olacağını düşünmüyorum, hiçbir zaman da düşünmedim. Bu nedenle Türkiye'ye yapılan katılım öncesi mali yardımın da durdurulması gerektiğini savunuyorum" ifadelerini kullanmıştı.

[old_news_related_template title="Merkel: Türkiye'nin üyeliğinin taraftarı olmadım" desc="Türkiye'nin AB ile müzakerelerini ekim ayında AB'nin gündemine getireceğini söyleyen Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye'nin üyeliğinin hiçbir zaman taraftarı olmadığını ifade etti." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/04/2017-04-27t084130z_1808878032_rc171b701b00_rtrmadp_3_germany-eu-merkel.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2017/dunya/merkel-turkiyenin-uyeliginin-taraftari-olmadim-2001608/"]

Kulislerde bu gelişme, Brexit sonrası liderliğe oynayan Almanya-Fransa arasındaki bir çekişme olarak da değerlendiriliyor. Avrupa Birliği'ni adeta bir yönetici edasıyla yönlendirmek isteyen ve bu sayede AB'nin kuruluş amaçlarından biri olan demokrasiyi gözardı ederek, Türkiye karşıtlığından prim yapmak isteyen Merkel'i destekleyen de var karşı çıkan da.


Örneğin Almanya'ya Avusturya ve Lüksemburg gibi ülkeler destek verirken, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un önderliğinde, Finlandiya ve Litvanya gibi gibi ülkeler ise Türkiye'nin mülteci krizi ve IŞİD ile mücadeledeki rolünden dolayı Merkel'in karşısına geçti.

SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?

AB liderlerinin Türkiye ile müzakereleri durdurmak için öncelikle oybirliği ile karar alması gerekiyor. BBC Türkçe'de yer alan habere göre Financial Times (FT) gazetesinde bu hafta içinde yayınlanan bir haberde oybirliğinin sağlanamaması halinde, Türkiye'nin demokratik kriterlere uymadığı gerekçesiyle müzakerelerin askıya alınması ve yeniden başlatılması için demokrasi kriterinin getirilmesinin de gündemde olduğu bildirildi. FT, demokrasi kriterlerinin ihlaline göre alınacak bir askıya alma kararı için ise nitelikli çoğunluğun yeterli olduğunu vurguladı.

Müzakerelerin tamamen kesilmesi için Avrupa Birliği içinde oy birliği şartı aranıyor. Ancak bir diğer ihtimal olan müzakerelerin askıya alınması için 28 üye devletten en az 16'sının "evet" oyu vermesi yeterli. Müzakerelerin yeniden devamı için ise yine oy birliği ile karar alınması gerekiyor.

MERKEL'E KARŞI OLANLAR

Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani
Türkiye'nin bugün Avrupa Birliği'ne katılması çok zor ancak bu kapayı kapatmamalıyız. Bununla birlikte, şu mesajı çok net bir şekilde vermemiz gerekiyor: İdam cezası bizim için kabul edilemez. Eğer Türk hükümeti, idam cezasını geri getirirse o zaman diyalog kapısının kapanma ihtimali de çok yüksek olur.

AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini
Müzakerelere devam edeceğiz. İlişkilerin geleceğinin nasıl tanımlanacağı ise hem kendi içimizde yapacağımız hem de hep birlikte yapacağımız değerlendirmeler sonucunda belirlenecek.

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri
Şu anda Türkiye'de temel insan hakları ve hukukun üstünlüğünün sürekli olarak ihlal edildiği bir süreçten geçiyoruz. Müzakerelerin askıya alınması Türkiye ile iş birliği sona erecek, diyalog bitirilecek anlamına gelmiyor. Ancak bu şartlar altında AB üyeliği hakkında konuşmak mümkün değil.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron
Türkiye, gerçekten de son aylarda Avrupa Birliği'nden uzaklaşmış ve endişe verici derecede ileri gitmiş olabilir. Ancak başta göç sıkıntısı ve terör tehdidi olmak üzere bugün karşı karşıya olduğumuz birçok krizde hayati bir ortağımız olmasından dolayı ilişkilerin kopmasına karşıyım.

AB dönem başkanı Estonya'nın Dışişleri Bakanı Sven Mikser
Bu konuyu çok dikkatli bir şekilde ele almamız gerekiyor. Türkiye'nin aday bir ülke olarak durumunu değerlendirirken, ilişkilerin geleceğini de her açıdan tartışmamız gerekiyor. AB'nin bu konuyla ilgili bu yıl içerisinde bir karar alacağını zannetmiyorum. Göç ve güvenlik konularında Ankara ile birlikte çalışmamız gerekiyor.

Finlandiya Dışişleri Bakanı Timo Soini
Diyalog içerisinde olmak her zaman iyidir. Türkiye'de insan hakları alanında sorunlar yaşandığının farkındayız ancak ben, şahsen müzakerelerin kesilmesinden yana değilim.

Litvanya Dışişleri Bakanı Linas Linkevicius
Süreci ve ilişkiyi devam ettirmeliyiz. Kolay değil ama iletişimde olmaya önem vermeliyiz. Müzakereleri durdurarak, onları daha fazla uzaklaşmaya iteriz. Varmak istediğimiz sonucun aksini elde etme riskimiz var.

MERKEL'İ DESTEKLEYENLER

Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Junker
Türkiye, dev adımlarla Avrupa'dan uzaklaşıyor. Sorulması gereken soru, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin sonuna gelinip gelinmediğidir. Bu durumdan da tamamen Türkiye sorumludur.

Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders

Almanya'nın Gümrük Birliği'nin revize edilmesi görüşmelerinin başlatılmaması önerisine katılıyoruz. Ancak müzakereler konusunda Almanya'nın tutumunun genel seçimlerden sonra daha da netleşeceğini düşünüyorum. Bekleyip göreceğiz. Seçimlerden sonra bunu değerlendirecek zamanımız olacak.

Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz
Türkiye'deki referandumun ardından her şey normalmiş gibi ilişkilere devam edemeyiz. AB ile Türkiye ilişkileri konusunda dürüst olmamız gerekiyor. AB katılım müzakerelerini sona erdirip, bir komşuluk anlaşması üzerinde çalışmaya başlamalıyız.